Senin bu meslek ne işe yarıyor?

Üniversite sınavından sonra mesleklerle ilgili yarım yamalak bilgilerle kendimize uygun bir bölüm seçmeye çalışırı, bazı kişiler nadirdir ki sınavdan önceki hedefleri doğrultusunda başarıya ulaşır ve o yolda kendinden emin bir şekilde devam eder. Peki ya diğer kendinden emin olmadan gidenler ? Onlar nelerle karşılaşıyor ?

 

Çoğu büyüğümüz doktorluk veya bazı mühendislikler dışında yeni çıkan meslekler hakkında bilgi sahibi olmadığından sorarlar ‘’Senin bu meslek ne işe yarıyor? ’’ diye. Ve üniversite heyecanına kapılmış bölümü hakkında açıklayacak bilgisi olmayan öğrenci o anda bir yutkunma yaşar, gözlerde kısılma olur, düşünür, bir şeyler mırıldanır ve soruyu geçiştirir. Peki ya sonra ? Bazıları seçtiği meslekle ilgili etkin bir duruma gelmek için çabalar ve kendini geliştirmeye çalışır ; bazıları ise mesleği hakkında gereken hiçbir şeyi yapmadan uzun yıllar sonunda mezun olmayı başarır ve iş yarışı içine atılır. Sadece para ihtiyacı üzerinde herhangi bir düşünsel verimlilik kazanmamış meslek bilgisi, zamanla körelecek iş heyecanı ve motivasyon düşüklüğü demektir. Sahip olduğumuz meslek bizim için hayatın büyük kısmıdır ve bize yaşam motivasyonu kazandırmayan bir meslek hayatın eksik birçok yanı demektir. Konfüçyüs  ‘’Bir ömür boyu mutlu olmak istiyorsan işini sev! ’’demiştir ve bunda fazlasıyla haklıdır; çünkü mesleğimiz doğrultusunda edindiğimiz iş ve işimizin bizde bıraktığı izler hayatımız boyunca bizimledir.

 

Mesleğimiz ve buna bağlı iş ortamındaki etkinliğimiz bizim gün içinki enerjimizi ve psikolojik durumumuzu belirler. Hayat standartlarımızı belirleyen mesleğimiz eğer bizi memnun etmiyorsa hayatın birçok noktasında sıkıntılar ve rahatsızlıklar doğar. Dünya üzerinde  bütün mesleklere ihtiyaç vardır fakat önemli olan senin ihtiyacın olan hayat enerjisi hangi meslektedir ? Bu sorunun cevabını verebilmek ‘’ Senin bu meslek ne işe yarıyor? ’’ sorusuna hakim olmak demektir. Büyüklerimizin sorularını cevapsız bırakmamak en doğrusu.