Ağlamak mı düşünmek mi?

“Allah yolunda ölenlere, siz öldü mü dersiniz? Onlar şehit, şehitler ölmez!” (Kur’an) 

“Anadolu’m 

Güzel yurdum 

Bekle uzanacaktır sana elim 

Sızlayan derdine derman olacak benim” 

Evet,  

Bugünler kara günler… 

Bugünlerde akıl tutulur duygular konuşur. 

Duygular genellikle duygusal konuşur doğası gereği… 

Bize akıl lazım bugünlerde… 

Aklın yol göstermesi lazım! 

Yaşadıklarımız kolayca katlanılacak şeyler değil… 

Ancak daha büyükleri de var geride… Onları doğru karşılayıp, kolaylıkla alt etmeliyiz işte! 

Ben derim ki,  

Birlik olmamız gerekiyor. 

Dayanışma göstermemiz gerekiyor. 

Düşünmemiz çözüm üretmemiz bu çözümleri konuşmamız gerekiyor. 

Bir ortak payda oluşturabilmeliyiz. 

Ortak değerler dizisi yakalamalıyız… 

Herkesin elini taşın altına sokmasını sağlamalıyız! 

Böyle olursa ancak yenilmez sanılan düşmanlar yenilir! 

Ancak böyle her taraftan kuşatılırsa uygarlık düşmanları yeni şehitler yaratmaktan korkarlar! 

Ben AKP’nin 0/050 oy almasının bu çözümde etkin olacağını sanıyorum. 

Doğu ve Güneydoğudan milletvekili çoğunluğunu elde eden bir parti o vatandaşların ayrılıkçı olmadıklarını bilerek, onların birlikte yaşama heveslerini daha da geliştirerek ve onlarla bu uğurda işbirliği yaparak, onları da çözümün bir parçası kılıp diğer olanaklarla birlikte bu sorunu çözebilir diyorum. 

Ve ben yine bazı okurların karşı çıkmasına karşın PKK’nın Kürt emellerine değil Ermeni ve İsrail emellerine hizmet ettiğine olan inancımı burada bir kez daha tekrarlayacağım. 

Özellikle sorunun üzerine bu kanaldan da gidilmesini öneriyorum. Bu bağlamda kim Kürt çığırtkanlığı yapıyorsa onun Ermeni ve Yahudilerle ilişkilerine bakmak lazım diyorum. 

Ve yine yineliyorum; ayrılmayı düşünen Kürtler yarın Ermeni ve Yahudi tertipleriyle karşılaşacaklarını bilsinler! 

Devlet bu işi iyice inceleyerek Kürt vatandaşlarımızı doğru bir şekilde bilgilendirmeli! 

Devlet yapımızın “eşit vatandaşlık” üzerine kurulu olduğunu iyice hissettirmeli! Hissettirmeli yahu! 

Devlet; akıl, bilgi, basiretle bu olayın üzerine teknik ve teknolojik olarak gidip bu yaşadıklarımızı bir daha yaşamamamızı sağlamalı! Sağlamalı! Devlet olmak bunu gerektirir! Aksi takdirde” ört ki ölem!” 

Ve bir de devlet çözüm için bu "İşbirlikçi Apo!”ya değil halka gitmeli! Görmeli büyük oranda Kürt halkı ayrılmadan yana değil! Birlikten, beraber yaşamaktan yana! 

Ben bunları gözlemlerime dayanarak söylüyorum ve devletin de böyle yapmasını istiyorum! 

Bırakmalı artık şu “İmralı prensini!” devlet; hatta "sahibi aslisi" olan emperyalist güçlere de seslenip, “alın bre şu işe yaramazınızı” demeli! 

Sahi bu adamın İmralı’da tutulmasının ne anlamı var yahu? Tutuklu desen tutukluya benzemiyor. Mahkûm desen mahkûma benzemiyor! Bir eli yağda bir eli balda! 

Şehitlerimize Allah’tan sonsuz rahmet diliyorum ve şöyle sesleniyorum ailelerine ve ulusumuza; "şehitler için ağlamayın lütfen!" Çünkü onlar Allah’ın yanına konuldular. Allahın yanına konulanlar için ancak “bize de nasip olur inşallah!” diyelim. Aklın egemenliğinde barışa doğru…