Ağustos yanılgısı...

10 Ağustos ya da 25 Ağustosta Türkiye “cumhurbaşkanını seçecek” diyen düşünenler fena halde yanılıyor!

Bir tarafta 13 yıldır mutlak bir güç ile ülkeyi yöneten ve “milli irade”yi sadece kendine oy veren olarak görüp toplumu bölen, kavga gerilim ve şiddetten beslenen Erdoğan; diğer tarafta yıllardır ülkenin unuttuğu huzur, sevgi,birlik, barış, adalet, hukuktan ve ekmekten söz ederek herkesi kucaklamayı  Ekmeleddin İhsanoğlu..

Bir tarafta Berkin Elvan’ı seçim meydanlarında yuhalatan Erdoğan, diğer tarafta el değiştiren; eski/yeni vesayetin mağdurlarına sahip çıkan Ekmeleddin İhsanoğlu.

Bir tarafta 1930’larda kalan ‘sandıktan çıktım her şeyi yaparım’ diyen çoğunlukçu tek adam Erdoğan, diğer tarafta evrensel demokratik değerleri özümsemiş herkesin hak ve özgürlüğüne saygı duyan çoğulcu Ekmeleddin İhsanoğlu.

Bir tarafta her seçim referandum öncesinde demokrasi, yeni anayasa vaat ederek iktidarını mutlaklaştırırken en temel demokratik hakların kullanılmasına tahammül edemeyen gerilimden bölünmüşlükten beslenen Erdoğan, diğer tarafta aklıselimi temsil ederek, zihnen bölünmüş ülkeyi yeniden birleştirmeyi vaat eden huzur ve güven öneren Ekmeleddin İhsanoğlu.

Bir tarafta her şeye tek başına karar veren, yürüttüğü neoliberal politikalar ile sermayenin değirmenine su taşıyan, kendi zenginini, yargısını, polisini, medyasını,Türgev’ini yaratan/kuran Erdoğan, diğer tarafta anayasaya bağlı kalacağını ilan eden Ekmeleddin İhsanoğlu.

Bir tarafta bir zamanlar beraber yürüdüğü, iş gördüğü cemaati suçlayarak 12 yılın demokrasi hukuk adalet ayıplarından sıyrılmaya çalışan, siyasi sorumluluktan kaçan Erdoğan, diğer tarafta kuvvetler ayrılığını ve bağımsız yargıyı savunan, Fransa’da Sarkozy örneğini veren Ekmeleddin İhsanoğlu.

Bir tarafta ülkeyi kendi inancına göre dizayn eden ve demokrasinin olmazsa olmazı laiklik ilkesini işlevsizleştiren Erdoğan, diğer tarafta laiklik vurgusu yapan Ekmeleddin İhsanoğlu.

12 Yıllık AKP/Erdoğan iktidarı üzerine verilebilecek olumsuz örnekler saymakla, yazmakla bitmez. Askeri vesayetin yerine kendi vesayetini kurarak o çok eleştirdiği “Kemalizm” yerine ikame ettiği Erdoğan Kemalizmi ile siyasi istikbal/istiklal mücadelesini Samsun’dan başlatarak Çankaya’ya çıkmaktan başka hedefi olmayan AKP/Erdoağan…

İç politikada ülkeyi bölen, dış politikada “stratejik derinlik”, neoosmanlı hayalleri ile ülkeyi çıkmaza sokan öngörüsüzlük.

Bir tarafta İsrail lobisinden ödül alan Erdoğan, diğer tarafta Filistin’den ödül alan Ekmeleddin İhsanoğlu.

İktidarının ilk iki döneminde dünyadan hiç olmadığı kadar destek alan AKP/Erdoğan, düşük faizli sıcak parayla günü kurtaran, cumhuriyet tarihinin en çok özelleştirme yapan ancak gelen paraları üretime yönelik yatırımlara dönüştür(e)meyen, sosyal adaleti, refahı halka yaymak yerine sadaka ekonomisi ile iktidarını sürdürüp ülkenin kaynaklarını kendi yandaşlarına “havuzlara”  akıtan…

…

Uzatmak mümkün. 10 Ağustosta Türkiye’nin cumhurbaşkanını seçeceğini düşünenler yanılıyor. Bir tarafta aynadaki görüntüsü ile bile kavgalı Erdoğan, diğer tarafta huzur, birlik, adalet, üretim, anayasaya bağlılık ve evrensel değerlerden söz eden İhsanoğlu…

İyi seyirler…