Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Ağustos '08

 
Kategori
Basketbol
 

ABD Altın İspanya Onur Kazandı

ABD Altın İspanya Onur Kazandı
 

ABD takımı daha dikkatli seçilmeli.


Olimpiyatların başında Michael Jordan tadında Dream Team 1 (1992) gibi başlayan ABD turnuvayı Dream Team 3 (2000) ayarında bitirdi. Bilindiği gibi 1992 yılında ABD yıldızlarını olimpiyatlara getirmişti. Tüm rakiplerine büyük farklar atmıştı. Rakipleri fazla fark yememek için hücum süresini sonuna kadar kullanarak zamanı öldürmek zorunda kalmıştı.

2000 yılındaki takım ise zorlanarak şampiyon olmuştu. Rakipleriyle arasındaki makas giderek daralmıştı.

Sonrasında 2002 ve 2006 Dünya Basketbol Şampiyonası ve 2004 Atina Olimpiyatları’nda yaşanılan başarısızlıklar kamuoyunda neler oluyor denilmesine başlandı. Zira Amerikalılar basketbolun kalbinin ülkelerinde attığını söylerler. NBA şampiyonu olan Amerikan ligini kazanmış sayılmaz. NBA’i kazanana Dünya şampiyonu olmuş gözüyle bakılır.

Takım sporlarında takımlar kurulurken belli dengelere göre hareket etmek lazım. Takımın hepsinin yıldız oyunculardan kurulması başarı gösterileceği anlamına gelmez. Geçmişte Real Madrid örneğindeki gibi. Basketbol takımının klasik şablonu 1 oyun kurucu, 2 şutör, 2 pivot şeklindedir. Basketbol iki yönlü bir oyundur. Hücum yapmayı bilmek kadar savunma yapmakta önemlidir. Oysa son dönemlerde kurulan Dream Team sadece yıldızlar üzerine kurulmuş takımlardı. 2004 yılında o zamanın en güçlü takımı Detroit Pistons takımından tek oyuncu bile çağrılmadı. Yine o takıma yapılan en büyük eleştiri şutör çağrılmamasıydı. İlginçtir bu yıl rakiplerine üstünlük kurarak şampiyon olan Boston Celtics takımından tek bir oyuncu bile çağrılmadı. Kevin Garnett kendi isteğiyle takıma gelmezken Ray Allen ve Paul Pierce hakkında neler olduğunu bilmiyorum. Tek gerçek Boston’dan hiçbir oyuncu yoktu. Dış şutlarda sıkıntı çekmemek için Michael Redd getirildi. Önemli maçlarda önemsiz süreler aldı. Milli takıma naz yapan Kobe Bryant bu sefer takıma katıldı. Zira başarısız oldukları turnuvalarda “Kobe olsa daha farklı olurdu!” tarzı mazeretleri vardı. Yine daha önceki başarısız turnuvalarda takımın ideal beşi yoktu. Sürekli oyuncu değişikliği ile oyunun dengesi kayboluyordu. Bu turnuvada ise Kobe Bryant, Jason Kidd, Lebron James, Carmelo Anthony, Dwiqht Howard beşini oturmayı başardılar. Özellikle oyuncu değişiklikleri yapılmadığı zamanlarda bu beşli rakiple aradaki farkı açtılar. 6. oyuncu olarak giren Dwyane Wade olumlu katkılar yaptı. Yarı final ve finalde klasik beş, çeyreklerin başında farkı açarken yapılan oyuncu değişiklikleriyle çeyrek sonlarında rakipler farkı kapattı.

İki takım arasındaki farklar: Dream Team iki ayda takım haline getirilmeye çalışılırken İspanya oturmuş bir takımdır. Dream Team oyuncuları kendi takımlarının yıldızı olup tek başlarına maç çevirirken İspanya oyuncuları tek başlarına 1–2 oyuncu hariç bir anlam ifade etmezken bir araya geldiklerinde güçlü bir takım oluştururlar. ABD oyuncularının çoğunun içerden, dışarıdan şut atma, adam geçme özellikleri varken İspanya’da kimin ne yapacağı bellidir. Kimse fanteziye kaçmaz sadece işini yapar. ABD takımı rakip ayırmaz. ABD ile karşılaşan takımlar ise ABD’yi yenerek kendilerini ispatlamak ister. ABD kendi oyununu oynar. Rakiplerin ise ABD’yi yenmek için mutlaka bir B planı olmak zorundadır. ABD takımının yıldızı Kobe ile İspanya’nın yıldızı Pau Gasol takım arkadaşıdır. Burada takımlarını sırtlarken ikisi yan yana geldiklerinde Boston karşısında dağılmışlardı. Bu bile artık Dream Team seçim kriterlerinin artık başka ölçütler kullanılarak yapılması gerektiğini gösterir. Bence daha az yıldız daha fazla görev adamı.

Geçmişte kolej takımından kurulan ABD takımı o haliyle şampiyonluklar yaşarken şimdi milyonlarca dolar ödenen yıldızlar zorlanıyor.

Maçın genel bir muhasebesini yaparsak İspanya grup maçlarında tarihi fark yediği ABD’ye bu sefer kolay teslim olmak niyetinde değildi. ABD karşısında Ricky Rubio ve Rudy Fernandez’in ekstra katkısıyla maça ortak oldu. ABD 2. çeyrekte maçı koparacak ana yaklaşmışken bence gereksiz oyuncu değişiklikleri ile rakibini maça tekrar ortak etti. Kevin Garnett karşısında gözünü kapatarak oynayan Pau Gasol, Rubio ile ikili oyunları ile etkili oldu. ABD’nin yapacağı aslında gayet basitti. Sadece içerden oynayarak garanti sayılar bulacaktı. Zira 2004 yılında zorlama Allen Iverson atışları yüzünden bronzda kalmışlardı. Bu sefer şansları yanlarında gitti. Kobe, Carmelo Anthony, Lebron James ve Dwyane Wade dış şutlarda büyük yüzdeyle oynadılar. Kritik anlarda kritik şutları çemberden geçirdiler. Maç sonunda da grup maçlarında tarihi fark attıkları rakiplerini zorla yendikleri için çok sevindiler. Bundan sonraki turnuvalar için naçizane tavsiyem rakiplerini biraz incelesinler. Pau Gasol’a havadan atılan pasları yakalamadan sadece dokunarak kaç sayı yediklerini sayamadım. Oysa İspanya bunu çok yapıyor. İspanya rakibinin silahı olan hızlı hücum ile az daha rakibini vuruyordu. 100 sayının üstüne çıkmak büyük başarı. İlk maçta 119 bu sefer 118 sayı yemeleri ise bu takıma karşı savunmanın işe yaramadığını gösterir. İki takıma ise oynadıkları hareketli oyun için teşekkür ediyorum. İşte basketbol işte spor.

 
Toplam blog
: 150
: 2951
Kayıt tarihi
: 14.01.07
 
 

1975 Aydın doğumluğum, bir Ege sevdalısıyım. Dostluğa, arkadaşlığa önem veririm...