- Kategori
- Blog
3 yılda yazılan 903 yazı
İnsan, düşündü... Yazar, düşünüleni anlattı... Yazı, anlatılanı kitleselleştirdi, evrenselleştirdi... Bu ne güzel bir işbirliği...
Bugün, Milliyet Blog'ta geçirdiğim 3.yılın son günü... Yani burada 3 yıldır yazıyorum. Şimdiye kadar yazdığım blog sayısı 903... Bu, yılda ortalama 301; haftada yaklaşık 6 blog eder.
Yazının niteliği, her zaman niceliğinden önce gelir. Ancak, sayısal hedeflere sahip olarak yazmak, en az iyi yazmak kadar önemi olan yazı disiplinini kazandırır kişiye. Sürekli yazarak gelişir yazarın yazım teknik ve becerisi... O yüzden, yazı niteliği kadar sayısını da önemsİyorum. Bunu, yazmak konusunda idealleri olan herkese de öneririm. Ve tabi ki, her yiğidin bir yoğurt yiğişi var. Herkesin tarzı, tercihi kendini bağlar.
8 Şubat 2011'de " Kayseri'de bir kadın öldü " başlıklı ilk yazım yayınlandığında, kendime bir hedef koymuştum. Haftada en az 6; 3 yılda 1000 yazı yazmak. Ve yaşadığım onca sıkıntıya rağmen, hedeflediğim yazı sayısına %90 oranında ulaştım. Bu yazılardan siz, 890 tanesini okuyabildiniz. Gerisini kurcalamıyorum. Eğer bir yerde yazmaya karar verdiysen, o yerin kurallarına harfiyen uyacaksın. Ne zaman kendi gazeteni, dergini kurarsın, o zaman kendi kurallarının da patronu olursun! Doğruya doğru şimdi!
Kimi zaman işlerimin yoğunluğundan, kimi zaman sosyal, kişisel nedenlerim yüzünden ( yazma heyecanımı yitirmemek, yeni bir evcil hayvana sahip olmak - Oğlum Benek! - zorunlu şehirlerarası seyehatlerim, bilgi yarışmasına hazırlanmak, 2.üniversiteye başlamak gibi ) - mecburen ara vermek zorunda kaldığım, zaman zaman irade dışı düzensizleşen yazma çabam, ömür boyu sürecek. Bundan kimsenin şüphesi olmasın.
Bu tempoyla devam ettiğim takdirde, 40 aylık bir yazı yolculuğunun sonunda, - yayınlanmış 1000 yazı - hedefime ulaşmış olacağım. Gerisine Allah kerim!
Yazarken en önemsediğim şeylerden birincisi, her yazıda kendimi biraz daha geliştirebilmek, ikincisi de, insanlara yeni, farklı bir şeyler söyleyebilmektir. Bu anlamda, Milliyet Blog benim için bulunmaz bir nimet, insanlara sesimi duyurabilmem için eşsiz bir yazı fırsatı olmuştur. Bana bu şansı tanıyanlara, sonsuz kere teşekkürler. Arada, canımı çok sıkan şeyler de olmuşsa da, olur öyle işler. Geçmişten ders alıp, geleceğe bakalım.
Yazdığım 1.yazıdan 903.cüsüne kadar almış olduğum mesafe, sağlayabildiğim yazarlık gelişimi, maddi anlamda hiçbir şeyle ölçülemeyecek kadar değerli benim için.
Burada yazmaya başlamadan önce, düşüncelerimden haberdar olanların sayısı, ancak kişisel sosyal çevremin toplamı kadardı. Ancak artık her gün yüzlerce insan, yazdıklarımı okuyor. Ve toplamda 40 ay süreceğini düşündüğüm Milliyet Blog yolculuğumun sonunda, ortalama 800.000 okura ulaşacağımı sanıyorum. Bu, yazarlığımın bundan sonrası için, sağlam bir okur profili, doğru bir yol haritası edinmemi sağlayacak. Ve ikinci 40 aylık yazarlık dönemimde kaleme alacağım ilk iki kitabı hazırlarken, burada edindiğim deneyim, en önemli bilgi kaynağım olacaktır.
Burada yazdığım yazılar, kendi tematik çizgisini de kendiliğinden belirledi: Gündelik yaşam ağırlıklı yazarak başlayan yazı yolculuğum, bir dönem sürekli deneme yazmam nedeniyle ikinci evresini geçirdi. Ve nihayet vardığım üçüncü ve son aşama; insan ilişkilerini ve özellikle de kadınları yazmak.
İlk günden bugüne, bana sonsuz ve sınırsız destek veren tüm yazı arkadaşlarıma ve okurlarıma; Milliyet Blog ve Milliyet Com.tr. yöneticilerine, her yazıma ayrı ilham veren Türk ve Dünya insanlarına sonsuz teşekkürler.
Ve iyi ki varsınız, iyi ki yanımdasınız. Desteğiniz, en büyük moral kaynağım... Yakınlığınız, yarına dair umutlarımın en güçlü temeli...
Her insanın, her yazarın kendi yazı ve yaşam hedeflerine ulaşmasını dilerim. Gülen Adam'ın yanından, yöresinden eksik olmayın. İyi günde de, kötü günde de...
Sonsuz saygı ve Cemce sevgilerimle...
Not: Yazıda kullanılan görsel internetten alınmıştır.