Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Haziran '07

 
Kategori
Güncel
 

AB sürecine yeni bir yaklaşım şart !

AB sürecine yeni bir yaklaşım şart !
 

1950’li yıllarının sonlarına doğru başlayan ve Ankara Anlaşması ile teyit edilen Avrupa Birliğine katılım süreci Türk kamuoyu tarafından büyük çoğunlukla desteklenmiş, zaman içinde inişli çıkışlı, kesintili, bir yavaşlayan, bir hızlanan bu süreçte artık sona gelinmiştir. Avrupa Birliğine katılım konusuna Türk halkının verdiği destek %35’ lere kadar düşmüştür.

Türk Kamuoyu , artık, diğer üyelerinkine benzemeyen yani eşit olmayan, her türlü tavizi verip her isteneni yerine getirseniz dahi sonuçta üye ülkelerin bir kaçı tarafından yapılacağı şimdiden ilan olunan tek taraflı referandum sonucuna bağlı olan , ucu açık , ulaşılacak nihai hedefi belirsiz bir katılım sürecine karşıdır.

Bazılarının benimsediği gibi uyum sürecinin gereklerini yapalım, alınmasak da kazançlı çıkarız yaklaşımı kendimizi kandırmaktan, AB’ye alternatif seçenekler üretme çabalarında zaman kaybından , bu yolda çeşitli fırsatların kaçırılmasından öteye bir anlam ifade etmemektedir.

Bugün ulaşılan noktada; Sarkozy’nin Akdeniz Birliği önerisinin seçimlere yönelik bir taktik olduğu varsayılsa bile, Almanya ve Fransa’nın başını çektiği İmtiyazlı ortaklık ve kalıcı kısıtlamalar önerileri, 15-20 yıllık bir süreçte Türkiye tüm yükümlülüklerini yerine getirse bile üyeliğin Fransız ve Avusturya halklarının insafına terk edilmesi yaklaşımları ve Ermeni soykırımı safsatası ve Kıbrıs’ı tanıma şartları , ülke gündemi ve geleceğindeki en önemli konulardan birini teşkil eden AB’ye üyelik konusunda yeni bir yaklaşımı, yeni bir açılımı zorunlu kılmaktadır.

AB ile olan üyelik müzakereleri ve uyum sürecinin en son katılan üyelerinkine benzer ve eşit koşullarda gerçekleşmesini ve üyelikle sonuçlanmasını garanti altına alacak süreci başlatacak yeni açılım şudur.

22 Temmuz seçimlerini takiben kurulacak yeni hükümetin ilk işi bir referandum yaparak , halkımızın “AB’ne eşit koşullarda üyeliği onaylayıp onaylamadığı “ sorusunun yanıtı almak olmalıdır. Eşit koşullardan kastedilen POLONYA örneği olabilir. Bilindiği gibi Polonya’ya getirilen yegane geçici kısıtlama emeğin serbest dolaşımının 7 yıllık bir süreyle ertelenmesinden ibarettir. Bu kısıtlama nüfusumuz dikkate alınarak Türkiye’ye 10 hatta 14 yıl olarak uygulanabilir.

Bu referandumdan beklenen, halkımızın eşit koşullarda bir üyeliği onaylaması , yani eşit olmayan bugünkü gibi bir sürecin kabul edilmemesidir. Referandumdan beklenen sonucun alınması halinde, halktan alınan bu güçle hükümet AB ile nihai bir pazarlığa oturmalı ve üyelik sürecinin ve müzakerelerin eşit koşullarda devamı konusunda kesin kararlar üzerinde anlaşılıp , ileriki aşamalarda mutabık kalınan hususlar dışında herhangi başka kısıtlama , dayatma , referandum vb. konuların ileri sürülemeyeceği , varacağı son belli olan bir süreç başlatılmalıdır.

AB üye ülkelerinin tamamının alacağı ortak kararla başlatılacak olan eşit koşullarda üyelik sürecinin üye ülkelerce kabul edilmemesi ( üye ülkeler böyle bir durumda Türkiye’yi demir bağlarla birliğin kıyısında tutamayacaklarını dikkate alarak kararlarını vereceklerdir) ya da halkımızın bu şartlarda bir üyeliğe dahi onay vermemesi halinde, hiç şüphesiz ki ülkemiz çok farklı seçenekler üretme kudret ve kabiliyetine sahip bulunmaktadır.

Savaş ÖZTAŞ - Bekir Sıtkı GÜRLER 25.06.2007 ANKARA

 
Toplam blog
: 27
: 12794
Kayıt tarihi
: 12.03.07
 
 

1960 Tefenni doğumluyum.Hacettepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Ekonomi Bölümü 1..