Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Ekim '13

 
Kategori
Siyaset
 

AKP daha da sertleşecek!

Erdoğan esip gürlemeye devam ediyor. Söyledikleri de, yaptıkları da yenilir yutulur gibi değil. Kaybettikçe sertleşiyor. Erdoğan, özellikle uluslararası koşulların kendi aleyhine döndüğü, Gülen ekibi ile arasındaki mesafenin daha da açıldığı bir ortamda, kendi ifadesiyle ‘normalleşmiş bir ülkede’ seçim alamayacağını görüyor. Çünkü, kendi doğal ittifaklarındaki çatırdama çıplak gözle de görülür bir hal almış durumda. Gülen Cemaati’nin İngilizce yayın yapan gazetesi Today’s Zaman Yayın Yönetmeni Bülent Kemeş’in yazdıkları bunu gösteriyor. Kemeş, medya üzerinden kendilerine ağır bir baskı yapıldığını, bu baskının kendilerini “Türkiye’ye, hükümete ve MİT müsteşarına karşı başlatılan bir uluslararası komplonun parçası, işbirlikçisi, taşeronu olmakla ve hatta vatana ihanetle suçlandıklarını” belirterek “İşi iyice ileri götürüp MOSSAD’a, CIA’ye çalıştığımızı” göstermeye kadar gidiyor, diye şikayet ediyor. Kemeş bu şikayetten sonra şöyle devam ediyor: “AKP’nin kamu bütçesinden ödediği maaşlarla birer ‘lejyoner’ gibi istihdam ettiği danışmanlar ordusunun yönetiminde örgütlenen binlerce insan, ben bunlara sanal milis diyorum, sosyal medyanın her türlü kanalından üzerimize saldırtıldı. Yine aynı ekipler tarafından kurulan kara propaganda amaçlı internet sitelerinde sürekli ve sistematik bir şekilde demonize edilerek hedef haline getirildik.”

Cemaatle bile bu kadar açıkça karşı karşıya gelen AKP, bundan dolayı da, önündeki diğer seçeneklerin üzerini çizerek, kendi önünüdeki tek seçeneği ‘gerilimi daha da yükseltmek’ olarak görüyor! Bu yüzden, 2014 Yerel Seçimleri öncesi, en yakın halkasını daha da kemikleştirmek için, çok kararlı gibi gözüken sert söylemleri telaffuz ediyor, politikasını da gerilim üzerine kurguluyor. Erdoğan’ın dünkü grup konuşması bunu bir kez daha doğruluyor. Erdoğan, MİT müsteşarından ODTÜ’ye kadar her konuda esip gürlüyor. Dili oldukça itici ve ayrıştırıcı. Cemaate de, CHP’ye de, BDP’ye de parmak sallıyor!

Erdoğan, Gezi’de ‘çapulcu’ dediklerine bu kez ‘modern eşkıya’ yakıştırması yapıyor. Tehdit ediyor: “ODTÜ’de bütün yolsuzlukların mimarı olan CHP. Birileri ön kesiyor diye duramayız. Geçmişte eşkıyalar yapardı. Şimdi de modern eşkıyalar yapıyor. Kararlıyız. Kim yolumuzu kesmeye kalkarsa bizim çelik irademizi görecektir”.

Erdoğan burada durmuyor, BDP’nin bütün alttan almalarına rağmen, o gerilimi arttırıyor, “Birileri çıkıp da; İmralı’ya kim gider, kim gelir bunun kararını vermek tamamen hükümete aittir. İster gönderir, ister göndermez” diyor. Sonra da, özellikle BDP’yi açıktan tehdit ediyor: “Hiçbir zaman şu veya bu nedenle hükümete veya adalet bakanlığına kimsenin rota çizme yetkisi yoktur. Yeri gelir gönderilir, yeri gelir gönderilmez. Herkes haddini bilecek” diyor.

“MİT Müsteşarı ile içeriden de dışarıdan da uğraşan var. Biz memnun olduğumuz bürokratımıza sonuna kadar sahip çıkarız, kusura bakmasınlar. Onun icazetini de birilerinden almayız” diyen Erdoğan, ‘Cemaat’e de mesaj göndermeyi ihmal etmiyor.

AKP’nin, seçim yaklaştıkça bu tehditlerini daha da arttıracağı, sertleşeceği ve gerilimi yükselteceği kesin gözüküyor. AKP’nin ayrımcılık ve ötekileştirme üzerine kurduğu bu politikanın mahkum edilmesi ise, ancak 2014 Yerel Seçimleri’nde, AKP’nin büyük şehirler başta olmak üzere sandığa gömülmesinden geçiyor. Bunun için; İstanbul başta olmak üzere, Ankara, Adana, Mersin gibi önemli merkezlerde ‘muhalefetin’ ortak hareket etme yeteneğini geliştirmesi ve en azından seçimlerde bir ‘sandık ittifakının’ ortaya çıkması zorunlu gözüküyor. CHP ile BDP arasında, şehir bazında da olsa ortaya çıkan ‘teorik ittifak’ tezlerine bile nasıl direnildiği, her iki cephede de bir araya gelmeyi asla istemeyen ciddi bir direnç olduğu, yapılan açıklamalardan dolayı bilinse de; AKP’nin iktidardan gitmesini isteyen ‘sol duyulu güçler’ bu direnci kıracak hamleleri bulup ortaya çıkarmalı, en azından ‘sandık ittifakını’ canlı tutabilmelidir. Bütün tartışmalı noktalarına rağmen, aynı kaldırımda bile yürümeyen birçok siyasi ve toplumsal eğilimin bayrağının ‘Gezi Eylemleri’nde yan yana dalgalandığını gördük. Geldiği nokta itibarı ile ülkenin en statükocu ve muhafazakar partisi olduğunu ispatlayan AKP orta yerde dururken, ittifak yapmaya yönelmek yerine, sabah akşam “CHP’yi dövmenin” demokrasi açısından bir getirisi asla olamz!

(YURT Gazetesi - 23 Ekim 2013)

 
Toplam blog
: 18
: 641
Kayıt tarihi
: 18.01.13
 
 

Necdet Saraç (d. 8 Şubat 1961, Erzincan, Türkiye) Yazar, Gazeteci Marmara Üniversites..