Dinsel eğitimin sonuçları

Yazan:Uçar  Demirkan

1954 Yılında ortaokula başladığımda mahallemizdeki Konyalı Ali, İzmir’de ilk kez açılan İmam Hatip Lisesi orta kısmına kaydolmuştu. Konya’dan göç ederek İzmir’e gelmiş, yaşamlarını güçlükle sürdüren bir ailenin tek oğluydu. Okulda kendisine çeşitli yardımlar yapılıyordu. Bu nedenle o okulu seçmişti.

O yıllarda, her ailenin evinde elektrik yoktu. Benimkinde de. Bizim aile, ben fakülteyi bitirip mesleğe başladıktan sonra, benim kira desteğim ile elektrikli evde yaşamağa başlamıştı.  O nedenle geceleri  sık sık evinde elektrik olan bir ailenin evinde toplanır orada derslerimizi çalışır, ödevlerimizi hazırlardık.

O gecelerden birinde bir arkadaşım “Allah bu elektriği evlere getiren Edison’dan razı olsun. Allah rahmet eylesin”dedi.

İmam Hatipli Ali, bu tümceye şiddetle karşı çıkmıştı. Nedenini de söyledi. Okulda, “Bir kimse kelimei şahadet getirmeden ölürse o kişi mutlak olarak cehennemliktir.”diye öğretilmişti. Boşuna Ali’yi ikna etmeğe çalışmıştık.Nuh diyor, peygamber demiyordu.

Son günlerde, bir televizyon programında yine aynı konu tartışılıyordu. Bir fetvacı hoca, “Müslümandan başkası cennete giremez” diyordu. Bizim İmam Ali’yi anımsadım. Nitekim, İmam Hatip Lisesini bitirdikten sonra, Ramazan’da cerre çıkan hocalığa başlamıştı. Belki, sonradan bir camiye imam da olmuş olabilir.

Şu sıralar, yerkürede yedi milyar kişi yaşıyor. Bunların bir buçuk milyar kadarı Müslüman. Bu durumda, tanrı geri kalan beş buçuk milyarı daha başlangıçta cehennemlik yaratmış oluyor. Bunlar, cennete gitmek istiyorlarsa Hıristiyanlıktan, Budistlikten, Yahudilikten, Şintoculuktan ve diğer dinsel inanışlardan vazgeçip Müslüman olmak zorundalar.

Ancak, kimse böyle davranmıyor ve herkes bildiği yolda tanrısına ibadet ediyor.

Bunun sonucunda ne mi oluyor?

Bilimsel öğretiler bir yana bırakılıp tanrı ve ibadet öğretilerine öncelik verilince şunlar oluyor.

Bizler hala ünlü astronomumuz Kuşcu Ali gibi, yıldızlara bakıp Allah'ın büyüklüğünü düşünürken, eloğlu Ay’a ve Mars’a ayak basıyor.

Bizler hala Kuzey ve Güney Amerika’yı da gösteren Piri Reis haritasını bir müslümanın yaptığı ile övünürken, zamanın padişahı Amerika’yı keşfetmek için kendisine başvurup gemi isteyen Cristof Colombe’u sarayından kovuyor; o da İspanya Kraliçesi adına Yeni Dünya’yı keşfediyor.

Bizler, kollarına kanatlar takarak ilk kez yerçekimine meydan okuyan ve Galata Kulesi’nden kendisini havaya bırakıp Üsküdar’a kadar uçan ve orada sağ ve salim yere inen Hezarfen Çelebi’nin böyle işlerle uğraşmasını yasaklayarak kendisini Fizan’a sürerken; yine Osmanlı Sarayı’na gelen ve İstanbul Boğazına köprü yapmayı öneren ve ilk denizaltı gemisinin ve ilk uçağın projelerini çizen Leonardo da Vinci’yi de saraydan kovuyoruz.

Şimdilerde Müslüman olmayanların yer altı, denizaltı ve uzay çalışmalarını izlemekle yetiniyoruz.

Geçmişte ortaya çıkmış bu olaylardan hiç ders almamışa benziyoruz. Yine İmam Hatip Liseleri’nin sayısını arttırmak ve yine bu liselerde din ağırlıklı eğitim uygulamalarına ağırlık vermek suretiyle tarihi tekerrür ettirmiş oluyoruz.

Ne yapalım; Mevla sonumuzu hayreyleye…