Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

17 Mart '11

 
Kategori
Yurtdışından Bildiriyorum
 

Akıl Çelen...

Akıl Çelen...
 

Başbakanımız ve Putin... Resim int. alıntı


Akıl Çelen…

Muhalefet mi? Muhalefetin ajanları mı?

Yücenin takdiri ilahisi mi?

AKP: Seçim öncesi nasıl olur da böylesine yanlış bir adım atabilir?

Almanya Avusturya medyası: “Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kararı karşısında küçük dillerini yutmuşçasına… Şaşkınlıklarını gizleyemiyorlar”

Değerli Profesör Seza Şengör ( Ceza Sengör; ZDF resmi TV kanalı alt yazılı tanıtımı geçerken( şaşkınlıklarından olsa gerek) yanlışlık yaptı) Hocamızın yaptığı açıklamadan bir bölüm: “AKP Hükümeti mensupları ATOM enerjisi hakkında bilgi yoksunu; o yüzden ne yaptıklarının farkında değiller” Dedi.

Ben de kendi kendime; Rusya’nın Putin’in ve hatalarını yetersizliğini kedinin dışkısını gizlediği gibi örtbas eden, Japonya’nın ucuz ATOM santrallerini kuran sözüm ona bakımını yapan şirkete; benim başbakanım, nasıl olur da ülkesinin kaderini teslim edebilir; bir yanlışlık olmalı, dedim.

Japonya’nın felaketinde büyük katkısı olan bu şirket: Şimdi de AKP’yi politik arenadan silmek için neden çaba harcıyor? Rusya ile birlik olup neden akıl çeliyor, amaçları nedir?

Alanya’ya Sinop’a Türkiye’me Atom Santrallerini reva görenler; deliler gibi sevilseler de… Bu konuda destek almamalıdırlar. Ben onayımı veremem; oyumu AKP lehine kullanamam. Kullanmayacakların sayısı da artacaktır.

Ülkemiz deprem bölgesi; Japonya gibi; bilim adamları ülkemi büyük sarsıntıların beklediğini 500 Yıl kadar önce Tsunami Kralının ziyaretimize geldiğini yağmalayıp gittiğini belirtirken yine gelmek üzere olduğu konusunda hem fikirler. Hükümetin: Atom enerjisi konusunda rahatlığına anlam veremediklerini de ayrıca vurguladılar.

Sade bir vatandaş; mütevazı bir yazan olarak benim de yanıt aradığım birkaç sorum olacak; belki benden gayrı meraklılar da mevcuttur.

Bizim halkımız ve Japon halkı kıyas edilebilir mi? Felaketler karşısında verdikleri tepkiler eşdeğer midir? Disiplin sabır yardımlaşma, önce komşusunu komşunun bebeğini… “Önce Canan sonra can” der miyiz? “ Biz de “Önce can gelir” Bu ve buna benzer davranış biçimleri… Biz Japonya değiliz.

Geçelim bir kalem gelelim sorularıma; Minareyi çalan kılıfını hazırlar; ne tür kılıflardır bunlar? Yani ne tür önlemler almayı planlıyoruz?

Var sayalım bizim de nur topu misali Atom enerji santrallerimiz oldu.

Zamanla ürettikleri çöpleri atıkları: Nasıl nerede hangi tesislerde arındırdıktan; soğuttuktan sonra depolayacağız?

Almanya: Bin bir tehlike arz eden yolculuktan sonra karayoluyla atom çöpünü Fransa’ya teslim ediyor. Ölümcül çöp yıkanıp paklanıyor. Bir nebze zehirden arınıyor, bu arada yoğunluk da kaybediyor; miktar küçülür gibi oluyor. İşlem bitince Almanlar: Sözüm ona daha az zehirli çöpünü geri alıyor. Avuç dolusu ödemesini de yaptıktan sonra “Kıymetli çöpü nereye gömsem telaşı başlıyor”

İşte bu durum başlı başına bir sorun; çok özel çok korumalı; çok çok pahalı mezarlar inşa edilmesi gerekiyor. Garantisi olmayan dehlizler; deprem olmayan yerlerde… Ekipman; finansal güç; deneyimli yöneticiler; sayısız bilim adamlarına ihtiyaç duyuluyor. Amerika: Her türlü donanıma sahip olmakla birlikte; büyük sıkıntılar içinde belki onun derdi petrol değil kendine uygun mezarlıklar aramak olabilir.

Belki de her saldırdığı ülkede…Kendinden olan izleri depolayıp gidiyordur.

Angela Merkel: Mırın kırın etse de belki vatan sevgisi belki oy sevgisinden ötürü: Durmadan bozulan eski santrallerini kapatma kararı aldı.

Yenilerini yapmaya cesareti var mı bilinmez; çünkü halk bilinçlendi. Atom enerjisi kontrol altına alınamıyor. Ne kadar uzakta olursa olsun; radyoaktif ışınlar yayılıyor nesiller boyu kaybolmuyor. İnsanın yapı taşlarını tarumar ediyor. Tüm dünya nasibini alıyor.

Yeniden gündemde: Rüzgâr enerjisiyle ilgili bir buluşu İtalya var gücüyle destekliyor. Üretken vatandaşı için yer açıyor; çevrede uçuş yasağı uyguluyor.

Güneş enerjisi: Afrika kıtasının dönüm noktası olacaktır. Güneşinden elde ettiği enerjiyi talep edenlere sunacak.

Suyun enerjisi de cazip geliyor lâkin hassasiyet istiyor.

İnsanoğlu, doğayı yıpratmadan; doğanın sunduğu imkânları değerlendirmesini öğrenecek. Başka seçeneği yok.

Rusya kendi paçasını toplayamayan bir ülke bizim onun aklına atomuna ihtiyacımız var mı? Bizim yapacağımız; değerli bilim adamlarımızın, yaratıcı beyinlerimizin kıymetini bilmek ve desteklemek. Onlara güvenmek.

Herkes Mersin’e giderken; Moskova yollarında vakit kaybetmemek...

Benim başbakanımın kimler kanına giriyor?

Eğer AKP seçimleri kaybederse ki büyük bir olasılıkla…

Bu tür kararlar alan partiyi kimler destekleyecek?

Gözü pek cesurlar… Biliriz ki sınırsız cesaret korkusuzluk: Bilgisizlikten cehaletten kaynaklanır.

Sayın Başbakanım: Lütfen bu illeti ülkeme sokma.

17 Mart 2011 Perşembe

Alev Meisel /Berlin

 
Toplam blog
: 584
: 853
Kayıt tarihi
: 01.03.07
 
 

Dinleyenin olmadığı yerde anlatmanın önemi! Nasıl YAZAN oldum. 'Yalnız doğar, yalnız göçer' eskile..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara