6 Türk hayatını kaybetti

Aslında bu yazıyı yazmak için çok geciktim. Bir yandan güncel hayat devam ediyor ve hayatta ertelediğimiz pek çok şey gibi bazen yazmak ve söylemek istediklerimizi de erteliyoruz. Amerikan Başkonsolosluğu'na yapılan saldırı için dünkü günlük gazeterden birinde çok ilginç bir punto yer amaktaydı.

AMERİKA'YA SALDIRI 6 TÜRK ÖLÜ!!

Oldukça düşündürücü bir yaklaşım. El-Kaide mi yine? Ya da ne? Yıllardır Türkiye üzerine oynanan oyunların hangi senaryosu bu? Puzzle'nın hangi arçası yerleştirildi bu sefer. Bu puzlle tamalandığı zaman hangi harita ortaya çıkacak? Öyle ya da böyle Türk'ü Türk'e kırdıran zihniyet hangi zihniyet?

Bu gün hayatınn baharındaki gencecik üç polis toprağa veriliyor. Diğer üç insan ise alet oldukları hain saldırı yüzünden lanetle anılıyor. Türk Türk'e kırdırılıyor. Topu topu 8 dakika süren bir çatışmada 6 tane hayat sönüyor. Ne için? Kim için? Neyin uğruna?Kimin uğruna?

Hedef gerçekten ABD Başkonsolosluğu muydu? Gözdağı vermekmiydi? Gözdağı vermekti ise insansız bölgeye bir ses bombası atılıp kaçılamazmıydı? Amerikan konsoslosluğu'na saldırı idi ise neden bir tek Amerikalı'nın burnu kanamadı? Olan güvenlik sağlayanlara oldu?

Parçala, böl, yönet!!! Bir şekilde parçala, böl ve yönet! Panik yarat! Korku yarat! Can yak!

Gencecik bir baba adayı yavrusunu göremeden toprağa girdi. Hiç babasının kokusunu duyamayacak bir bebecik dünyaya gelecek bir ay sonra. O babanın orada bulunmasının tek sebebi evine , doğacak çocuğuna, ailesine ekmek parası temin etmekti. Diğer iki polis için de öyle. En fazla iki üç yıllık bir polis memuru'nun maaşı ne olabilirki? O kadarcık bir maaş için bir hayatın sönmesine değermiydi?

Türkiye üzerine oynanan ne ilk ne de son oyun bu. Bize düşen bu oyunlara alet olmamak, sağduyulu davranabilmek ve gaza gelmemek. Bizi bize düşürmek isteyenlere ancak böyle gücümüzü gösterebiliriz.