Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Haziran '14

 
Kategori
Öykü
 

Adı Karanfil

Adı Karanfil
 

KONUK HİKAYE: ADI KARANFİL


Veteriner arkadaşımızdan hayvanlarla ilgili bir öykü yazmasını istedim. O da, ben yazamam ama bir arkadaşım yazabilir dedi ve bana aşağıdaki öyküyü getirdi:

"O'nun gözlerindeki büyülü dostluk; asla tarif edilemez

Adı Karanfil

Adı Karanfil değildi elbet 4.Ekim.2013 günü mahsun, ürkek gözlerle yüzüme ilk baktığında.!
Sağ ayağı hafif aksıyor;kara gözlerinin pınarlarında eski ağlamalarından kalan gözyaşı çapakları ile kuyruğunu sıkıca kıstırdığı zayıf,çelimsiz bedeni ile bana;... evet bana;gözlerimin taa içine bakıyordu.Çok eski bir tanıdık gibi.

Hemen bir kap su ve ona mama olabilecek birkaç şeyi acilen yemesi için ona uzattım.!
Kimbilir kaç zamandır boğazından bir lokma geçmemişti..!

Yine de gururlu bir duruşla yemek kabına öylece baktı ve sonra da bana..

Afiyetle doyurdu karnını, suyunu içti. Ve o masum gözleri ile bana teşekkür etti.
Utangaç bir eda ile tekrar sokaklardaki yalnızlığına, açlığına, geri dönecekti ki, izin vermedim.
Ne yemişti ki daha,karnı bile doymamıştı belki.!

Artık ben onun için yeni mamaların,o ise sadece benim yüreğimin peşindeydi..!

Evin kapısı önünde konuşlandırdığım halısını elimde taşırken, karşılaştığım müstehzi mahalle sakini bakışlarını da yazmamak olmaz.!

Adı Karanfildi artık ve adresi evimin adresiydi. Su ve mama kapları hem ona ve hem de bana keyif ve güven veriyordu..!

Bir yaşını çoktan bitirdiği halde hala koca bir bebek gibi süt içmeye bayılıyordu Karanfil.!
Kıyma kavurarak yaptığım papara ise vazgeçilmeziydi artık..

Ne mutlu ki ;kızarmış tavuk,kıymalı patates derken Karanfil bir ay içinde 4/5 kilo birden aldı.! İnsanlar aleminin önemli bir kısmınca pire torbası, bitli,hatta keneli bir sokak köpeğinden ötesi olamamış,en vicdanlısının bile bumerang gibi önüne çiğ kemik fırlatmaktan öteye geçemediği bu güzel dost, bu Allahın mucizesi, benim hayatımın merkezine oturmuştu.
İyi ki de öyle olmuştu.!Sabahları kara yoluna kadar beni uğurlayıp,akşamları evin önünde 
sevinç çığlıkları ile beni bekleyen güzel dostum benim;zaten hayvanları çok severdim.Bana öyle güzel ve yeni şeyler öğrettin ki sen.!

İstanbul'a dönüş vaktinin yaklaşmasından öte bir telaşım ve derdim yoktu. Dostumu burada yalnız bırakmak, hatta onu yine sokaklara teslim etmek asla olamazdı. Onu İstanbul'a götürmek de bir olasılıktı elbet.

Ancak alıştığı iklim, ulaşım şartları, seyahatin uzunluğu yeni çevre uyumu ve sair diğer hususlar hep soru işaretleri ile doluydu. Canım arkadaşım,güzel dostum Veteriner Mehmet Bey’e  bu sorulara cevap ararken verdiği eşsiz desteği ve beni yüreklendirici fikirleri için öncelikle teşekkürü bir borç bilirim..!

Zaman geçtikçe çok istememe rağmen onu yanımda götürmenin iyi bir fikir olmayacağı ağırlık kazandı.Peki ya ne olacaktı !? Karanfil sokaklara geri dönmeyecekti.! Barınağa da teslim edilmeyecekti.!

Öncelikle herhalde aşıları ve sağlık desteği için kolları sıvadım..! Bunun için Kuşadası’nda Veteriner Hekim aramaya başladım.! İşte şahane insan,gerçek dost ve hayvan sever, doğa sever Veteriner Hekim "Arif Sapmaz" ile tanışmamızın hikayesi böyle başlıyor.!

Arif öncelikle karanfilin sağlığı ile ilgili hemen her konuda bir veteriner hekimden çok öte bir özveri ile yolumuza ışık,omzumuza güç ve destek oldu.!
Karanfilin kara gözleri,her geçen gün Arif ağabeyinin şefkatli elleri ile hüzünden neşeye evrildi..!

Karanfil anladı ki ben onun yanında olamasamda onun artık hem hekimi,hemde yepyeni bir arkadaşı dostu ve sahibi vardı.

Arif ağabeyi vardı..!

İçim öylesine rahatlamıştı ki.

Karanfili doğduğu yerlerden koparıp, İstanbul’da bir maceraya sürüklemek zorunda kalmadan sahiplenebilmiş olmanın derin huzuru kaplamıştı ruhumu.!

Hem de onu çok sevecek birine,üstelikte hekim birine emanet edecektim.
Müthişti..!

Sırada Karanfilin yeni evine götürülmesi işi vardı..!
Anlamıştı Karanfil, sezmişti gideceğini...

Daha bir eğreti oturdu kapının önüne.
ilk bana geldiği gündeki kadar mahsundu gözleri.
Çelimsizdi duruşu.!

Sokağa mı dönecekti !?..
Diye korktu belki.
Sonra Arif ağabeyi geldi.

Yine aşı olacağını düşünerek korktu, saklandı ardıma.
Oysa Arif ağabeyinin elinde onun güzel boynuna aldığım üzerinde adı yazılı kırmızı tasmasına takacağı sürme ipi vardı o gün.
Şaşkındı Karanfil.!
Özgürlüğüne de çok düşkün.!
Sevmeye sevmeye bir süre katlandı bu ipe.!

Ve Arif ağabeyi onu kucakladığı gibi oturttu arabasının arka koltuğuna.
İlk defa arabaya biniyordu Karanfil.!

Kendi ekseninde iki üç defa dönüp, yüzünü cama verip oturdu.

- Nereye gideceğini merak ediyordu.

- Aklında tutmalıydı yolları.

- Bana dönebileceği yolları.!

Kısa sürede geldik yeni evine.
İşte Onun yeni yaşam alanı, yeni sıcak kulübesi ve yeni dostluklarını kuracağı mahalle; Ege Mahallesi...

Ne olur üzülme, ayrılıyoruz diye düşünme,
bir kış uzağında olacağım sadece...

 

 

 
Toplam blog
: 137
: 158
Kayıt tarihi
: 09.03.14
 
 

1958 yılında Söke'de doğdum. Esnaf çocuğu olarak ilk, orta ve lise eğitimimi Aydın ili Söke ilçes..