- Kategori
- Gündelik Yaşam
Ah bu doktorlar
Sizde mi?
Merhaba günlük!
Dün güneşli güzel bir gündü. Hafta sonu yoğun kar geliyormuş. Gelsin bakalım. Dün sabah kalktığımda boynum tutulmuştu. Eskilerin değimiyle yel girmiş. Daha önce de olmuştu ne yaparsam yapayım gününü doldurmadan geçmiyor. Dört ile on gün arasında kendiliğinden geçecek. Çok acı veriyor, araba kullanırken sağa sola bakmak zor oluyor. Ama sağlıklı olduğum zamanların kıymetini bilmem için iyi bir uyarı. Evet vücudumun her noktasının ne kadar önemli olduğunun, hayatımızı ne kadar etkilediğinin işareti... Bu işaretleri hep dikkate alırım.
Bu hafta sonu evi taşımayı düşünüyordum ama sanırım gerçekleştiremeyeceğim. Kar yağışı ve fırtına geliyormuş. Olsun bende bir daha ki hafta sonu taşırım.
Dün yazamadım sevgili günlük. Hem işim var dı, hem de içimden yazmak gelmedi. Bugün önemli bir konuyu seninle paylaşacağım. Şimdiden uyarıyorum. Yazdıklarım hiçkimseyi, hiç bir grubu veya mesleği suçlayıcı nitelik taşımaz. Sadece gözlem ve düşüncelerimi bir günlük olarak tutuyorum. Evdeki defterime böyle şeyler yazmadım. Direkt konuya girip verdim veriştirdim:) Aşağıda yazdıklarımı destekleyecek aynı meslek gurubuna mensup kişiler olduğunu da biliyorum...
Ben deniz su işi yapıyorum. Yani sucu yum. Bir marka nın bölge bayiliğini yapmaktayım. Bu işe başlamadan dersimi çok iyi çalıştım. Biraz titiz ve kuralcı olduğum söylenir. Bu yüzden çevremde güven yaratmış ve yirmi senedir görüştüğüm müşterilerim oluşmuştur. (artık dost olduk) İnsan faktörü önemli olduğu için kendi işimi kendim yapmaktayım. Ve her gittiğim yerde insanlarla (abonelerimle) kısa sohbetler etmekteyim. Bu günlerde ağır basan doktor tavsiyeleri (meslek gurubunun tamamını ayrı tutarak bana söylenenleri kastediyorum) ile karşılaşıyor ve şaşırıyorum. Çünkü insanların büyük bir kesimi bu meslek gurubuna çok güveniyor ve her dediklerini yapıyor. (ben hariç. Onların söylediklerinin tersini yaparak sağlıklı yaşadığımı düşünüyorum) Önce bir doktor nasıl olur da bir marka önerir onu anlamıyorum. İnsanın aklına o marka dan bir çıkarı olduğu geliyor. Çeşitli doktor önerilerinden bazıları şöyle: "içtiğiniz suyu sık sık değiştirin", "x marka suyu içebilirsiniz" "içtiğiniz suyu değiştirmeyin", "şu yörenin suyu iyidir içebilirsiniz" vs. vs. Türkiye de ruhsat verilmiş iki yüz yirmi kaynak var ve siz bir adet su öneriyorsunuz:) Dedim ya ben dersimi iyi çalıştım. Bu işe girmeden önce araştırma yaptım. Bunun okulu yok. On beş adet iyi diye bilinen markaların tesislerini dolaştım ve bir marka da karar kıldım. Bence doktorlar da hastalarına öneride bulunmadan tesisleri bir dolaşsınlar. (o zaman belki çamur gibi çekilip filtrelenen artezyen sularını önermezler) Hatta tesisleri dolaşmakla yetinmeyip suyun çıktığı yere, damacanaların nasıl temizlendiğine bir baksınlar... Hatta bir de dağıtıcı bayilere gitsinler de, işyerleri ne kadar sağlıklı görsünler. Mutlaka benden daha iyi bilenler vardır ama kısaca anlatayım.
