Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

10 Şubat '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

14 Şubat ile hanımlar oturması...

14 Şubat ile hanımlar oturması...
 

Odun mübarek tam kış aylarına müstahakım ben. Doldur sobaya yansın…

Üretkenlik sıfırrr… Romantiklik sıfırrrr.. Acaba diyorum 14 şubat geliyor ya… Onun kompleksine mi girmiş oldum.

Yok be yaaa… Sevgili orucundayım ne zamandır… Evden çıkmayacağım diye karar aldım almasına da ev oturmasına çağırdılar iyimi. Gitsem bi türlüüüüü gitmesem sözümü tutmuş olacağım. Hayır en zamandır ertelediğim ev oturmalarına başlamakta zor ayol. Terliğim yok bir kere… Şöyle kapıdan girdiğimizde ev sahibini rujumuz bozulmadan kadının yüzüne iki metre kala yalandan muucchhh mucccchh yaparızda ondan sonra kabanımızı neyimizi bir eda ile çıkartıp asarız portmantoya da, sonracıma çantamızdan kılıfından kılıç çıkartır gibi çekeriz çantadan da sakız çiğnemiş kızların dişleri gibi topukları parlayan terliği, ayakkabıyı olmadı çizmeyi yere koyup giyeriz… Ayağa kalktığımızda ev sahibinin ödüllü baş garsonlar gibi kolunu uzatıp ta “Şöyle buyur hayatımmm hıhhhıhh “ diye gülmesi eşliğinde odaya gireriz yaaa…

Koparım ben!

Senden önce gelenler çok şanslıdır çook. Seni bir tartarlar anlatamam.

Ne giydiğin kalır, ne giyeceğin, ne aldığın kilolar kalır ne verdiklerin…

Aynı ev sahibini döner bir daha öper, sonracıma yayım yayılan arkadaşlarını tek tek eğilip öpersin… Onların ayağa kalkmasını bekleyemezsin. Kalkmazlar da zaten. Belin açılır o an öbür eline sırtını örtersin. Kiminin ruju, kiminin fondöteni değmiş yanağınla en münasebetli yeri gözünün ucuyla daha önce kestirdiğinden doğrucana oraya yönelir ve oturursun.

“Hoş geldiniiiz” “Hoş bulduk şekerim” “Nasılsınız” “İyiyim, çok şükür , ya zat-ı alileleri (yok o cümleyi kurmak geçmişte kaldı) sen nasılsın?” nezaket aleminin bütün kelimeleri, cümleleri o gün için bir araya toplanmıştır. Tıpkı ev oturmasına giden bizler gibi…

Neyse efendim O an olmayan için de hemen bazı iyi niyet cümleleri kurarız. Başlarız “ayyy ayşe nerde kaldı? Ay kalkamamıştır yataktan uyuşuk” ya da” amaaan o kocasının koynundan kalkıptaaa, giyinipteee gelecek, ay akşam kahvesine gelir “ artık, “amaaan evet yaaa onun işi de çoktur bugün bilirsin çok titizdir, evi halıyı, silip süpürürdür şimdi o” ya daa “Ah az evel telefon açtım ona canım arkadaşıma, hazırlanıyorum dedi, bitmedi zahar hazırlanması” gibi nezaket kelimelerini kullanıyorken kapının zili çalar ve o gelen ayşedir. Hep beraber yukarıdaki seremoniyi yapmamış gibi başlarız. Hoş geldin, nasılsın vs. (Yalancılar sizi siziii…)

Bu arada ev sahibi kuğu gölü balesi gibi ortalıkta dolanmakta, çayı ateşe koymaya gidip gelmiştir, iki düzeltilecek paspas varsa onu düzeltip gelmiştir. Hem bu arada hep gülen yüzüyle tek, teeek yüzümüze bakmaktadır.

Kanka yoksa eğer, hep ortalığa konuşuruz.

Ekonomi, sağlık, tarih, dil edebiyat, Obamanın yemini, sağlıklı beslenme, çocukların eğitimi, okulu, derhanesi, ekonomik kriz, Yemekteyiz programı, seda sayanın çocuğu…

Hah kanka varsa gerisi kolay… Diğerleri artık diğer alemdedir. Siz ikiniz çakkıdı çakkıdı ne yaptığınızı, ne yapacağınızı, büyük ihtimal buradan kalınca nere gideceğinizi, ya eşinizi, ya Sevgilinizi, olmadı annenizi çekiştirir, arada bir etrafa göz süzersiniz, Fransız kalmamak adına…

Derkeeeen…

Servis başlamıştır oleeeeyyyy…

Hiç bu kadar sevinmemişsinizdir. Sabah kahvaltısını bilerek az yapmışsınızdır. Her ne kadar az yemek, çok yemek adına muhabbetler edilse de büyük bir hızla tabaktakilerin görüntüsü beyne iletilmiştir göz tarafından. Muhakkak olan bir şey varsa o an ne söylenen değil, tabaktakilerden hangisiyle başlayacağınız düşüncesidir.

Kimi iki börekten birini, tatlıdan birini bırakır zaar. Maksat az yedim gördün mü bak psikolojisi yaratmak. Ev sahibi kaç günlerdir kara kara düşünüp karar verdiği mönüyü nihayet size tattırmanın hem acısını hem tatlısını yaşamaktadır. Onun için misafirin ağır ağır çiğnemesi ya da göz hareketi çok ama çok önemlidir. Eğer bir yemeği iştahlı yiyorsanız, ev sahibi büyük bir minnetle kendini ortaya atıp, tekrara getirebilirim arzu ederseniz dediği an, kıpkırmızı pancar turşusu olursunuz. Olmadı ay yoook şekerim ben hatırın kalmasın diye şeyettirdiddiiim der kurtulursunuz. Onun için ki bizim halkımız tarafından “Yemekteyiz programı” çok beğenilmiştir. Neyse esas konu şu, biri tarif istedi mi, olmuştur bu iş ve misafirlerin artık görevi sona ermiştir onun adına…

Kalkıp gidebilirsiniz… Hadi, hadi. Öyle ya misafirler kendileri için rolünü, pabucunu, kıyafetini göstermiş, ev sahibi bütün hünerini sergilemiş, bir dahaki bölümde buluşmak üzere artık gitme vakti gelmiştir.

Taaki… diğer haftaya kadar…

Vallahi ben yoruldum.

 
Toplam blog
: 359
: 1593
Kayıt tarihi
: 29.11.06
 
 

Deli-dolu, akıllı,  yalandan yere çamura yatan, normal değerlerde zekalı, esprili, şakacı, kendin..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara