Yokluk… Ne kadar da göreceli geliyor artık. Yok olmak anlamında aslında, var’ın zıt hali. Oysa aynı anda bir arada da olabiliyor. Yan yana ama bir arada olamama, müthiş bir ulaşamama durumu… Mad..
Hep eksiğimiz vardı, bir türlü tama varamadık Çölde buz hayalinde Kutuplarda bir avuç kum aradık Bir parça ekmekle doyurduk da acıkan bedenimizi Aç ..
Hayat, bazen bir ilkbahar günü gibi yaşatır bizi. Aynı gün içinde yağmur yağar ıslanırız, ardından açan güneşle tam terimiz damlamaya hazırlanırken soğuk bir rüzgar ürpertir, sırtımızdan vurup geçer…<..
Tam 150.blogum olacak olacak bu yazım. O yüzden ‘’SÖZ’’ diyorum sadece. Verilen sözler, tutulamayan; anlamsız sözler; hiç bir yere sığmayan...Yerin dibine batıran insanı, cehennem ateşi gibi yakıp..
Bir zamanlar blogtan bir arkadaşım,‘’Dostunu değil, dostluğu anlat!’’ demişti. Anlamamıştım... Yine yanı başımda duran ve dostum zannettiğim birini anlatmıştım. Ama aklımın bir ucundan da geçen başka ..
Kayıp büyük...Para değil, pul değil; elden kayan...Yüreklerden silinen...Sevgiler!Zor bulunan, zor yaşanan ve bir o kadar da zor beslenen...Bazen tek yanlı, bazen karşılıklı; bazen de pla..
Hiç bir şey istemiyor giderken. Kalana ait olan ne varsa hepsi kalsın! Yakın diyarların uzak mesafelerinde, yan yanayken uzak duruşlar gibi; o kadar uzak mesafelerde artık.Ulaştıracak hiç bir araç..
Uzun geceler ve sonsuz bildiklerim yanı başımda. Kimbilir kaç kez evirip çevirdiğim hayatım, belki de tam alt üst olmuş da şu anda... Neresi üst bulamadım bir türlü. Yerleştirmedim, tam yeri neresiyse..
Biliyordu bu ayrılığın nedenini. Ama sormazdı, soramazdı. Bahane ne ise kabul edip, gülmeliydi kaderle dalga geçercesine.Veda yemeğiydi bu gece. Terfi demişlerdi adına ve tek başına gitmeliydi..
‘’Susmanın da bir rengi vardır, hem de bir duruşu’’ dedi, bana. ‘’Hayır’’ dedim, ‘’benim susmalarım hep kara’’‘’Yanılıyorsun’’ dedi, ‘’Kızgınlıkla susma, huzurla susma, aşkla susma, korku..
Zamandan şikayet ederken, ne kadar hızlı aktığını fark edemeden geçmiş yıllar. Kırklı yıllar, kır..