“İn aşağı Marı. Te aşağı inecen, bi sen. Bak gör o zaman seni nasıl da dövücem. İn deyom aşağı, in deyom marı!” Bahçenin sahibi Alim Aga yetmişi çoktan devirmişti ama hala huysuzluğundan bi..
Telefonun diğer ucundaki tanıdıktı. Ama söylenen cümlelerin bir tanıdık sesten gelip gelmediğinden emin olamadığı için “yanlışlıkla aranmış olabilir” diye düşünerek, bir âN tereddüt geçirdi. Telefo..
Nasip, on sekizindeydi ancak, babası Kadir Usta’nın o feci yangında can verdiği sırada. Bu nasıl bir nasipti Ya Rabbi? On yıl ara ile hem annesini hem de babasını almıştı Azrail ondan. Bu nasıl b..
Çarşının en aranılan ustasıydı. Orta boylu, esmer, kara kaşlı, kara gözlü, halim selim bir adamdı. O çatık kaşları ile o pehlivan duruşunu karşıdan görenler heybetinden çekinirler, onu kesinli..
- Hadi gel! Bugün, değişik bir şeyler yapalım Gülçehre. - Ne yapalım Yeşim? - Şehrin kalesine çıkalım. - Deli misin sen? Sen şimdi bana ikimiz kaleye mi çıkalım diyorsun. Bu şehi..
Koşarak gişenin yanına geldi. İkide bir omzundan düşen çantasını yine aynı sabırla ve seri bir şekilde düzeltti. Telaşlıydı. Trenin kalkmasına üç dakika kalmıştı yalnızca. Gişe görevlisine tren bil..
Yetmişlerin ortalarında şehrin Defterdarı ve beş kişiden kurulu ailesi bu büyük konağın üçüncü katında oturmaktaydılar. Defterdar Ekrem Bey’in hanımı ev hanımı idi. Fakat ev hanımlığının bir eksikl..
Beş kişilik ailenin oturduğu o yıllarda da, Konağın büyük kapısını aralayıp da en üst kata çıktığınızda, binanın birinci ve ikinci katlarına nasıl geçilebileceğine dair şaşkınlığa düşerdiniz. Bir..
“Oturdukları ev, “Eski Vali Konağı” olarak bilinirdi o yerin ahalisi tarafından… Eskiden valiler bu üç katlı ahşap konakta otururlarmış. Şimdilerde ise, her katı birbirinden ayrılarak üç ayrı ev ..
"Kezban'a!" ( Peygamber Çiçeği'nin taze kokusu; yalan değil!...) Karakulluk köyünde çok şey değişmişti artık. Ne göz alabildiğine uzanan buğday tarlaları kalmıştı, ne kara altının ..
“Yazı yazmak” bir Yürek Yolculuğudur. Okumak ve yazmak bana Edebiyat alanının kapılarını açtı… Ed..