Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Nisan '07

 
Kategori
Basın Yayın / Medya
 

17 Nisan Salı

17 Nisan Salı
 

TANDOĞAN’A SESSİZ CEVAP (Akşam). Ankara’da Başbakan’a köşke çıkma mesajı verilen mitingden iki gün sonra İstanbul’un dört yanı esrarengiz pankartlarla donatıldı: Halkın cumhurbaşkanı sensin…

Yorum: Ankara mitinginin etkisini küçümsemek elbetteki mümkün değil. Akparti hükümeti ister istemez mitingin etkisini azaltmak, bu kalabalık karşısında ezilmediğini göstermek için bir şeyler yapmak zorundaydı. Benzeri bir miting düzenlemek inatlaşmak anlamına gelirdi. Ayrıca bu mitinge daha çok kalabalık toplamak da mümkün olmayabilirdi. Çünkü Akparti tabanının sosyo-ekonomik ve kültürel seviyesi Ankara’ya bir mitinge gelmeyi kaldıramaz. Bu yüzden iyi bir yöntem bulmuşlar diye düşünüyorum.

ERDOĞAN ESKİSİ KADAR RAHAT DEĞİL (Birgün). Cumhurbaşkanı adayı olacağına ilişkin sinyaller veren Erdoğan, son gelişmeler karşısında uzlaşma çağrılarına kayıtsız kalamıyor.

Yorum: Elbette ki Ankara mitinginden sonra Erdoğan’ın rahat olması mümkün değil. Bu rahatsızlık, Erdoğan’ın kendine olan güvensizliğinden kaynaklanmıyor elbette. Erdoğan, karşıtlarının daha sonra da sürekli kendisini rahat bırakmayacaklarının farkında. Bu da elbette onu tedirgin ediyor.

ÖZAL’DAN EVREN’E KÖŞK OYUNU (Bugün). Bir sır perdesi daha aralandı. Turgut Özal’ın, kimi cumhurbaşkanı seçeceksiniz, diye soran Evren’e, tabii sizi paşam dediği ortaya çıktı.

ÇALIM YEMİŞ NETEKİM (Vakit). Evren 1987’de 2. Özal hükümetini kurmak için köşke çıkan Özal’a cumhurbaşkanlığına kimi seçeceksiniz diye sorar. Özal, gayet sakin tabii ki sizi seçeceğiz efendim der. Ancak Evren’in adaylığı Özal’ın iyi top çevirmesi sebebiyle bir türlü gündeme gelmez.

Yorum: Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin Türkiye’de hep sancılı geçtiğini biliyoruz. Bunda cumhuriyet ve demokrasi kültürünün hâlâ tam olarak oturmamasının da etkisi var. Makam ve mevkiler, sahipleri tarafından nedense bizde çok benimseniyor ve bir türlü bırakılmak istenmiyor. Bir anlamda kendisinin zoraki cumhurbaşkanlığı yapmak zorunda kaldığını düşünen Evren Paşa bile, görev süresi sona erince ikinci kez buraya oturmayı arzu edebiliyor. Demirel’in de bunun için çok uğraştığını hatırlarsınız. Politikacılar da işi gerçekten iyi idare ediyorlar.

367 KORKUSU (Cumhuriyet). Erdoğan, köşk seçimini kazaya uğratmamak için Mumcu’yla görüşecek.

Yorum: Aslında bana ve pek çok hukukçuya göre meclisin toplanması için 367 şartı gerekmiyor. Fakat değil mi ki bir alternatif olarak böyle bir yorum da yapılabileceği ortaya atıldı. Elbette ki bunu ileri sürenler peşini bırakmayacaklardır. Kaldı ki burada kesin sözü söyleyebilecek bir merci de yok gibidir. Eğer böyle bir durum olursa bu tartışma ilanihaye devam edecektir. Erdoğan da doğal olarak bu tartışmanın sürmemesi hatta başlamaması için oturumu 367+ olarak açmanın yollarını arayacaktır.

