Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Nisan '18

 
Kategori
Bilişim
 

Akıllı Telefonlar, İnsanı Aptal mı Yapıyor?

Akıllı Telefonlar, İnsanı Aptal mı Yapıyor?
 

        Gün gelecek, akıullı akılsız diye insanlar, kullandıkları nesneye göre anılacaklar. Şimdiki “Akıllı” telefonlardan bahsetmek istiyorum. Buna rağmen, ünlü bilişim uzmanı Vlad Savov, her cihazın akıllı olmadığı ve bildirim bombardımanına uğramadığımız eski zamanları özlüyor. Vlad Savov, yazdığı ilginç yazıda; eski, teknoloji fakiri cep telefonunu geri istedi.

       İNSANLAR APTALLAŞIYOR MU?:  Teksas Üniversitesi'nde yapılan bir araştırma, akıllı telefonların yakında tutulmasının zihinsel kapasiteyi azaltıp, aptallaştırdığını ortaya koydu.

       Bir başka deneyde de, insanların akıllı telefonlarına olan bağılılıklarının zihinsel kapasiteye etkisi incelenmekte.

       Bır de şu var: “Teksas Üniversitesi'nde yapılan bir araştırma, akıllı telefonların yakında tutulmasının zihinsel kapasiteyi azaltıp, aptallaştırdığını ortaya koydu.”

       Bir başka deneyde de, insanların akıllı telefonlarına olan bağlılıklarının zihinsel kapasiteye etkisi incelenmekte.

       AKILSIZ TELEFON İSTEDİ:  En mantıklı çözüm, eski teknolojilere geri dönmek, yani akıllı olmayan bir telefon kullanmak.

        Eski akılsız telefonlar, şimdikilere göre daha karakteristik. Artık sadece bar tipi telefonlar var. Kapakları açılıp kapanabiliyor, sürgülüler veya tuş takımları değiştirilebiliyor. Eski nesil Nokia'lar beton zemine düştüklerinde ruhlarını teslim etmiyorlar. Dayanıklılıkları ve pil ömür eşikleri yüksek. Teknoloji ne kadar ilerlerse, işler o kadar karmaşıklaşıyor ve dayanıklılık seviyesi geriye gidiyor. 

       AKILSIZLIKLAR ORTAYA ÇIKMASIN DİYE Mİ? Türkiye’de de kullanıcılar artık telefon alırken mutlaka akıllı olmasını istiyor. Neden acaba? Yani, akılsızlığını bertaraf etmek, gizlemekten mi geçiyor bu eğlem? Ne dersiniz?.Bu nedenle Türkiye’de satılan her 3 telefondan 1 tanesi akıllı cep oldu. Yıllık satış rakamı da 4 milyonu aştı. Duyduğumuza göre Fransa Hükümeti, 15 yaşına kadar, çocuklara cep telefonlarını yasaklamış. Darısı bizlerin başına diyoruz.

       Herkesin elinde cep telefonu. Muhabbetler kalktı. Sohbet, muhabbet hiç yok. Aile ortamlarına soğukluk girdi.

       Üstüne üstlük, yolda ya araba çarpıyor sizi, arabadaysanız, yine arabalar çarpıyor sizi.  Konuşarak iş görülürse böyle olacağı besbelli. Dalıp gidiyor insan telefona tabi. Ya araba kullanırken?

       Eskiden kalp kırmalar, bu kadar çabuk olmazdı. Şimdi bir düğmeye basıyorsun. Ekranda “Bitti”  yazıyor. Tamam, O ilişki bitiyor. Her şey basite  çevrildi. Eskiden böyle miydi  Hiç olmazsa yüz yüze görüşülürdü değil mi ya.

