- Kategori
- Kentleşme
Alaşehir'in ve diğer kentlerimizin SİT işkencesi !...

Bendeniz Manisa'nın Alaşehir ilçesi doğumluyum. Halen annem ve babam orada yaşar. Alaşehir ilçesinin büyük bir alanı SİT alanı içinde olduğu için için yıkılan evlerin tadilatının yapılamaması yüzünden vatandaş için büyük bir tehlike oluşturmakta. Aynı sorunu İzmir ; Konak ve Alsancak'ta kimi evlerde de gördüm. Bakıyorsun '' Bu ev her an yıkılabilir ve tehlikelidir '' diye bir uyarı tabelası ve çevresi şerit ya da demirlerle kapatılmış. Ama hiç bir şey yapamıyorsun. Niye ? Çünkü SİT alanı. Kardeşim madem bu evler eski ve tarihi. Neden o zaman restore edilmez ? Neden bu evler içi boş bir şekilde yıkılmaya mahkum edilir ? İnsanlar ; evlerin akan çatılarını onarmak için bile Anıtlar Kurulundan izin alması gerekiyor.
Kimse tarihe saygısızlık yapmak istemiyor. Ama hiç Alaşehir'e gideniniz var mı ? Koskoca bir kentin bulvarında, kentin içinde boş ve yıkılmayı bekleyen birçok ev var. Görüntü kirliliği değil de nedir acaba ? Üstelik her yıkılabilecek bir pozisyonda çoğu. Eski evlerin duvarlarına uyarıcı levha asmakla güvenlik sağlanır mı ? Madem devlet tarihi evleri önemsiyor. Bu evleri restore etsin. Eğer devlet bu tarihi evleri önemsemiyorsa o zaman neden bu evleri kaderine terk ediyor ? Neden vatandaşlarına işkence çektiriyor ? Hatta binanın çökmesi anında oradan geçen insanların şans eseri kurtulduğu da oluyor. İnsanlar evlerini tamir edebilmek için SİT alanının bir an önce kaldırılmasını bekliyor. Bu olmayınca o evler terk ediliyor. Evler içinde insan varken yaşar. İçi boş evler yıkılmaya mahkumdur.
İzmir 2 No'lu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu 3 Nisan 2009 tarihinde aldığı bir kararla Alaşehir İlçesinin %72'lik bölümünü 3.cü derecede sit alanı ilan etti. Elbette devletin tarihini, kültürünü koruması elzemdir. Ama öncelikle vatandaşını koruması elzemdir. Hem hiç bir şey yapmayarak ne kültür korunulur ne de tarih...
Acaba devlet ne zaman böyle komik yanlışlardan dönecek diye umutla bekliyorum hala...