MUMCU DİK DURACAK MI? (Güneş). Eroğan 367 kilidini açmak için kendisini Baykal’dan daha ağır eleştiren Erkan Mumcu’dan randevu aldı.

Yorum: Siyasetin cilvesi işte… Erdoğan, aralarında hayli tartışma yaşanan Erkan Mumcu’yla, onun yardımına muhtaç olacak biçimde görüşmek zorunda. Anavatan partisi cumhurbaşkanlığı seçimi için meclisteki ilk oturuma katılırsa, toplantı yeter sayısı tartışmaları noktalanmış olacak. Fakat Erkan mumcu, hem böyle bir durumda kendine muhtaç olan Erdoğan’a yardımcı olur mu, hem de muhalefetin hükümete payanda olma suçlamasını üstüne almak ister mi, bunu zaman gösterecek.

Burada acı olan şey şu ki, partiler ve liderleri her ne kadar kedi görüşlerini desteklemek için ülke menfaatini öne sürseler de, verdikleri kararlar da siyasi olaylar daha çok etkili oluyor.

PARAYI ÜÇ HARF KURTARDI (Hürriyet). Dursun ve Esat Türk kardeşler, Egebank’a yatırdıkları paraların off-shore hesapta olduğunu öğrenince yıkıldılar. Ancak Yargıtay belgedeki off-cor yazısına bakarak kardeşler lehine karar verdi.

Yorum: Yargının kararını tartışmak benim işim değil ama şöyle düşünüyorum. Eğer bu kişiler daha çok faiz alamk arzusuyla off-shore hesabını seçmek istedilerse, yazılış yanlış da olsa, niyetleri açıkca belli olmaktadır. Yok eğer bankanın isteği doğrultusunda ne olduğunu bilmeden bu yanlış ifadeyi yazdılarsa, haklarını yememek lazım.

ÇİFTÇİ HESAP SORACAK (Milli Gazete). Saadet Partisi’nin Manisa Turgutlu’da düzenlediği Çiftçi Mitinginde konuşan Saadet lideri Recai Kutan, AKP hükümetini eleştirerek Bu durum böyle gitmez, İnşaallah biz bunları düzelteceğiz. Çiftçinin hakkını biz iktidara gelince vereceğiz, dedi.

Yorum: Seçimler geldiğinde elbette herkes kendi değerlendirmesine göre beş yılın muhasebesini yapacak ve oyunu ona göre verecek. Ortaya da yeni bir meclis ve yeni bir aritmetik çıkacak.

BU MESAJI DÜŞÜNMELİYİZ (Milliyet). Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, yüz binlerce kişinin katıldığı Cumhuriyet Mitingini herkesin saygıyla karşılaması gerektiğini söyledi. Bu kalabalık ne istiyor, diye düşünmemiz gereken bir olay, dedi.

Yorum: Sayın Şener’in yaklaşımı çok demokrat bir nitelik taşıyor. Her ne kadar bu bir seçim niteliği taşımamakla, parlamentoya etki etmemekle beraber, ülkede yaşayan büyük bir grup insanın arzularını dile getirdiği için, hükümet de davranışlarını buna göre ayarlamak zorunda. Elbette ki seçime girerken partiler, bir kesimin memnuniyetine daha çok önem vereceklerdir. Bazıları da bütün kesimi kucaklamak ister. Önümüzdeki dönemde hükümetin icraatını göreceğiz ve nasıl bir yol izlediklerine şahit olacağız.

HIZIR GİBİ YETİŞTİ (Posta). Bandırma’da trafik kazası geçiren gncin kopmak üzere olan bacağının dikilmesi için İstanbul’a nakledilmesi gerekiyordu. Bunun için sadece 5 saat vardı. Gencin yakınları AKP Balıkesir milletvekili Turhan Çömez’i aradı. Çömez gece yarısı deniz otobüsü kaldırıp genci İstanbul’a getirdi. Devlet Hastanelerinde operasyonu yapacak ekip bulunamayınca genç özel bir hastanede ameliyat edildi. Çömez şimdi 80 bin liralık ameliyat parasını da temine çalışıyor.

