- Kategori
- İlişkiler
Kadın, erkek birlikte yaşama kültürü

Erkek egemen toplumuz, kadının adı yok(erkekler kadar kadınlarda suçlu). Ülkemiz insanları'nın çok az bir kısmı 'kadın' ve 'erkek' birlikte yaşayabiliyor. Evli erkekler'in çok büyük bir kısmı haftasonu'nu eşinden ayrı programlıyor, akraba ziyaretleri dışında hiçbir yere eşiyle gitmiyor. Çok seyrek olsa bile birlikte gidilen yerlerde kadınlar ve erkekler bir arada eylenmiyor, sohbet etmiyorlar. Ahlak anlayışından olduğu kadar, birlikte yaşamaya alışkın olmadığımızdan da.
Cafe'leri (bar'ları ve restoranları) sosyalleşmenin(aynı zamanda medeniyetin) işareti olarak görüyorum. Bana göre kadın ve erkeği bir araya getiren, birlikte de yaşanabileceğininin göstergesidir 'cafe' ler'. Yeni oluşmakta olan yerleşim yerlerine bakıyorum, caddelerinde büyük mağazaların yanında cafeler' i (restoranlar'ı, barlar'ı) göremediğim için şaşırmıyorum(Bazı şehirlerimizde hiç yok). Ama her semtte, her mahallede erkeklerin gittiği 'kahveler' var. Kültürümüzde yok birlikte yaşam.
Kadın ve erkeğin bir arada olmasını ya cinsellik olarak anlıyoruz ya da kadına gereğinden fazla değer vermek (saplantılı erkek) olarak anlıyoruz. Veya saçı uzun aklı kısa gibi, erkekler kadınları anlayamaz gibi yorumlar ile birbirimizi itiyoruz. Pek çok erkek için kadın yemek pişirmeli, evinin temizliğini yapıp çocuklarına annelik yapmalı, başkası gereksiz. Malesef pek çok kadın da böyle kabullenmiş durumda. Elbette meselenin ekonomik yanı da var. Malesef birlikte olunacak gezmeler ve eylencelere yetecek mali güce sahip değil insanlarımız. Kadınlarımız komşu ziyaretleri ile, erkeklerimiz de kahveye gidebiliyorlar. Meselenin ilginç yanı para gerektirmeyen akraba ziyaretlerinde bile merhabalaştıktan kısa bir süre sonra erkekler ve kadınlar ayrı ayrı guruplaşıp kendi aralarında sohbet ediliyor. Mali sorunu olmayan bir çok ailede de bu böyle oluyor. Eşli gidilen arkadaş toplantılarında bile kadınlar erkekler ilk bir saat sonunda ayrı guruplara ayrılıp eylenip sohbet ediyoruz, alışkın değiliz bir arada olmaya.
Her iki gurupta diğerini karşı cins değil, öteki gibi görüyor.
Zıtlıkların uyumudur bu evren. Bir birimize ihtiyacımız var, bunu farkedemiyoruz. Birbirimizin eksik yanlarını gidermeye çalışsak kopamayacağımızı anlarız. Uzun süren evliliklerde çoğunlukla her iki tarafta diğerinden bıktığını söyler, bazı aileler istisna. Halbuki birbirimizi anlamaya çalışsak bir ömür yetmez, bıkar mıydık acaba?
Erkek ailenin yelken direği olmak için direnirken yorulur ve bitap düşer, onu tekrar güçlendirecek tek şey kadının şefkat dolu sevgili bakışlarıdır farkedene. Kadın da dalgalı denizlerde sığınacağı koy arar, o da farketmez yanındaki limanı.
Bir kadın güçlüdür aslında
Hatta erkekten daha güçlüdür;
Ama ister ki, erkeğin gücü kendisine huzur versin.
Can Dündar
Evet farklıyız, aynı zamanda eksikliyiz. Tam olmanın anahtarının yarısı erkekte, yarısı kadında. Ne güzel birlikte, arkadaşça, dostlukla, sevgilice ve bunların ayrımını yapabilerek birlikte yaşam.