Sadece biyolojik nedenlerle anne ve baba “sıfatını” almış insanların çocuğu olmak büyük şanssızlık! Hayatın kutsallığını ve o yeni doğanın masumiyetini, temizliğini, saflığının bilincinde olama..
Hayal etmekten korkma. Hem de hiç korkma. Hayal ettikçe var olduğunu göreceksin. Elbette olmayacak hayallere kendini kaptırıp kaybolmamak da lazım. Olmayacak hayaller olur mu? ..
Hayat seçimlerden oluşuyor.Yaptığımız seçimin bizi getirdiği nokta, başka bir seçim yapmamızı da hemen ardında getiriyor. Kimi zaman ise pişmanlık nedeni oluyor o seçimler. Sonuçlarını bilmeden ..
Kadınlar ve erkekler diye ayırmaya gerek var mıdır? Çalışmak nasıl bir ihtiyaçtır? Kadınların ihtiyacı var mıdır çalışmaya? Peki erkeklerin ihtiyacı var mıdır? İhtiyaç nedir bu arada?..
Hep az okuyan bir toplum olduğumuzdan söz ederiz. Okumak bir alışkanlık mıdır ki “Kitap okuma alışkanlığı...” şeklinde başlayan cümleler kurarız? Belki hakikaten de alışkanlıktır. Olm..
Öyle midir acaba? Kuşlar özgür müdür? Belki de durumlar hiç sandığımız gibi değildir. Onlar da bize bakıp böyle bloglar yazıyorlardır kimbilir? “İnsanlar gibi özgür olabilmek” diye. Acaba ellerimiz ..
Keşke bir gün 24 saat yerine 34 saat olsaydı. Yoksa 44 saat mi daha iyi olurdu?Ne kadar arttırırsak arttıralım hiç fayda etmeyecek…hep daha fazlasını isteyeceğizdir. Doğamızda var, dünyayı ver..
Hiç bilmediğim hayatlar ve suratlar önümden, yanımdan, arkamdan geçip gidiyor. Koşturanlar, sallana sallana yürüyenler, şaşkın şaşkın etrafına bakınanlar, çocuklarına hakim olmaya çalışanlar... E..
İnternet var. Telefon var. Görüntülü görüşebilmek var. Ama yakında olmak, hemen orada olmak başka bir şey...o yok işte. Uzun zaman oldu. İşlerim yoğunlaşmadan önce altı ayda bir gelir..
Yaşlı insanlar aramızdalar...evet orada burada sürekli mıymıy...tintin dolaşıyorlar. Ve hep varlar...50 yıl geriye gidin şu köşedeki amca...ve o yolun karşısında pazar torbası elinde, bastonuyla ayak..
Biyolojinin son yıllarda, özellikle son 10 yılda içeriğinin yoğun bir şekilde moleküler düzeye inmes..