Karabaş bütün mahallenin sevgilisi, iri bir çoban köpeği idi. Daha doğrusu, bir zamanlar çoban köpeği imiş. Yaşlanınca artık mahallenin köpeği olmuştu Yıllar önce bir gün mahallede gözükmüş..
Güneş baba her günkü gibi uzayı; bu arada dünyayı seyrediyordu. Bu sırada aklına insanoğlunun kendinden bahsederken “Güneş battı, Güneş doğdu” demesi gelince “hoh!hoh!” diye göbeğini hoplata hoplat..
Kangal dikeni kendini dalları ucunda dolaşan rüzgarlara vermiş güneşin yakıcı sıcağında serinlemeye çalışıyordu. Birden yavru bir serçe hızla gelip kangal dikeninin dikenleri arasına girdi...
İlkbaharda çiçek açan ağaçlar, tomurcuklanan güller, yer yer çimenler üzerine serpişmiş papatyalar çok hoş bir görüntü uyandırıyordu. Dün gelen misafirleri henüz kalkmamıştı. ..
Arılar bugün çok telaşlıydı. İhtiyar adam yine bahçeye inmiş, orada dolaşıyordu. ‘Her halde karısı olacak’ şişman teyze “o erikleri betonun üzerine ser de, güneşlensin” diye seslendi. ..
Komşu yakından köydendi. O köy geniş bir çayırlık kenarında kurulmuştu. Çayırlık demek; üzerinde kısa çayır otları olan geniş arazi demekti. Çayırlıklar geniş sulak ovaların bir kıs..
Anne sinek yumurtadan çıkan yavrularına bakıyordu. Ana yüreği; içinden “inşallah kazasız belasız bir yaşamları olur” diye geçiriyordu. Zaman çok kötüleşmişti. İnsanoğlu sinek ve benzeri böc..
Çınar ağacı usul usul esen sabah rüzgarının yapraklarında çıkardığı sesi dinlerken gözü de aşağılardaydı. Görünen yerlerin eski tadı tuzu yoktu. Geçmiş yıllarda bu saatte cıvıl cıvıl kuş ..
Elinde küçük bir gül fidanıyla dükkanın önünden geçiyordu. Bizimkine bakınca gülümsedi. Gülümseyince yüzü hafiften pembeleşmişti. Bu kız, arkadaşının küçük kızıydı. Zaman zaman dükk..
Alışveriş merkezinin kitap reyonunda sıra sıra kitaplar bu sabah çok heyecanlıydı. Özellikle çocuk kitapları yerlerinde duramıyor; sevinçlerinden ‘zıp zıp’ zıplamak istiyorlardı. On..
Sanat Enstitüsü yapı bölümünden 1967 yılında Denizli'den mezun oldum. Buca Mimar Mühendislik Özel..