Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Nisan '12

 
Kategori
Eğitim
 

17 Nisan ve Köy Enstitüleri

17 Nisan ve Köy Enstitüleri
 

Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Derneği


Bugün 17 Nisan. Köy Enstitüleri'nin Kuruluş Yıldönümü.

Köy Enstitüleri deyince, aklıma babam gelir önce. Onun Köy Enstitüsü yolculuğu ve arkadaşları; o beyaz saçlı delikanlılar ve genç kızlar gelir. Onların gür sesleri, Ziraat Marşı coşkuları gelir. Babamı sonsuza uğurladıktan sonra bana 'kızım' deyişleri, 'Bizler de senin anne babanız merak etme üzülme' diyerek teselli edişleri gelir. Vatanseverlikleri, Atatürk'e bağlılıkları gelir. Yaşamın kıyısında, belki son demlerinde, hiç ölmeyecekmiş gibi ayakta dimdik duruşları gelir..

Köy Enstitüleri; 1940 yılında 3803 sayılı yasayla kuruldu. Kentlerden uzakta, kırsal çevrelerde kurulan bu okulların sayısı zamanla 21'e ulaştı. Daha sonra bu okullara öğretmen yetiştirmek amacıyla Yüksekokul düzeyinde Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü kuruldu.

Köy Enstitüleri, siyasi nedenlerle 1953-1954 öğretim yılından itibaren İlköğretmen Okulları'na dönüştürüldü.

Bugün yine Köy Enstitüleri'nin birkaç yönüne dikkat çekmek amacıyla, babam Mehmet Hayati Denizkuşu'nun anılarından bir bölümü sizlerle paylaşacağım.

'…...O yıl ilkokulu 'Pekiyi' derece ile bitirdim. Ama Karaburun'da ortaokul yoktu. Gidebileceğim bir okul yoktu. Bir yıl boşta geçti.

Bir yıl sonra İzmir İzmir ili Kızılçullu bölgesinde bir Köy Enstitüsü açıldığını duyduk. Köy Enstitüsü yalnız köy çocuklarını alıyordu. Biz de babamla hazırlandık ve İzmir'e (o zaman Karaburun'dan İzmir'e vapur çalışıyordu.) vapurla geldik. Ertesi gün Kızılçullu'ya gittik. O zaman Kızılçullu köy öğretmen okulu değildi. Kızılçullu Köy Enstitüsü adını almıştı 1940 yılında çıkan yasayla.. Kızılçullu Köy Enstitüsü birinci sınıfına başladım. Köy Enstitüleri yalnız köy çocuklarını alıyordu. İlçe merkezlerinden, il merkezlerinden ve kentlerden öğrenci almıyordu. 1940 yılına kadar bu okulların adı Köy Öğretmen Okulu'ydu. 1940 yılında 3803 sayılı yasayla Köy Enstitüsü adını aldılar. Köy Enstitüsü denmesinin ayrı bir anlamı var. Bu okullar yatılıydı, parasız yatılıydı, sınavla giriyorduk. Beş yıl süreliydi. 1945'te Kızılçullu Köy Enstitüsü'nü bitirdim. Köy öğretmeni oldum. Şimdi sıra atanmama gelmişti. Kendi köyümü istedim. Kendi köylerimizde öğretmen gereksinimi varsa bizi kendi köyümüze öğretmen olarak veriyorlardı. Böylece kendi köyüme 1945 yılında öğretmen olarak geldim.

…............................

