Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Şubat '12

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Aldatılmanın kadın tarafı!

Mahallenin en nezih ve laf aramızda en de kazıkçı manavına ki ,adı “Paris Manavı” na çıkmıştır, iş dönüşü uğrayıp bir kilo ondan, bir kilo bundan derken gözümü gözüne dikip, “Seç istersen” diye elime uzattığı poşeti geri verirken “Yok, ben sana güveniyorum, malını sen daha iyi bilirsin…” dedikten sonra evde açtığım poşetlerden çıkan araya kaynatılmış çürük-çarık mal resmen canımı acıtıyor!

Canımı acıtan tarafı üç-beş liralık kayıp değil, gözümü gözüne dikip de güveniyorum dediğimde karşı gözdeki  “Merak etmeyin” bakışları!

Hani dese bana: Yav, al poşeti, doldur istediğini; elim kayar, aklım satılamayan mallara uzanır; ya da bozulmaya yüz tutmuş olanları kim alacak be abla dese, bir- iki tane eli yüzü sağlamlarından ben alırım, merak etme derim!

Vallaha derim!

Adam dürüst davranmıştır, zira!

Güvenmeyip poşeti doldurmak pek akıllıca gibi gözükse de, insan yaşamının her anını tetikte yaşamayaz ya!

Üstelik; müşteri kaybetmek istemez diye de bir özgüven oluşuyor insanda ve asıl önemlisi biraz da eli patatesin tozuna, ıspanağın çamuruna da bulaşmasın istiyor, hele ki benim gibi tırnak yiyen biri ise…

Yani, biraz da kendini korumak adına güvenmek istiyor! (Yediğim tırnaklarımın kanayan yerlerine bulaşırsa topraklar, eve gidene kadar yıkayamam, mikrop falan kapar alimallah!)

******

Dürüstlük ve güven bir kadının olmazsa olmazlarındandır!

Kendini korumak adına dahi olsa…

******

Kadınların beyin haritalarını artık hepimiz biliyoruz!

Detaylar kadınlar için pek sıradan…

O detaylar içinde minik minik sinyal veren bir şeyler oluyor; kişisine göre “Saçmalama” diyerek geçiştiriliyor, ya da hesap soruluyor.

Hesap soranların aldığı yanıtlar tatmin ediyor, ilk etapta…

Sormayanların algıları, kendileri bile farkında olmadan, açılıyor!

Evliliğini, birlikteliğini çoktan gözden çıkarmış olanlar da yapıyor!...

******

Aldatılmak bir kadın için kandırılmaktır!

İlle “cinsel birliktelik” değildir mesele, güvendiği bir adamın kendine yalan söylemesi, kandırması, “Salak” yerine koymasıdır asıl mevzu!...

“Mesaideyim” dediğinde inandığına kahreder bir kadın kendini durum ortaya çıktıktan sonra, hazırladığı yemekler aklına gelir, beraber yeriz diye aç beklediği akşamlar…

“Mesaiden geldim, çok yorgunum!” dediğinde  O’nun adına üzüldüğü anlar…

Rahat ettirmek adına hazırladığı sıcacık bir banyo, bir ılık süt; ya da özenerek hazırlandığın bir yatak faslından vaz geçiş…

Cızzz gibi yüreğe dokunur; öyle yaralanır yürek!

Oysa…

Deseydi…

Ya yürür giderdin, ya savaşırdın!

******

Kandırılmaktır en ağrına giden, bir kadının, “Aldatılma” budur!

Sevdiği adamın teninin bir başka hemcinsine dokunması, onu öpen dudakların bir başka kadını öpmesi, kulağına fısıldadıklarını bir başkasıba söylemesi… Ona sarılarak, bir bacağını onun bacağı üzerine atarak uyuması, falan…

Ne yalan, bunlar da çok can acıtır!...

İçin burulur, hatta ayrılma arifesinde olsan bile, acayip bir kıskançlık hasıl olur!

Aslında, o kıskançlığın sebebi de kandırılmış olmaktadır; kim bilir dersin, ne kadar gülmüşlerdir “Şimdi sen neredesin?” cevabı karşısında?

Ne kadar alay etmişlerdir seninle?

Onlar yatakta gülüşürken…

Tam da sen aradığında meşgule alınmışken ve geldiğinde “Toplantı sırasında ne diye arıyorsun?” diye azar işitmişsen…

******

En çok canını yakan tarafıdır kadınların; kandırılmak!

Yani aldatılmak!...

Tam olarak kelime anlamıyla: Aldatılmayı kabul edemiyor kadınlar!

Yalan söylenmesini, kendinin salak yerine konmasını, çocuk gibi oyalanmasını…

******

Aldatılmanın en ağır tarafıdır kadın için; sevdiği adamın teninin bir başka tene değmesinin travmasından önce!...

Kandırılmak = Aldatılmak!

 

http://twitter.com/Gulgunkaraoglu

gulgun_2006@hotmail.com

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..