Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Ağustos '09

 
Kategori
Basın Yayın / Medya
 

Ahmet Hakan-Ertuğrul Özkök ve Umre Şovu

Ahmet Hakan-Ertuğrul Özkök ve Umre Şovu
 


Hürriyet gibi bir gazetenin ve onun genel yayın yönetmeni koltuğunda oturmakta olan Ertuğrul Özkök gibi bir yönetici gazetecinin, din bezirganlığından nemalanma gibi bir niyeti de, ihtiyacı da olmasa gerek diye düşünüyorum. O halde günlerdir umre muhabbetinden başka bir konuyu neredeyse yazmamakta olan Ahmet Hakan Coşkun’a, neden bir Allah kulu, bir gazete yöneticisi, akil adamı “dur” dememektedir; “<ı>aklını başına devşir Ahmet Kardeşim, bu mahalle senin eski mahallene benzemez, bu işlerin ticareti, reytingi, istismarı, gösterişi, reklamı buralarda hiç de hoş ve doğru karşılanmaz” şeklinde uyarmamaktadır anlamakta güçlük çekiyorum.


Bir dini konu, hem de böylesine mukaddes bir ayda, böylesine maneviyata dayalı bir mevzu ancak bu kadar sulandırılabilir. Oturup saymadım ama Ahmet Hakan’ın; amiri Ertuğrul Özkök ile yapacağı Hicaz seferine ait yazdığı yazıları toplasak bizim köye yol olur vallahi. Daha bir de bunun dönüşü var. Eyvah ki eyvah.


Gelince de “<ı>biz oradayken böyle oldu, Ertuğrul Bey şöyle şeytan taşladı, Arafat’ta midemize kramp girdi, Mina’da ayağımıza çakıl kaçtı, Hacer’ül Esved’de az kalsın boynumuz kırılıyordu, <ı>Sebati Ravzayı Mutahhara’da makinesini yere düşürdü, güzelim Nikon paramparça oldu, Ertuğrul Bey buna çok kızdı, senden bir cacık olmaz, maaşından kesecem bunu Sebati dedi… ” faslından yazılarını okuyacağız muhtemelen. Ve kime ne kadar; tesbih, hurma, zemzem suyu, takke, ezan okuyan saat, çakma misk kokusu vs getirdiklerinin listesini.


Bu Sebati kim diyenler olabilir aranızda. Öyle ya herkes benim gibi Hürriyet’in aşırı medyatik umre maceralarını takip etmek durumunda değil. Bu Sebati kardeşimiz, gazetenin başarılı fotoğrafçısı Sebati Karakurt. Ayşe Arman röportajlarını takip edenler bilir, genelde görsel desteği Sebati Bey’den alır Ayşe Hanım. O çarpıcı fotoğrafların deklanşöründe, Sebati Karakurt'un parmak izleri vardır.


İşte Ahmet Hakan ve nasıl bu duruma düştüğünü hala anlayamadığım Ertuğrul Özkök’ün umre maceralarını fotoğraflayıp, daha bir medyatik ve pragmatik hale getirmek amacıyla; görevli ve mecburi olarak Hicaz yollarına düşen/düşürülen fotoğrafçı, Sebati Karakurt’tan başkası değil. Profesyonel anlamda, gerçekten de doğru tercih.


Pazar gazetesinde, bu sulandırma olayına, İkinci Ahmet Hakan vak’ası olan Ahmet Arsan’ın da katılmış olduğunu sevinerek(!) müşahade ettim. Şahtılar, şahmeran oldular vesselam.


İkinci Ahmet, köşesinden Hürriyet Başyazarı Oktay Ekşi’ye çağrıda bulunuyor. “<ı>Hadi biz de umreye gidelim Oktay Abi. Bak birinci Ahmet’le Ertuğrul Bey nasıl güzel gittiler. Reyting tavan yaptı vallahi.


Umre seri yazılarının birinde Ahmet Hakan da, Ertuğrul Özkök’e yapmış olduğu sulu teklifi anlatıyordu. Her sene iki Hürriyet yazarı umreye gitmeliymiş. Gelecek sene için Birinci Ahmet’in adayları; Oktay Ekşi ve Özdemir İnce olmuş. Ertuğrul Bey de bu teklif karşısında gülümsemiş.


Ya vallahi olmuyor. Siz ki yıllardır; din bezirganlarını, din istismarcılarını, din rantçılarını, dincileri eleştiren bir cenahın tam da göbeğinde değil misiniz? Hadi Birinci Ahmet, sonradan bu ekole girdi, devşirdi kendini, liberal hidayet nasip oldu Kendisine de… Sahi Ertuğrul Bey, siz nasıl düştünüz bu tongaya anlamadım vallahi.


Yok Kapalıçarşı’daki meşhur ihram mağazaları, din kitapları, fetvalar, ihram giymek istemeyen Sebati Karakurt açılımları ve daha neler neler… Bunlar yaşadıklarımız. Dedim ya bir de bu işin dönüşü var.


Olmadı, yakışmadı size!



İki sene önce bugün: Ağlamaktan Konuşamadı "Alamancı" Teyzem

İki sene önce bugün: Bir Mırmır, Bir Çipura; Daha Ne Olsun Be Usta?

Üç sene önce bugün: A.O.Ç. Sütü, Tekel Birası; Ah Ankara'm Ah!

 
Toplam blog
: 898
: 3759
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

İzmir'de yaşıyorum.    Çok uzun yıllar öncesinden başlayıp, hiç ara vermeden bugünlere kada..