Bazı cümleler vardır, insanı serseme çevirir. Bir daha, bir daha ve bir daha okuma ihtiyacı hissedersin. Anlamadığın için değil büyülendiğin için. Herkes büyülenmişliğinin sonsuza dek sürmesini ister ..
Artık vaktidir zırhları çıkarmanın. Hayata korkusuzca cesaretle atılmanın vakti zamanı. İnsan yaşlandıkça daha az risk alır derler ya... Aslında bu doğru değil. Risk alıp almak tamamen hayatta öğrendi..
Herkesin yalnızlığı kendine ait. Kalabalık içinde yalnız olanlar var, kendini bir eve kapayıp münzevi gibi yaşayanlar ya da yalnız olmadığı yalanını kendi kendine kabul ettirmeye çalışanlar var. Oysa ..
Hiç de zor değilmiş. Bunu başarabileceğimi sanmıyordum ama kendi kendimi bile şaşırtmayı başardım sonunda. Öfkemi kontrol edebildim. Öfkemin gırtlağımı yakmaya başladığını hissettiğim an, öfkemi karşı..
Kendimiz affetmemizi öğütlüyorlar... Ne için? Neden affedeyim kendimi... Daha çok sevmek için mi, daha yakın olmak için mi kendime... Kendimi affedersem ve kıyasıya eleştirmezsem kendimi yine başa dön..
"Öğrenmek iki yüreğin birleşmesidir... Yüreklerden biri sana öğreteceğim der, diğeri senden öğreneceğim." Açık televizyondan kulağıma çalınan bu cümle oldu... Konu neydi ya da kim konuşuyordu bilemiyo..
Gazetecilik okudum... Ama gazeteciliği sırf yazabilme serüvenine bir adım daha yaklaşabilmek için ok..