       NERDE O ESKİ MUHABBETLER:    Nerde o mis gibi ''Aşk'' kokan mektuplarımız. Nerde o zarfların içine koyduğumuz çiçekler. Not düşerek de: ''Çiçeğim, ak kağıtlara gözyaşlarını akıtsın. Kalbimden kalbine iz kalsın. Çünkü onlar, benim ak duygularım!'' deyip deyip de yolladığımız aşk mektupları

        Veya veya: “Bahçemdeki zambağın  teninden öptüm. Gönlümden gönlüne iz kalsın” diyen o yazılarımız şimdi unutulur mu hiç?

       AKILLI  AKILSIZLAR SAVAŞI MI?  Nerde o hasret kokan asker mektupları?!  Mektupların yerlerini şimdi akıllı telefonlar aldı. aldı. Elektronik oldu her şey! Kısacası denilmek isteniyor ki: “ Bu elektronik aleme uydun , uydun. Uymadın mı, çiğner geçerim” denmek isteniyor.  Akıllıların akılsızlara savaş açması gibi. Allah teknoloji özürlü yaratmış. Mabut vermeyince, kel mahmut N’apsın, di mi? Teknoloji ile doğmadık her halde. Herkesin aklı da, kendine.

       Burcu burcu kokan aşk mektuplarımız elektrikli posta oldu artık. Hislerimiz, ekranın soğuk camına sıvazlanmış..Ört ki, ölem!..

      ÇOK MUHABBET, TEZ AYRILIK MI GETİRECEK      Evimizde, ofisimizde, dizlerdeki bilgi sayarlarla cepteki akıllı telefonlarla kucak  kucağayız. Çok muhabbet, eskisi gibi tez ayrılık getirmiyor  artık . Bu, başka bir ilişki. Hayat meşgalesinden arkadaşımıza, ailemize, kendimize ayıracak vaktimiz yok. Bu devirde teknoloji özürlü olmak, dinazorluğa eşit mertebede. Ama dinazorlar çağı muhteşemdi. O zaman da, bu muhteşem cep telefonları yoktu ama. Gel de anlat.

      Önümüzdeki yıl dünyada 4 milyar akıllı telefon kullanıcısı olacak. Peki akıllı telefonlar insan karakterini nasıl değiştiriyor.
       Belki akıllı telefonlar bilgiye her yerde erişimi mümkün kılıyor olsa da insanların birbiriyle ilişkilerini de temelden sarstı. Artık hepimiz ufak şeyler için birbirimizi aramak yerine e-posta  ile, resimleri birbirimize postaladık. İnsanlar artık uzak iletişim nedeniyle daha anlayışsız ve empatiden uzak bir hale geldik.
        Google’a  güvenip, kolaya saptık. Hafıza gücümüzü es geçip, öğrenme güdümüzü tembelleştirdik. uyku bozuklukları, endişe ve kaygılarımızda artışlar oldu

       EVİ ISITMAK İÇİN HANGİ TUŞA BASACAĞIZ ACABA?   İçimizi sanal ekranlarda, lirik cümlelerle ısıtıyoruz. Evimizin sobasını ısıtmak için hangi tuşa basmalıyız acep? Sevgilimizin sinesini, hangi tuşa basarak koklayabiliriz?  İntertuşu ile mi? Hadi canım, sen de!  Kızdığımız zaman :  ''Sen kaç megabyt'lık adamsın be! '' derken, karşımızdakinin yüzünün kızardığını görebiliyor muyuz? Yoo! Hakimin karşısına çıksak, adamcağız, ceza verecek maddesini bulamaz  kitapta.

