- Kategori
- Güncel
Afyonlu ülke

www.cnnturk.com internet sitesinden alınmıştır
Garip bir şekilde afyonlanıyor bu ülke. Her gün biraz daha üzerimize yerleşen yasakçı zihniyet, insanların özelhayatları, bireysel özgürlükleri hatta yatak odaları üzerinde gezinirken, devlet demokrasinin önüne set çekerek krallık zihniyetine bürünürken, yaşadığımız bu gergin, ortam, yasakların gölgesinde büyüyen çocuklarımız, kanıksadığımız yoksulluk ve ölüm, vizyondan, temsil yeteneğinden yoksun kısır siyasi ilişkiler, darbe tehdidi her gün etrafımızı kuşatıyor ve biz hala çok sakiniz. Evet, hala çok sakiniz, hala devlete millete zeval gelmesin zihniyetindeyiz. Üzerinde oyunlar oynanan, çalınan, tahakküm altına alınan sanki bizim hayatımız değil.
Devlet, vatan, millet nidalarıyla eline silah tutuşturulan küçük çocuk, bir şeyin farkında mı? Evet, bu simgeler çok kutsal, ama onların varoluş sebebi önce insan. İnsan hayatının değeri, halk olabilmenin gücü olmasa, bu simgeler olur muydu? Yani kendi hayatından, halkının hayatından, can güvenliğinden eser kalmayacaksa bir toprak üzerinde, bu simgelerin varlığından ve kutsallığından bahsedebilir miyiz?
Geçtiğimiz günlerde Konya’da çöken kuran kursunda, yaşamlarını yitiren kızların aileleri, hiçbir şekilde şikayetçi olmamış. Gözlerine cahilliğin siyah perdesi indirilerek afyonlanmış bu aileler, kızlarının üzerine çöken karanlığı, kutsal bir şeymiş gibi görürken, yaşamları çalınmış, dünyaları karartılmış bu kızların birer enkaza dönen hayatlarınınbitişini şehitlik mertebesi olarak görmekte.
“Tuzla tersanelerinde ölümlerdurmak bilmiyor.” manşetlerini artık sıradan bir gündelik hadise gibikabullendi insanlar. Sorumluların aymazlığı, işçilerin hayatlarını korkunç birskor tablosuna dönüştürüp, kirli elleriyle ölüme terk ediyor her gün. Tuzla tersanesinde çalışan bir işçi, akşam evine dönüp dönmeyeceğini bilmeden orada çalışmaya devam ederken, bizler bu karanlık tablo karşısında çaresiziz.
Birileri bir sabah kalkıp, hayatlarımıza darbe yapmayı, birileri alışkanlıklarımızı, yaşama biçimlerimizi ve değerlerimizi değiştirmeyi, birileri cebimizden emeğimizin karşılığını çalmayı, birileri, vakitsiz ölümlerle canımızı almayı, planlıyor. Çalınan, üzerinde oyunlar oynanan, iktidar bağımlısı haline getirilmeye çalışılan şey, bizim hayatımız. Bu dünyadaki tek şansımız. Bunlar kimin umurunda?
Daha kaçımız öleceğiz?
Daha kaçımız karanlığa kurban gideceğiz
Daha ne kadar çırpınacağızgitgide daraltılan bu çemberin içinde?
Daha kaç kadın kadınlığından utandırılacak?
Daha kaç çete çökertilecek?
Daha kaç genç ayıpların, yasakların ve askıların içinde güzel günler düşlemekten mahrum bırakılacak?
Tuzla’da kaç insan daha ölmeli ayağa kalkmamız için?
Daha ne kadar uzaklaşacağız özgürlük fikrinden?
Ve daha ne kadar yarin yanağından gayrı her şeyde hep beraber diyebilme düşünden uzak, zihinleri ve bedenleri enkazlar altında bırakılacak küçük kızların?
Bir şeyleri değiştirmenin zamanı gelmedi mi?