Köy Enstitüleri köylere öğretmen yetiştirmek amacı ile açıldı. Yalnız köylere öğretmen yetiştirecekti. Köy koşullarına göre öğretmen yetiştirecekti. Ve parasız yatılı okullardı. Yıllık çalışma süreleri de diğer okullardan fazlaydı. Neredeyse on aydı. Köy Enstitüleri'nin temelinde sekiz yıllık ilkokul ve ortaokul programları uygulanırdı. Ondan sonraki yıllarda Köy Enstitüleri için tamamen ayrı öğretim programları hazırlandı. Bu programlar yalnız teorik değildi, sadece anlatımlara, ders kitaplarının metinlerine bağlı değildi. Gerçek yaşama bağlıydı. Gerçek yaşamın büyük bir bölümü de köy yaşamı ile ilgiliydi. Bu nedenle yalnız köy çocuklarından öğrenci alıyordu. Köy Enstitüleri'nde yalnız kuru bilgi ve teoriye dayanan dersler okutulmazdı. Bunun yanında tarımla, el sanatlarıyla, yapıcılıkla, marangozlukla, dülgerlikle, demircilikle ilgili iş alanları ve dersler de vardı. Yaparak, yaşayarak sürdürülen bir öğretim ve köy yaşayışına yararlı olmak için programlar yapılıyordu. Yaz tatillerimiz diğer okullara oranla daha kısaydı. Derslerin birçoğu uygulamalıydı.

Her öğrenci ikinci sınıftan itibaren bir sanat dalını, meslek dalını teorik dersler dışında seçmek durumundaydı. Bunlar erkekler için marangozluk, dülgerlik, demircilik, yapıcılık, tarım dersleri (bağcılık, tarla ziraatı, meyvecilik), kızlar için dikiş-nakış, çeşitli işlemeler, ev yönetimi olmak üzere uygulamalı derslerdi. Her Köy Enstitüsü'nün bulunduğu bölgede kendine özgü tarım alanları vardı. Örneğin, Kızılçullu Köy Enstitüsü İzmir'de eski Amerikan Koleji (Nato Bölgesi) binasının bulunduğu yerde kuruldu. O kolejin bütün bahçeleri, spor alanları, dinlenme alanları, hepsi olduğu gibi İzmir Kızılçullu Köy Enstitüsü'ne geçti. Traktörlerimiz vardı. Daha sonra kamyonlarımız da oldu. Tarım yapıyorduk. Her çeşit tarım denemesi yapılıyordu. Bilgi yönü de öyleydi. Bir Köy Enstitüsü çıkışlı kimse köye öğretmen olarak gittiği vakit orada bildiği becerilerin birçoğunu okulunda öğrencilere ve daha gençlere öğretiyordu. Beraber iş yapıyordu.'

 

KÖY ENSTİTÜSÜ BİNALARININ YAPIMI

 

Babam Köy Enstitüsü binalarını, hep birlikte imece yöntemiyle yaptıklarını anlatırdı. Yaz aylarını bu çalışmalarla geçirdiklerinden sözederdi. Bu konu ile ilgili eski Köy Enstitüsü dergilerinde okuduğum bir yazıyı sizlerle paylaşacağım.

 

Aşağıdaki yazı 1945 yılında Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü tarafından yayımlanan Köy Enstitüleri Dergisi'nden alınmıştır.

 

YÜKSEK KISIM BİNASININ YAPILMASI

 

Hüseyin YÜCEL

 

Yüksek Köy Enst. Öğrencilerinden

 

Binanın yapılışında; yardımcı amele, duvarcı ustası, marangoz ustası, ustabaşı, Mimarı, Mühendisi Yüksek Köy Enstitüsü talebesidir. Bu çalışmada iş, organizasyon, maddenin kıymetlendirilmesini açıklayalım. Aramızdan seçilen üç arkadaş iş bölümünü yaptılar. Her hafta harççı, taşçı, yardımcı ve ustalar ayrıldı. Kümeler teşkil edildi. Böylece işe başlanıldı. Bina temellerinin kazıkları çakıldı. Temel ve bodrumun kazılmasına girişildi. El içleri kabardı, sarı sular aktı, sonra nasırlandı. İşler hergün birbirinden daha iyi, tertipli, düzenli olarak sona erdi. Duvarlar süratle yapıldı. İşin semeresi görüldükçe çalışma zevki ve isteği arttı. Bu işte el, alet, teknik ve kültür unsuru aynı zamanda, birlikte yürüdü. Düşünceler elin yaptığı işte toplandı. İşin insanlığa mahsusluğu belirdi. İş şuurla çalışan elin faaliyetlerini ortaya çıkardı. Bu işte zeka, düşünme, yaratma beraber yürüdü. Yüksek kısmın çalışmalarında bu işin dörtbaşı mamur olarak sona erdirildiği görüldü.

