Su perisi, baharın şiirsel uyanışında, yağmur damlalarının yoğunluğu arasında, bir sağa bir sola koşuşturuyordu. Toprak perisi ile randevusuna geç kalmıştı. Geldiğinde de onu bulamamıştı. Yağmur..
Kavak ağaçları, ulu yükseklikleri ile gökyüzünü kaplamış, kenarında sıralandığı patika yolu iyice karartmıştı. Genç kadın patika yolda hızla ilerliyordu evine doğru. Alacakaranlık çökmeye başlamı..
Ağlama, gözlerim artık ağlama! Yanıp yakıla döktüğün yaşları topladım. Ab-ı hayat suyu diye minik bir şişede sakladım. Hak edene verirsin DİYE! Üzülme, gönlüm üzülme! Asla üzülme! Kırı..
Mahkeme salonu soğuk, duvarlar üstüne üstüne geliyor küçük kızın. Ürperiyor, titriyor. Titremesi geçmiyor, zangır zangır. Dişleri kenetlenmiş. Hem üşüyor hem de korkuyor. Sanık sandaly..
Şekerli şekersiz, Seve seve çiğneriz. Kelimeler sakız misali, İnsanları da sakız gibi çiğneriz. Sakızlı muhallebi, Sakızlı kahve, Çam sakızı, Damla sakızı, ..
İstanbul’un isim yapmış saygın gece kulüplerinden birinin işletmecisi idi genç adam. O gece yine kalabalık ve yoğun gecelerden biriydi. Müşterilerin arasından bir ara girişteki kan kırmızı koltukla..
Kadının adı; Ayşe Paşalı, Arzu Yıldırım, Hatice Müslüman, Şehri Filiz, Güldünya, Hayat ve niceleri. Kadın, anadır. ’’Cennet anaların ayakları altındadır’’ deseler de inanmayın! Ne şartla..
Hikâye, üç tarafı denizlerle kaplı bir ormanda geçmektedir. Ormanın içerisinde; Ulu çınarlar, Selviler, ladin ve köknar ağaçları. Güneş parlak ve sıcak ışıklarını, muhteşem ormanın derinlikleri..
Pırıl pırıl bir bahar sabahı, Kuşlar cıvıldaşıyorlar, ağaçların dallarında. Sarı ve beyaz papatyalar açmış, Yemyeşil dağların yamaçlarında. De..
Çare bulamadıktan sonra dertlere. Pranga vurulmuş kalemlere, Herkes, sıra kimde diye beklemede! Belki sende, belki de ben de! Bağlansan da paslı zincirlerle, Fikirlerin..