Kokuşmuşluğun külüyle ısıtma kalbini kalbim, Alazın sırtına vurma hançerleri. Gün gelir hasmın olur bu güzel iklimler, Dal incinir gül solar gözlerimden... Süt kokan göğsüne daya..
Seni benden uzak kılan;Ne uzak kentlerNe sıra dağlar...Seni benden uzak kılan;Farklı ufuklara bakışımızdır... Her incindiğimde bilirim ki;Sağalacak yaram.Ve ağrısız yara
Yaşamak;Gözlerine inen pırıltılarlaBüyüyen çocuk, Kınalı ellerinde karanfillerleBir genç kız, Dalda çoğalan kiraz, Dağda seken ala geyik, Ağacın köküne akan berrak sudu..
Sen Sisyphos'un lanetli kayasıOlup düşersin ha bireKalbimin derin koyaklarına... Baktığım her şey gözleri buğuluBir çocuktur.Uzak köy yollarında toz dumanFirari bulutlar kadar..
Bir ırmak akacak boydan boya Bir sıcak merhabaya... Bulutların dili olsa da bana Anlatsa seni. Seziyorum susmaktaki öfkeyi Ve derin kederi... Dolandıkça suskun top..
Daldaki her yaprak gibiSen de düşeceksin ağacımdan.Ben şairimNe gazeller gördüm çırılçıplakTabutsuz duasız yitip giden... Zamana oyduğum zulalar yıkık şimdi, Rüzgarlara kaçtı ..
Durma buralarda çocuk! Durma git dağlara... Rüzgarların koynunda savrul uçurumlara... Savrul da yurtsuz kalsın düşlerin... Uçurumlar ki; Her aşkın ölü sularıyla yıkasın seni... ..
Şimdi bütün ışıklarını yak Geceye rahmet oku! Çiçeği burnunda güneşler soluyan şafak Umutlarını diz Akgerdanlı günlere. Öfken dinmesin düşlerine düşman
Herkes kendi sevdasının yolcusudur... Kaygılarında boğar hayatı kimi Kendi çöplüğünde kokutur Mağrur ve temiz sözcükleri. Aşka dair tüm renkler kirlenir... Sen ağladığında ben..
Yalım yalım sarmaşık, yılan diliyleTutkunun alazında tutuşup kül, Toz duman bir kaosun koynunda Kalır değerler toplamı değerlerin... Ey şair! Pür dikkat bir zarafet isterken bu..
1956 Tunceli doğumluyum. 1975 Erzincan lisesi mezunuyum. 12 eylülün anti-demokratik uygulamaların..