MİLLETİN VEKİLİ (Takvim). Cankurtaran vekil Turhan Çömez, bir hayat daha kurtardı. Bacağı kazada kopma noktasına gelen genç için hızlı feribot tutu, İstanbul’a getirdi, bacak dikildi.

Yorum: Böyle zor günde bir vekilin milletine yardımcısı olması çok güzel bir örnek. Her milletvekilinin zor zamanlarda milletinin hizmetinde olması gerekir. Çömez’i kutluyorum.

MUHALEFET TEK SES: ÇANKAYA İÇİN UZLAŞ (Radikal). Baykal, Mumcu ve Ağar aynı görüşte birleşti. Erdoğan’ın bugünkü görüşmelerinde Mumcu "Uzlaş" Ağar, Baykal’la da görüş" diyecek. Baykal benimle görüşmek istemiyorsa meydanlarla uzlaşsın, diyor.

Yorum: Komşu komşunun külüne bile muhtaçtır diye bir atasözümüz var. Gerçi artık böyle komşuluklar kalmadı. Daha sı şimdiki nesil külün ne olduğunu bile bilmez. Ama yine de komşular arasında bu tür ihtiyaçlar ortaya çıkıyor. Akparti de cumhurbaşkanlığı seçiminde sayı olarak nazarı itibara alınmayacak partilerin en azından meclisin açılış toplantısında bulunmalarına muhtaç duruma düştü. Bakalım bu fırsatı komşuları nasıl değerlendirecekler?

KENDİNİ DEĞİL ÜLKEYİ DÜŞÜN (Sabah). DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, cumhurbaşkanlığı konusunda bugün görüşeceği Başbakan Erdoğan’a vereceği mesajları Sabah’a anlattı.

Yorum: Nasihat vermek her zaman kolaydır. Başkasına tavsiye ettiklerimizi çoğu zaman kendimiz yapamayız. Sayın Ağar belli ki eline geçen fırsatı iyi değerlendirmek istiyor.

SINIFTA TEK BAŞINA (Sabah). 11 yaşındaki Hepatit B’li B.D. ayrı sınıfta tek başına okuyor. Ailesi tecrit edildi, müdür ise öğrenme güçlüğü var diyor.

Yorum: Herhalde taraflardan birinin dediği yanlış birinin dediği doğrudur. Bunu tespit etmek o kadar zor değil. Psikologların denetiminde doğrusu neyse bir an önce onu yapmak lazım.

HAYIRLI OLSUN (Star). Erdoğan her Türk evladına düşen, onbirinci cumhurbaşkanının hayırlı olmasını söylemektir. Benim duam bu, dedi.

Yorum: Elbette biz de cumhurbaşkanımızın hayırlı olması için dua ediyoruz. Bunlar zamanı doldurmak için söylenen sözler. Benim tahminim son günlere doğru sayın Erdoğan’ın parti grubu tarafından aday gösterileceğidir.

PEŞMERGE OLMAZ MEHMETÇİK GELSİN (Star). Saddam7ın bile dokunamadığı Kerkük’ün Arap yöneticisi el-Cuburi Star’a konuştu. Peşmerge ile referandum olmaz. Türkiye’den asker isteyeceğiz.

Yorum: Doğrusu ne kadar samimi bir arzu bilemiyorum. Türk askerinin adaleti elbette peşmergeyle ölçülemez.Bu anlamda el-Cuburi haklıdır. Ancak Türkiye bu şekilde Irak’a askeri kuvvet zaten gönderemez. Belki Birleşmiş Milletler’den yardım istemeleri daha yerinde olur.

TÜRKLER ZATEN AB’DE (Türkiye). Almanya Başbakanı Merkel, Türkiye’yi yere göğe sığdıramadı. Türkiye süratle büyüyor ve birçok AB toplantısına üye gibi katılarak işbirliği yapıyor, diyen Merkel, Türk standında Türk-Alman ortak yapımı ürünleri inceledi.

