Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Eylül '22

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

AHLÂK,NAMUS,KIYAFET

           Atıf Yılmaz’ın yönettiği, Yavuz Turgul’un senaryosunu yazdığı Şener Şen, İlyas Salman, Şevket Altuğ, Yaprak Özdemiroğlu, Neriman Köksal, Ayşen Gruda, Berrin Koper, Ali Taygun, Hüseyin Kutman, Ayben Erman, Serra Yılmaz gibi değerli oyuncuların rol aldığı Şekerpare gülmece unsurlarının yanı sıra önermesinin kuvvetiyle de akıllara kazınan efsane bir film olma özelliğini sürdürmektedir.

            Rüşvet, yolsuzluk, adam kayırma gibi sorunları hicivli bir dille ele alan film sadece çürümüş bürokrasiyi eleştirmekle kalmıyor, hepimizi ilgilendiren toplumsal konulara da değinerek öz eleştiri yapmamıza da olanak sağlıyor. Özellikle namus kavramından yola çıkarak verilen mesajların güncelliğini koruduğunu söylemeden geçemeyeceğim.

            Filmde Afet, Şekerpare ve Cumali’nin çarşafla yürürken Ziver ve Hurşit tarafından takip edildiği sahnede Hurşit’in  ‘Bu k.çı ben de ilk kez görüyorum komiserim ‘cümlesi çok sağlam bir göndermedir. Erkek kadına kötü gözle bakarsa örtünmenin  pek bir şey ifade etmediğine;  çarşafa bürünen ve saçı görünmeyen kadın eğer k.çından tanınıyorsa ahlâkın kıyafet değil zihniyet meselesi olduğuna değinen sahne kısa sürede çok şey anlatmaktadır.1983’de gösterime giren filmin günümüze ışık tutması yıllardır hurafeler nedeniyle arpa boyu kadar bile yol alınamadığının bir göstergesidir.

            13 Eylül 2022 tarihinde İran’da ahlâk polisince sırf saçı göründüğü için gözaltına alınan yirmi iki yaşındaki Mahsa Amini’nin dövülerek öldürülmesi hurafelerin kan dondurucu bir sonucudur. Dini ibadetten, kadını etten, namusu kıyafetten ibaret gören gerici zihniyetin yaşattıkları şeriat rejiminin karanlık yüzünü gün yüzüne çıkarmıştır. Saçı göründüğü için kadınları öldürmeyi haklı bulan kokuşmuş öğretiye tepkili kişilerin sokağa çıkmasıyla geniş çaplı eylemler başlamıştır. Gericilikten taviz vermeyen molla rejimi protestoculara uyguladığı şiddeti tırmandırmakla kalmamış işi cinayet işleme boyutuna vardırmıştır. Yaşanan insanlık dışı müdahelelere tepki göstererek zorluklara göğüs geren, dirayetli duruşuyla davasından vazgeçmeyen cesur insanların onurlu mücadelesi ise takdire şayan bir biçimde sürmektedir.

            21 Haziran 2010 tarihinde aramızdan ayrılan efsanevi gazeteci İlhan Selçuk ‘’Eğer demokrasinin ‘D’si Türkiye’de uç veriyorsa bunu Atatürk’ün laiklik ilkesine borçluyuz’’ tespitiyle ne kadar şanslı bir ülke olduğumuzu vurgulamakla kalmamış ve İran’da yaşanan olaylara sebebiyet veren şeriat rejimine karşı ne yapılacağını da açık bir biçimde anlatmıştır.

 
Toplam blog
: 93
: 87
Kayıt tarihi
: 25.02.19
 
 

     TCDD'de makine mühendisiyim. Sanatın iyileştirici gücüne inanan bir insanım.    ..