- Kategori
- Ruh Sağlığı
Ait Ol(ama)ma Durumu(m)

Uzun yıllardır yaşadığım yeryüzünde, beni en çok mutlu eden ve huzur veren duygularımdan biri, bir yere, bir gruba veya bir insana ait olmama duygum oldu.
İçsel huzurumu ve mutluluğumu bu duyguma borçluyum.
Bir insanla veya bazı insanlarla ortak hareket etme fikri hayatım boyunca beni hep rahatsız etti.
Çoğu insanın aksine, bir yere, bir insana veya bir duruma ait olmadığım zaman mutlu oldum, huzuru buldum.
Zaman zaman âşık oldum sevdim, sevildim… Ama özgürlük tutkum ve asi ruhum, uzun sürmesine engel oldu hep.
Tatile tek başına gidince, yemeğe tek başına çıkınca, sinemaya tek başıma gidince, sporu tek başıma yapınca, alışverişe tek başına gidince mutlu oldum….
Alışılmışın dışındaki bu özgürlük tutkum, önceleri başta ailem olmak üzere yakın çevremi rahatsız etti. Çünkü bir kadın belli bir yaşa gelince evlenmeliydi. Bir adamın karısı ve birkaç çocuğun annesi olmalıydı.....
Ama gördüler ki kanımdaki özgürlük ve asilik tutkusu ruhuma işlemişti ve yapılacak fazla bir şey yoktu. Zamanla alıştılar.
Fikrim şu ki, bir insanı sevmek için ona ait olmak gerekmez. Keza bir şehir için de geçerli bu veya sevilen başka bir durum için de.
Bence kendisiyle barışık ve kendisiyle mutlu olabilen bir insan aitlik arayışı içinde olmaz, olamaz, olmamalı.
İnsanlar içlerindeki boşlukları doldurabilmek için aitlik arayışı içinde olurlar. Birine, bir şeye, bir duruma tutunup ona ait olduklarını sandıkları anda mutlu sanırlar kendilerini.
Ne büyük bir aldanıştır bu oysa.
Bir çok mutsuz insanın, kendisini ait hissetme duygusuna kaptırmış kişiler olduğunu görüyorum. Bu insanlar çoğunlukla ait oldukları ortam veya insandan koparılınca duygusal travma yaşayıp depresyona giriyorlar.
Umarım bir gün herkes, öz benliğine sahip çıkmayı ve onunla mutlu ve huzurlu olmayı seçer ve koşulsuz mutluluğu yakalar ve ait olma prangasını çıkartır kimliğinden.