Algıların kulağını doyur

İletişim artık mağara duvarlarındaki kadar sessiz, duman kadar silik ya da posta güvercinleri kadar seyirlik değil. Varoluşumuzdan itibaren iletişim ihtiyacımızın olduğu kesin fakat bu süre zarfında iletişimimize ne derece etkinlik kazandırabildik? Günümüzde iletişimin birçok yolu ve yöntemi varken; bireysel iletişimde ne derece etkin ve inandırıcı olabiliyoruz?

Etkili iletişim bireyin iletişime geçtiği anda hoşgörülü ve önyargısız olarak anlatabilme ve anlayabilme, savunma ya da savaşma halinde olmadan karşılıklı algısal durumu kavrama, diyaloğu dinamik tutma, çatışmaya sürüklemeyip uzlaşma durumunda olma becerisine dayalıdır. Bu beceriyi sağlıklı bir şekilde yürütebilmenin yolu kendini ne şekilde açacağına ve ifade edeceğini karşındaki kişi veya kişilere yönelik olarak belirlemekten geçer. Goethe' ye göre insan ancak anladığı şeyleri duymaktadır, bu durumda iletişimdeki önceliğimiz kulağı doyurmak değil, algıları harekete geçirmektir. İnsanların algılarını harekete geçirmenin birçok yolu vardır, bunları etkin hale getirebiliyorsak iletişimin sürekliliğini sağlayabiliriz ve karşı tarafı etkimiz altına alabiliriz.

Kelimeler vasıtasıyla etkili olmak ve karşındaki kişiye hitap etmek istiyorsan kararlı olmalısın. İnandırıcılığın kararlılığına bağlı olarak ilerler.  Bu durumda kelimelerin uyum içinde dilinde dökülmeli ve beden dilinle bağdaşmalıdır. Kaos içinde olan bütünselliği sağlanamamış kelime öbekleri inandırıcılık sağlayamaz. İletişimde sorunlar meydana getirir ve iletişim akışını bozar.

İletişimde önemli olan bir diğer husus ise beden dili ve karşı tarafa ilgi durumudur. Maslow'un yaptığı ihtiyaçlar hiyerarşisine göre ''ilgi görme ihtiyacı'' fizyolojik ihtiyaçlardan sonra gelen önemli bir ihtiyaçtır. İnsanlar özel ilgi görmekten hoşlanırlar. Örneğin bir ortamda birey ilgi görmek istediğini çeşitli hareketlerle belli eder ve muhabbeti kendisine yönelik şekillendirmeye çalışır. Buna karşılık ortam içindeki diğer bireyler kişinin ilgi beklentisini karşılamaz ve açtığı konuya kayıtsız kalırlarsa kişi kendini ortamdan çeker. Oysaki  iletişimde ilgiyi belli etmenin en kolay ve güzel yolu beden diliyle sağlanan; göz teması, mimikler, el hareketleri ve duruşumuzdaki değişimlerdir. İletişimin dinamizminde ilgi durumu kilit noktasıdır. Karşı tarafa onun söylediklerine kayıtsız kalmadığımızı mutlaka belli etmeliyiz ki iletişim verimlilik kazanabilsin.

Konfüçyüs ''Kelimelerin gücünü anlamadan, insanların gücünü anlayamazsınız.'' demiştir. Eğer bir birey iletişimde kendini güçlü ve inandırıcı kılmak istiyorsa öncelikli olarak kelimelerin gücüne sahip olmalıdır. Kendinden emin ve inandırıcı olmalı, karşısındaki kişiyi etkilemelidir. Kelimelerine görsel etkileyicilik ve bütünsellik katmak için beden dilini kullanmalıdır. Eğer kişi bunların hepsine hakim olabilirse, etkili iletişimde bireysel beceri kazanmış olur.