Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Eylül '07

 
Kategori
Siyaset
 

Adım adım grileşen ve kararan günlerimiz

Adım adım grileşen ve kararan günlerimiz
 

Nereden nereye geldik değilmi? 1980’li yılların ilk çeyreğinde, türban eylemlerine tanık oluyorduk ve üç beş kız öğrencinin, üniversiteye türbanla girebilmek adına yaptığı eylemler 2007 yılında kartopu gibi yuvarlanıp büyüyerek siyasal islamın temel çıkış noktası halini aldı ve toplumsal gündemin göbeğine oturdu. Hem de ne oturma. Öyle bir oturmaki bir daha hiç kalkmayacakmış gibi bir oturma. Eminimki kıs kıs gülüyorlardır. İşte böyle bir şeymiş özverili örgütlenme. Dirayetle ayakta durma. Yılmadan savaşma ve savaşın meyvelerini toplama.

Ne şekilde olursa olsun, nasıl olursa olsun, bu gün bir toplumun şekillenmesinde en önemli mihenk taşı olan anayasa yapımında, türban tepemize oturdu mu oturmadı mı? Kara kara düşünelim bunun üzerine, mizahi tartışmalar yapalım Malezya olur muyuz yoksa olmaz mıyız ekseninde, gazeteler yayınlarını sürdüre dursunlar. Anlı ve de şanlı köşe yazarı takımları, maçlarını yapa dursunlar. Demokrasiyi tartışa dursunlar, laikliğe tanım yapsınlar, anayasayı konuşup takla atsınlar, ne yaparlarsa yapsınlar, kaldık mı siyasal islamın insafına.

Adım adım şamar oğlanına çevirecekler toplumu. Siyasal İslamın memleketteki temsilcileri maalesef öyle bir özgüvenle devletin tüm kurum ve kuruluşlarına cepheden vuruyorlar ki top yekün her alanda adımlarının arkası boş kalmıyor ve her bir adım yeni bir adımın zeminini hazırlıyor.

Kimi insanlar bunları yıllarca görmedi ve ne olacak türbanla üniversitelere girilse gibisinden saf, demokratik anlayışa sahip olduklarını herkese anlatmaya çalıştılar. Bence artık bir anlamı kalmamıştır. İster girsinler, ister girmesinler. Nasılsa istediklerini adım adım elde ediyorlar. Dirayetle, bilinçle, özveri ile ve birbirlerine güvenerek, yaşamın her alanında aktif bir mücadele veriyorlar.

Ve bu toplumun aydınlar toplamı, bir şeyleri görmemek adına ve salt devlet kurumlarındaki statik yapının delinmesine katkıda bulunmak adına, kimlere ne şekilde destek verdiklerinin farkında olmaksızın ve kalemleri ile pazara çıkartıp alıcı buldurdukları bu çevrelerin ideolojik anlayışı bu gün toplumun her alanını inceden inceye öyle bir sarmışki, örümceğin sabrı gibi bir şey bu. Ve bu sabır ve bu mücadele ve bu dirayet on, on iki yaşındaki çocukları hedef alıp toplumun otuz yıllık geleceğine ipotek koymuş durumda.

Kim ne derse desin bu gerçek son derece yalın ve son derece iç burkan iç sızlatan bir noktaya gelmiştir. Tabiî ki içimiz kan ağlıyor, tabiî ki içimiz dağlanıyor. Peki varmıdır bu gün gelinen noktada bir alternatif arayışı. Eh onada yok demeyelim. Asker bak kenardan izliyor olanları. Ne güzel valla askerden medet ummak. Kolaycılığın ve bilinçsizliğin dik alası. Kimi aydınlar toplamı, asker orada bekliyor gibisinden bir zırvalığın arkasına gizlenmiş kalemlerini ve beyinlerini buna göre ayarlayıp bir kurtuluş arayışı içerisinde olduklarını sana dursunlar. Böyle kurtuluşu ancak düşmanım için beklerim desem oda yalan olur ya. Şimdi sıkışıp kaldık mı siyasal İslam ve asker insafına. Ve kendini bilen insanların lafını sözünü bir kenara itip, alaycı üsluplarla ve dinazorlukla suçlayıp çöpe fırlattıklarımızın dediklerine geldikmi. Yoksa gelmedikmi. Bal gibide geldik. Bal gibide geldik de geldik demeye dilimiz varmıyordu düne kadar. Valla bence geldik. Dünü öncesi yarını şimdisi yok. Aklı başında, ne dediğini bilen insanlar bu ülkede dinazorlukla suçlana dursunlar, bilimsel eğitim diye bas bas bağırsınlar, “la bunlarda kimki ne diyo alla aşkına bu sıpalar” diye diye karardımı güneşli günlerimiz. Ve kararmaya devam edecekmi; valla sindire sindire devam edecek. Taaki yıllar sonra grileşmiş günlerimizin beyaz olduğunu düşünecek noktaya geleceğiz. Ve günlerimiz karardıkça grileşen günleri arar olacağız. Ve biz grileşen günlerimizide araken acep siyasal islamın demokrasi kisvesi altındaki pazarlamacı kalemşörlerini bu sınırların içerisinde görecek miyiz.

 
Toplam blog
: 1509
: 1145
Kayıt tarihi
: 07.08.07
 
 

Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..