Öncelikle yediğimiz gıdalarda ki vitaminlerin, vücudumuzda ayrıştırılıp, gerekli organlara ulaşması için bir tek şey gereklidir: SU... İşlenmemiş Doğal Kaynak suları bu görevi gerçekleştiren yegane sulardır. Doğal kaynak suyunu anlamak çok kolaydır. Kaynatıldığı zaman içindeki kalsiyum ve magnezyum karbonata dönüşür ve zamanla çaydanlığın dibinde tortu bırakır. Tpkı eczanelerden aldığımız, calsium takviyeli (suda eriyen) c vitaminleri gibi. Bu özelliklere ait, yüzlerce marka arasında iki elin parmakları kadar su markası vardır.
İşlenmiş Doğal kaynak suları: İnsanların damak tadına hitap etmeyi esas almış, fakat yeterli mineralden yoksun sular. (çok ünlü markalar) Bu sular mineral değerleri açısından yetersiz olduğundan şişkinlik yapar ve içtikçe içesiniz gelir. Şöyle tanımlayabiliriz: "şerbet gibi su" Evet içimi çok güzel, şerbet gibi ama su özelliklerine sahip değil.
Artezyen suları: Belli kaynaklardan çıkarıldığı halde debisi (yüzeye çıkış şiddeti) düşük olduğundan, artezyen sistemi kullanılır ve yüzeye çıkmak istemeyen su, zoraki çıkarılır. Mutlaka bir kaç kez filtre edilmesi gerekir. Bu sular hakkında pek birşey söylemeyeceğim. Ancak arabalarınızın akülerinde rahatlıkla kulllanabilirsiniz:))
Bütün bunların yanında bir de kaynağı bile belli olmayan, insanların hiç sorgulamadan, fiyatı ucuz olduğu için aldıkları sular var. Bu sular genelde ticari mekanlarda kullanılır ve bütün hastalıklara davetiye çıkarır. Sadece rakı ile içildiğinde etkilemez:)
Evet kısaca durum bundan ibaret. Acizane önerim, Doktorlarımızın bu konuyu tekrar araştırmaları ve daha titiz davranarak öneriler de bulunmalarıdır. İnsanların az da olsa güvenlerini yitirdiğini görüyorum. Bilinçli insanların doktorları tv ekranlarında görmekten sıkıldıklarını, onları sadece muayenehanelerde görmek istediklerini düşünüyorum. Bir tv kanalı neden bir doktoru konuk eder hepimiz biliyoruz. Ekran başında şifa dağıtmazlar, sadece reyting denen olgunun artmasına yardımcı olurlar. Ayrıca tv ye çıktıkları için işleri artar... Eklemeden yapamayacağım. Doktor denince aklıma sadece cerrahlar geliyor. Onların tıp dalının sanatkarları olduğunu düşünüyorum. Diğer doktorların bilgilerine sahip olmak için belli kaynaklardan araştırma yapıp okumak yeterli diye düşünüyorum... (kimse kızmasın bu bir günlük)
Her gün yazıyorum bugün de yazayım. Yol durumu: Kar yağışı sebebi ile ortalık sakin pek araç yok. Ancak yine de bir kaç hafif hasarlı kaza gördüm. Yollar kaygan ve bu yüzden fren mesafesi uzun. Sağlıklı ve kazasız günler diliyorum.
Not: Dünyanın en iyi suyu alp dağları eteklerinden çıkmakta ve dünyanın her yerinde satılmaktadır. Hatta ünlü sporcuların elinde görebilirsiniz (eurosport kanalında) Bu suyun sertliği bizim ülkemiz de sert olarak nitelenen suların üç katı sertliğin de dir.
Hoşçakal günlük
"Sular yükselince, balıklar karıncaları yer. Sular çekilince de karıncalar balıkları... Kimse bugünkü üstünlüğüne ve gücüne güvenmemelidir. Çünkü kimin kimi yiyeceğine SU karar verir..."