- Kategori
- Opera / Bale
Ali Baba ve Kırk Haramiler

Geçen hafta İstanbul Devlet Opera ve Balesi sanatçıları tarafından icra edilen çok güzel bir opera eserini izleme şansına sahip oldum. Opera adını çocukluğumuzdan beri çok iyi bildiğimiz eski bir doğu masalından alıyordu: “Ali Baba ve Kırk Haramiler”.
Aslına bakılırsa ben aynı eseri yıllar önce İzmir’deki sahnelenişi esnasında da izlemiş ve çok beğenmiştim. Ankara, İzmir ve Mersin operalarında sahnelendikten, bu kentlerimizdeki sanatseverler tarafından büyük bir övgüyle karşılandıktan sonra, nihayet İstanbullu sanatseverler de bu güzel Türk operasını izleme ve dinleme şansına sahip olacaklar.
“Ali Baba ve Kırk Haramiler” gerçekten de tam anlamıyla bir Türk operası: Bestecisi Selman Ada, Türk müziğine özgü makamları kullanarak evrensel bir opera yazmış ve bu anlamda gerçekten çok büyük bir başarıya imza atmış; tabi eserin librettosunu yani metnini yazan şair Tarık Günersel ile birlikte. Türk müziğine özgü makamları batı müziği armonisiyle kaynaştırarak hem bizim kültürümüze ait olan, hem de batılılarında severek dinleyebilecekleri bir eser yaratmış olan Selman Ada; çok iyi bir kompozitör olmasının yanı sıra, son derece başarılı bir piyanist ve orkestra şefi aynı zamanda. Bu önemli sanatçımızın henüz on iki yaşındayken devlet tarafından “Harika çocuk” yasası kapsamına alınarak Paris Ulusal Yüksek Konservatuarına gönderilmiş olduğunu ve eğitimini burada tamamlamış olduğunu da eklemek gerekir sanıyorum. İstanbul Devlet Opera ve Balesinin ilk Türk genel müzik direktörü olma gibi bir sorumluluğa da sahip olan Selman Ada'nın bu görevi esnasında Türk operasının daha da gelişmesine vesile olacağına inanıyorum.
Opera sanatını seven bir kişi olmasanız bile bu eseri yine de izleyin çünkü büyük ihtimalle Ali Baba’yı izledikten sonra fikriniz değişecek. Bu eser bizim müziğimizin tınılarıyla dolu ve çok ta eğlenceli. Ayrıca müzikleri de son derece akılda kalıcı olduğu için temsil bitip evinize gittikten sonra dahi melodileri mırıldanmaya devam edebiliyorsunuz. Kısacası zihninizde güzel bir iz ve tını bırakıyor. Şair Tarık Günersel tarafından yazılan librettosunun ise günümüze yapılan göndermeler ve taşlamalarla dolu yapısı, seyircilerin esere olan ilgisini temsil boyunca canlı tutmaya yardımcı oluyor. Sahnelenişi, dansları, müziği ve librettosu ile Ali Baba ve Kırk Haramiler, gerçekten izlemeye değer.
Ali Baba ve Kırk Haramiler operasının İstanbul prömiyeri geçen hafta Salı akşamı yapıldı ve tüm sezon boyunca Taksim’deki Atatürk Kültür Merkezinde sahnelenmeye devam edilecek. Tüm sanatseverler bu Türk operasını mutlaka görmeli ve alkışlamalı.
Resim: http://www.idobale.com/program/ayrinti.php?fl=alibaba