Su basmandan sonra işler yine sistemle ahenkle yürüdü. Kalıplar yapıldı. Lento, kiriş, taban demirleri yerleştirildi. Beton dökümü daha hummalı bir faaliyetle sona erdi. Birinci katın üç duvarı çıkarıldı. Bu işler yedi temmuzdan ay sonuna kadar sürdü.

Bir buçuk ay staj, iki ay izinden sonra binanın birinci, ikinci katı tamamlandı. Bir taraftan da çatı makasları hazırlandı. Çatının, tabanların, tavanların yapılması, pencere çerçevelerinin takılması on beş Aralık'ı buldu. Hatta bu yüzden derslere geç başlandı. El emeği, alınteri ile binanın en basit, en küçük işlerinden en büyüklerine kadar her çeşidi kendimiz tarafından yapıldı. İyi bir teşkilat ile tempolu, randımanlı çalışmanın en güzel örneği bu binada verildi. Çalışmalarda tenlere kanlı terler karıştı. İnsan enerjisinin, insan meramının yaptıkları, elle tutulur, gözle görülür şekilde ortaya çıktı. Maddenin alet, enerji ve teknikle kıymetlendirilmesi sağlandı.

Binanın yapılmasında ter dökenler şimdi bina içinde gönül rahatlığı, neşe içinde kendilerini vatanın vatanlaştırılmasına hazırlıyorlar.

Son Söz:

Bugün 17 Nisan. Köy Enstitüleri'nin coşkusunu, ruhunu bir kez daha benliğimizde hissediyoruz. Sonsuza uğurladığımız eğitimcilerin izlerinden yürümeye devam ediyoruz.

Ziraat Marşı'nı hep birlikte, imece ruhuyla söylemeyi sürdürüyoruz.

ZİRAAT MARŞI

Sürer, eker biçeriz, güvenip ötesine,

Milletin her kazancı milletin kesesine

Toplandık baş çiftçinin Atatürk'ün sesine

Topraklar savaş için ziraat cephesine

Biz, ulusal varlığın temeliyiz, köküyüz.

Biz, yurdun öz sahibi, efendisiyiz köylüyüz.

İnsanı insan eden ilkin bu soy bu toprak

En yeni aletlerle, en içten çalışarak

Türk için yine yakın dünyaya örnek olmak.

Biz, ulusal varlığın temeliyiz, köküyüz.

Biz, yurdun öz sahibi, efendisiyiz köylüyüz.

Kuracağız öz yurtta dirliği, düzenliği

Yıkıyor engelleri, ulus egemenliği,

Görsün köyler bolluğu, rahatlığı, şenliği

Bizimdir o yenilmek bilmeyen Türkbenliği

Biz, ulusal varlığın temeliyiz, köküyüz.

Biz, yurdun öz sahibi, efendisiyiz köylüyüz.

http://www.ykked.org.tr/index.php?option=content&pcontent=1&task=view&id=21&Itemid=55

 Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği

İnönü Cad. 58/17 Birlik Apt. Altıntaş İzmir

Tel  -  Faks : (0232) 256 52 62             

(0232) 256 52 62      

ykked@ykked.org.tr

ykkedernegi@yahoo.com.tr

 

 

 
Toplam blog
: 28
: 2979
Kayıt tarihi
: 26.06.06
 
 

Yaşama dair herşeyle ilgileniyorum. Bunları sizlerle paylaşacağım. ..