       TELEFONLARIMIZ AŞK KOKULUDUR: Şimdi;  genci, yaşlısı, emmisi, dedesi, gelini, kızı kısrağı elinde, avuç içi kadar bir alet. Ha bire  ekrana dokunuyor. Eller kıpır kıpır.  Karada havada,  çayırda çimende her yerde bunları tanırsınız. Başlar önde tırıs giderken,  elleri tıkır tıkır işler. Birbirlerine destanlar yazarlar, sevgilerini söylerler, hakaretler ederler, aşk dilenirler. Derler oğlu derler. Bakalım ne diyorlarmış:

"Sevgilim, tez elden rumuzunu bildir, / Kaşına gözüne e-mail atayım! / Ya cebimi ara, ya siteme gir, / Sazına sözüne e-mail atayım!
Gözümün, gönlümün budur istemi, / Bu sanal alemde bırak sitemi, / Chat'inle şenlendir benim sitemi, / Kışına yazına e-mail atayım!
Han hamam, apartman, akarın var mı, / Baban hortumcu mu, borsa oynar mı, / Avro mu topladın, yoksa dolar mı? / Evde ayakkabı kutuları var mı / Uyuz herif, malı, hala sıfırlamadın mı / Malına mülküne e-mail atayım!
Aksi  avrat mısın, yoksa hoş musun?  / Karta kaçmış mısın, yoksa yaş mısın? /  Saçı açık mısın, sıkma baş mısın? / Yüzüne pozuna e-mail atayım!,  / Kudurup gitmeden ben bu istekle,/  Tangalı resmini e-mail'e ekle /  Boyuna posuna e-mail atayım!

Kavşak Suyu kocaya kaçmış deseler de / Ardından üzüm  üzüm üzülüp yas etme / İki tık tık, bir şık şık ile / Olmaz olsun muhabbet böyle / Adresimi yazıver  defterine / Muzo1771 nokta, kom tere

Oy dingala dingala / Kömür de koydum mangala /  Dünyayı anladın ya /  Gel gidelim biz Ay’a /
Düşünme Ay’da var mı yok mu diye hayatı / Belki orda buluruz cepsiz hayatı / Ay’ın Ademi olayım, sense Havvası / Eccük  yap Pumpum Çorbası, bir de Ay Dolması / Soframızdan eksilmesin Bartın’ın Halışka’sı ...

Deyve bakay, geleceksen mesaj çek canikom / Kısa adresim “milliyet blog eyt  nokta kom”

Ört ki, ölem  bre!

Görüntünün olası içeriği: 2 kişi

Görüntünün olası içeriği: telefon

Görüntünün olası içeriği: 1 kişi, gülümsüyor, oturuyor, ayakkabılar ve iç mekan

KARŞIYAKA VAPURLARINDA YOLCULAR,  ELİNDE ESKİDEN, MUHAKKAK BİR GAZETE VEYA KİTAP BULUNURDU. ŞİMDİLERDE KOSKOCA VAPURU DOLAŞTIK, BİR TEK BU BAYANI BULDUK KİTAP OKUYORDU.

Görüntünün olası içeriği: 1 kişi, oturuyor ve iç mekan

BAŞKA BİR GÜN  KİTAP OKUYANA BİR DAHA RASTLADIK.

Görüntünün olası içeriği: bir veya daha fazla kişi, oturan insanlar, telefon, yatak odası ve iç mekan

Görüntünün olası içeriği: bir veya daha fazla kişi

Görüntünün olası içeriği: 1 kişi, kalabalık ve ayakkabılar

Görüntünün olası içeriği: 4 kişi, gülümseyen insanlar, oturan insanlar ve açık hava

Görüntünün olası içeriği: 5 kişi, oturan insanlar

Görüntünün olası içeriği: 1 kişi

HEM TELEFON, HEM İÇECEK BİR ARADA. EL DİREKSİYONDA AMA,  YA KAFA?

Görüntünün olası içeriği: 1 kişi

BU MANZARALAR DA CABASI. EH OLDU OLACAK, ARABAYA KABİN YAPTIRMALI, DUŞ DA ALINMALI Dİ Mİ?

 

 

 
Toplam blog
: 1616
: 918
Kayıt tarihi
: 13.08.06
 
 

Hayatın dikenli yollarından geçmenin  sırrı, aralarından çabuk geçmektir. Ümit, naylon çorap giyd..