Yorum: Merkel’in söylemleri günü kurtarıp idare etmek yönünde. AB’nin 50. yıl törenlerine Türkiye’yi çağırmamış olması bence çok ciddi bir mesajdı ve taraf oluşu simgeliyordu. Hannover Fuarı dolayısıyla söylenmiş beylik sözlerle bizi teselli etmesi mümkün değil…

YAKINDA NİKAH VAR (Vatan). Merkez sağın iki düşman kardeşi DYP ve ANAP birleşme yolunda önemli mesafe aldı. Çözülmesi gereken birkaç pürüz var. Ancak iki partinin seçimlere tek liste halinde girmesi hemen hemen kesinleşti.
Yorum : Özal sonrası, ANAP zaten misyonunu tamamlamış, ya da misyonundan uzaklaşmıştı. O gün bugün iki partinin ayrı ayrı teşkilatlanması çok yanlış bir yoldu. Tabandaki vatandaşların bile akıl ettiği birçok şeyi yöneticiler bir türlü görmediler, göremediler. Sebebi de her halde kişisel kaprislere dayalı koltuk sevdasıydı. Bugün yeniden birleşme noktasına gelmeleri sevindirici. Vaktiyle iki veya üç partili bir meclis oluşması için ciddi çabalar sarf edilmişti. Ancak parti yönetiminde gösterilen şahsi kaprisler, vatandaş için de geçerli olunca bir türlü sonuca ulaşılamadı.

Solda da CHP-DSP birleşmesi gerçekleşebilirse, milli iradenin tamamı mecliste temsil imkanı bulur diye düşünüyorum. O zaman marjinal partilerin oy oranı çok cüzi sayılara kadar düşer.

MECLİSİN KARARI MİLLETİN KARARIDIR (Yeni Asya). Türkiye Sivil Toplum platformu meclisin vereceği karara saygı duyuyoruz ve saygı duyulmasını bekliyoruz, dedi.

Yorum: Kurallara göre yaşamak her zaman en doğru ve çıkar yoldur. İstisnalar, kendiliğinden oluşan engellerdir ve öyle olmalıdır. Zorlamayla yaratılan kural dışılıklar, çok kere zarardan başka bir şey getirmez. Bu şartlarda milli iradeyi mecliste aramak, demokratik rejimin kökleşmesine yardımcı olacaktır.

KORSANA DA BULAŞTI (Yeni Şafak). Tuncay Özkan, sahibi olduğu Kahaltürk’e çıkardığı Turgut Özakman’ın konuşmalarını "Çılgın Türkler" adıyla piyasaya sürdü.

Yorum: Olay gazetede verildiği gibi cereyan ettiyse sayın Tuncay Özkan’ın yaptığı tasvip edilemez. Bir yayın kuruluşu sahibinden, telif eser hakkına daha çok saygılı olmasını beklemek herkesin en doğal hakkıdır.

CEMEVLERİNDE KUTLU DOĞUM COŞKUSU (Zaman). 1989 yılından beri Diyanet İşleri Başkanlığı’nca Hz. Muhammed’in doğumu "Kutlu Doğum Haftası" olarak kutlanıyor. Bu yıl Türkiye ve Avrupa Aleviler’i de Kutlu Doğum’u cem evlerinde anmaya hazırlanıyor.

Yorum: Alevilerle ilgili en büyük tartışma, kendilerini İslam dini çerçevesinde görüp görmedikleri meselesidir. Haberden anlaşılıyor ki, İslam çatısı altında olması gereken, adlarını İslam Peygamberinin damadından alan bir grup, bunun bilincinde olarak Hz. Muhammed’in doğumu dolayısıyla düzenlenen Kutlu Doğum etkinliklerine katılacaklarmış. Bu elbette sevindirici bir durumdur.

 
Toplam blog
: 859
: 979
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu, ekonomik..