Ah Milena, Hep Böyle misin Sen?

Blog adresiniz varmış.

Evet.

Bakmak isterim.

Eh, bir yazı paylaşabilirim.

Ben de.

Karşılıklı bakalım o zaman. Ben bir kahve alacağım bunun için.

Bu kadar tesadüf fazla ama ben de.

Küçük detaylara haz katmayı biliyoruzdur belki?

Olabilir. Sigara içmek için kahveyi bekliyorum.

Sigaraya uzak kalıp kahveye dokundum hep ben.

Tek şeker.

Şekersiz. Tek tat almayı seviyorum ben, karıştırmadan, net.

 

Hanımefendi muhteşem bir yazım diliniz var. Çok büyük samimiyetle söylüyorum bunu. Eminim ki sağlam bir hikayeniz vardır.

İçinde biraz şiirsellik olan biri için her şey bir hikaye..

 

Yazdıklarınızda bir yaşanmışlık var mı acaba?

Eh, bu bir bilinmeyen olarak kalsın.

Şimdi ben bunu kafama takarım, düşünürüm.

Bu beni de düşünmeniz anlamına geliyor. Düşünün öyleyse.

Bana yardımcı olmayacaksınız demek..

Belki zamanla cevabı kendiniz edinirsiniz.

Bu da sizi tanıyacağım anlamına geliyor.

Belki ise bunun bize bağlı bir ihtimal olduğunu söylüyor.

İhtimalleri pek sevmem, sonsuz bir döngüye sokarlar beni.

 

Burçlara inanır mısınız?

Kendi burcumun belli özelliklerini taşıdığıma inanıyorum.

Sizinkini bilmiyorum.

Akrep.

Akrep burcu tarafından mağdur edilmeyen erkek yoktur. Henüz mağdur edilmemiş erkek vardır. Ve akrep burcunu çok severim. Bir o kadar da korkarım..

 

Hayatı anlık yaşamayı seviyorsunuz.

Çünkü başka bir şeye sahip değiliz. Sahip miyiz?  

 

 

Belki ruhlarımız aynıdır buluşmuştur zamanın çok ötesinde.

Pek inanmam böyle şeylere.

 

Bugün dünden farklı ne yaptınız?

Kahvaltı.

Kahvaltıyı sevmeye başlıyorsunuz. Bu güzel.

 

Kahvaltı alışkanlığım yok. 

Kahve ve gazete alışkanlığım var sabahları.

Kahve içerken midenize dikkat edin. Gazete ise okumam.

Eksik kaldığınız bir haz.

 

Belki de eksik kaldığımız bizdik, sokaklarında akşamı sabah ettiğimiz çocukluğumuz, gökyüzüne bıraktığımız uçurtmalar, gülüşümüzde hep bir yarım kalan buse, sarılmamış kollar ya da henüz hiç dinlenmemiş şarkılar yahut hiç okunmayan kitaplar. Ruhlarımızın buluştuğuna çoktan eminim. Kahvaltıyı sevmeye çalışıyorum, bunu görmeni isterdim. Gözlerimi açtığımda ilk işimin bayiiye gidip gazete almak olduğunu da. Ya da sen giderdin? Sütü unutmamalısın gelirken, hala tam alışamadım kahvaltı işine. Bu öğünü geçemez miyiz? Ya da uzun bir öpücük ve kocaman bir sarılma olmalı bizim kahvaltımız. Sahi, bunu sever miydin? Dolunay var şuan gökyüzünde. İsterim ki Blues dinleyerek yola çıkalım. Hava tam da bunun için. Ilık ılık esiyor. Elimden tut. Yolda bilmediğimiz duraklarda kahve almak için duralım ve rastgele yerlerde fotoğraf çekilelim arkamıza tüm geçmişimizi alıp. Sonu güneş olmaz belki yolun fakat gökkuşağı yaratmak istemedik mi zaten? 

Sesimi duyma. Bırak böyle kalsın. Zihnimde. Kafka'nın bir kitabında gibi hissederken ben..