- Kategori
- Deneme
Ablama mektup

HÜZNÜM
Sayamadım seneleri. Acım ilk günler daha bi ölümcüldü, yaram kanardı her salise. Zaman üstünü örttü dokunamadım. Sonra saliseler dakikalara verdi dakikalar saatlere ellerini… Ve şimdi yıllar olmuş. Ablam dünyadan gitmiş. Ve acım bitmesin derken zamanın elinden saliseden yıllara fırlamış. Şimdi unuttum yaramı başka yaralar açıldı zaman onları da aldı derken alışıvermişim gitmişliğine üzüntülerimin. Ölüm uçmuş gitmiş evimden hiç gelmemişçesine.
Yine bir yıl devrilmişken takvimler o kara günü göstermişken odam duvarlarım yüreğim tekrar ilk günkü kadar ölümcül ızdırapla doluvermiş. Yediğim ekmeğimde içtiğim suyumda yıllar sonra zamanın unutturduğunu tekrarlaması. Ne hainsiniz aylar. Şimdi aynı acıyı yüreğime getirecek kadar. Benzer bir veda da karşıma çıkaracak kadar. Aynı neden, aynı dipdiri gencecik beden… Kişi farklı anımsayışlarım hikâyeler aynı. Şimdi ne sesin var ne soluğun. Yalnızlığımı seyrediyor musun bir yerlerden. Yine en sevdiğin şarkı en sevdiğin renk aynı mı? Ya da gittiğin yerlerde bunların bir önemi yok mu? Bilemiyorum. Ama bana burada seni unutturup sonrada soğuk bir yemek gibi önüme koyan zamana hınçlıyım. Bugün senin benden gidişini anımsadım. Seni toprağa hunharca koyuşlarını… Eline yüzüne bir defa daha dokunamadan. Sesini duyamayacağımı bilerek… Kızgın mısın bana bilmiyorum ama gidişine ben çok kızgınım. Annem anlatıyor arada ellerine, cansız bedenine dokunuşlarını son defa… O da ağlamamak için ağladığını göstermemek için başka bir odaya kapanıyor. Bizim yıkımımız çok ama bizimki gibi birçok ev var enkaz halinde. Mutlu olmaya çalışıyorum bunun dışında. Pek anlatamıyorum seni. Dilime ve yüreğime bir kilit vuruluyor. Dudaklarımı açamaz oluyorum.
Buralar aynı işte. Dünya değişse de benim içimin boşluğu aynı senden yana. Ama tek bir tesellim var. Gittiğin yer buradan çok daha güzel olmalı. Yoksa gitmezdin sen eminim.
Kardeşin