Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Ağustos '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

180 derece zıt yorumlar

180 derece zıt yorumlar
 

Hepimiz aynı yere, hatta aynı şeye bakıyoruz. Ama aynı şeyi görmüyoruz. Her birimizin gördüğü diğerinden farklı.

Bu, insan olarak ne kadar özel yaratıldığımızın bir kanıtı.

Ama yine de genel anlamıyla, aslında aynı şeyi görmemekle beraber, aynı yorumladığımız ortak değerlerimiz olmalı toplum olarak…

Resimden anlayan pek çok insandan büyük çoğunluğu, bir tabloya baktığı zaman, “güzel” diyorsa, ona güzel diyebilmeliyiz. Güzel diyenlerin güzellik anlayışı farklı da olsa, güzel buldukları noktalar değişik de olsa, böyle bir ortak nokta bulunabilir.

Peki beğenmeyenler olmaz mı? Olabilir. Hatta çirkin diyenler bile çıkabilir. Ortaya çıkan bu durumun açıklaması, "Onlar zaten resimden anlamıyorlar" suçlaması olmamalıdır.

O yüzden bir olayın 180 derece zıt değerlendirilmesi, bana ne yanlış, ne doğru geliyor, ama beni gerçekten düşündürüyor.

On gün kadar önce Giresun dolaylarına gittiğimi yazmıştım. Yörenin önemli ürünü fındık biliyorsunuz. Köylüler yağmurdan fındıklarını kurutmaya vakit bulamadıklarından söz ettiler. Biz de çok ihtiyacımız olduğunu söyleyerek, bulutların ve yağmurların İstanbul’a ve Ankara’ya yönlendirilmesini istedik.

Bu arzumuz çeşitli esprilere sebep oldu. Bazıları Ankara’ya yağmurun ancak Sezer gittiğinde yağacağını söylediler. Bazıları da Sezer gittiğinde bu kadar sıcağa rağmen gökyüzü bile ağlayacak diyerek farklı yorum getirdiler.

Şakayla karışık bir espri de olsa, bence bu çok siyasi ve çok katı bir yorumdu. Blogta bunu yazmayı düşünmedim.

Fakat daha sonraki günlerde (23 Ağustos), Süleyman Ekim bey, “Yağmur, yağmak için Sezer’in gitmesini bekliyor” başlıklı bir yazı yazdı.

Dün Cumhurbaşkanlığı seçiminin üçüncü turu yapıldı ve Abdullah Gül Ak Parti milletvekillerinin oylarıyla 11. cumhurbaşkanı seçildi.

Seçimin ardından yemin töreni, arkasından da devir teslim töreni yapıldı.

Sezer görevinden ayrılırken, Ankara’ya yağmur yağıyordu.

Ya da Sezer’in ardından gözyaşı dökenlere eşlik edercesine gökyüzü de ağlıyordu…

Doğal bir hareketi, herhalde birbirine bu kadar zıt şekilde, bir şark milletinden başkası değerlendiremez. Benim dikkat çekmek istediğim husus budur.

Yalnız burada unutulmaması gereken bir küçük nokta var. İki tarafın değerlendirmesi de aynı yanlış temel üzerine oturtulmuştur.

Onun için kimsenin kimseye söyleyecek sözü yok diye düşünüyorum.

Aynı şekilde 180 derece zıt yorumlanan bir olay daha var.

Biliyorsunuz Hayrünnisa hanım, başörtüsüyle üniversiteye devam edemediği için, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurmuştu. Eşi davalı olduğu ülkenin Dışişleri Bakanı olunca da bu davayı geri çekmişti.

Şimdi o şikâyetçi kadın, ülkenin bir numaralı hanımefendisi oldu.

Bunu ilâhî adalet olarak yorumlayanlar da var, demokrasinin eninde sonunda gerçekleşmesi olarak algılayanlar da…

Görünen o ki, yorumlarımızda bir sakatlık var. İki taraf da inadından vazgeçip, ortak bir noktada buluşmadıkça, huzurlu bir toplum olamayacağız.

Bunun farkında mıyız?

 
Toplam blog
: 859
: 979
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu, ekonomik..