Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

25 Ağustos '18

 
Kategori
Güncel
 

Abi Siz Türk müsünüz?

Abi Siz Türk müsünüz?
 

21.08.2018 Ağustos ayının boğucu sıcağından kurtulup bir gıdım nefes alalım diye tırmandık 1601 metre rakımı olan Kartepe (eski adı ile Keltepe)ye. Zamanın vizyoner bir yatırımcısı tarafından bin bir meşakkatle ‘’Green Park’’ oteli yapıldı.
 
Peşinden yol ile ilgili sorunlar falan derken ulaşım sorunu da çözüldü. Marmara Bölgesinde kayda değer bir Turizm potansiyeli olan bir bölge. 
 
Kartepe’ye çıktığında batıya doğru baktığın zaman Marmara Körfezini, Doğuya baktığın zaman Sapanca Gölünü, Güneye baktığın zaman Geyve ve Sakarya Deltasının renk harmanlarını, Kuzeye baktığın zaman alüvyonlu düzlüğün içine konumlanmış İzmit’in eşsiz görselliklerinin içinde adeta bir ‘’balıkgözü’’ kamera gibi seyrediyorsun.
 
Aracımızı park ettikten sonra ‘’Green Park’’ Otelinin arka tarafındaki ‘’Teleferik’’ alanına indik. Oldukça kalabalık bir insan topluluğu. Kimi eğitmenler eşliğinde atlara biniyor, kimi lunaparkta bulunan adrenalin oyuncaklarında çığlıklar atıyor.
 
‘’Allah kimseyi açlıkla imtihan etmesin’’ derler ya hemen karnımızı doyurmak için oturduğumuz restoranın servis elemanı gülümseyerek yaklaştı. Sipariş almak için konuşur konuşmaz…
‘’Abi siz Türk müsünüz?’’ dedi.
 
Gayri ihtiyari yüzüne baktık şaşkınlıkla.
Sonra siparişler falan yemekler yendi. Çay, kahve… Çay ve kahveler benden dedi. Çünkü siz Türk’sünüz dedi.
 
Gülüştük!...
Türkiye’de Türk olduğumuz için özellikli bir ağırlanma gördük. Hani bir Peru’da, Güney Afrika’da olsa normal karşılanır bu durum.
 
Bulunduğumuz mevkiinin deniz seviyesinden ne kadar yüksekte olduğumuza bakmak için basınç birimini de ölçen program ile 1328,5 metre gösterdi. (teknolojinin gözünü seveyim.) Zirve de 1601 metre. Suriye, 
 
TRT’nin verici istasyonunun en yüksek yerde konumlandığı sivri tepeye yapılan ‘’Teleferik’’ telesiyejlerinin durmadan yolcu taşıdığı tepeye çıkma merakına yenik düşerek biletleri nereden alacağımı sorduğum birkaç genç…
Bozuk Türkçe aksanları ile karaborsacıda bilet var dediler. 
 
Şaşırdım!.. burada karaborsacı ne alaka dedim anladılar mı? Bilmem ama gülüştüler.
Kişi başı 35.-TL ile satış yapan büfeden biletleri alarak yükseklik korkum olduğu halde bindim teleferiğe. Daha yüz metre ilerlemeden bağıracağım geldi birden korkumdan. Uzaktan göründüğü gibi değilmiş meğerse çok yüksek geldi, fakat yapacak bir şey olmadığı için çaresizce arada bir gıcırdamalar eşliğinde 1601 metre irtifadaki zirveye ‘’dokuz doğurarak’’ çıktık. Allahtan tepede inilebiliyormuş. Hemen indim teleferikten.
 
Sordum buradan araçla iniliyor mu? Dedim…
Sorduğum çocuk Suriyeli Arap çıktı.
Zirveyi bile Suriyelilere emanet etmiştik meğerse. (Ucuz iş gücü)
Yarım yamalak 200 Dolar verirsen araç geliyor alıyor dedi.
 
Yıllarca evimin balkonu olan mini Hom Ofisimden TRT Nağme, TRT Türkülerini dinlediğim Radyo yayının yapıldığı en yüce de bulunan vericinin dibinde resim çekip merakımı giderdim. Oradan eşsiz güzellikteki manzaraları dolaşarak bir süre izledim.
 
200 Dolar vermektense ben de yükseklik korkumla altıma kaçırsam bile ineceğim dedim tekrar korku terleri içerisinde bindim ve indim.  
 
‘’Hani deler ya her çıkışın bir de inişi vardır diye.’’
İniş daha bir kolay, hatta keyifliydi. Korkuya yenik düşseydim terlemiştim 200 Doları.
 
Şimdi gelelim esas meseleye…
Maşukiye’deki evlerin verandalarına kocaman afişlerle Arapça İngilizce satılık evler ve gayrimenkul ilanları bir dolu yazıyor. Bu Araplar, Suriyeliler şimdiye kadar neredeydiler, bu kadar paraları nereden bulup harcıyorlar gel de merak içinde bu soruyu sorma.
 
Yerden Göğe kadar her yeri istila etmiş bir durum ortada. Bunlar Turist desen turist değil, vatandaş desen o hiç değil. Dolap beygiri gibi Ninjalar dolaşıp ortalığı, çevreyi, Türkiye’mizi kirletiyorlar.
 
Bizim nitelikli iş gücü dediğimiz gençlerimizde Part-Tıme, Pram-Tıme işlerde o da bulabilen çalışmaya çalışıyor. Bulamayan da Anne ve Babalarının eline kedinin ciğere baktığı gibi bakıp oturuyor.
 
Bu güzel Ülkem ne ara bu hale geldi bir bilen varsa söylesin, ben billahi anlayamadım.
Ben bu Bayram Tatilimi güzellikler içinde dinlenerek geçireyim dedim fakat görüntü kadrajıma takılanları da es geçemedim.
 
Tarzanca da olsa arzu halimi yazayım dedim. Sürçü lisanım var ise af ola… Kalın sevgi, saygı, muhabbetle… 25.08.2018 Adil Bozkurt 
 
 
Toplam blog
: 58
: 542
Kayıt tarihi
: 10.11.17
 
 

TANIYIN BENİ Yaşım on üç idi resim çektirdim Şimdi aksakalımdan tanıyın beni Ayağımda kara lastik..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara