- Kategori
- Şiir
Altın Vuruş
Afyon sandığı boş kalınca, buram buram dilenir beyin!...
Örümcekler tırmanır üstüne...! Ruh çökümü, hiçlik!...
Duyarsın kırılan düşlerin sesini, zangır
Zangır üşüdükçe daralır beden, büzüşür
Kesintiye uğrarsın, seni askıya alır hayat.
Kurumuş dere yalnızlığı...? Susamışlık, som bağımlılık?..
Devinir düş barınağı...! Seğirtirsin belleği devindiren oyluma...!
Bin çekimlik haz duyarsın bir çekişte, baldan tatlı..?
İlaç gibi geldiğini sanırsın, çatladıkça imgeler...!
Aah ayrıntılar...!? Dalga dalga vurur yürek kıyılarına!...
Bedenselden ruhsala gömüldün, yüzün sevindi...?
Duyumsuyor musun, düşlükte ne kaldı?
Nasıl olsa bağımlılar yazıyor ölümün önsözünü!...
İçine sinen seni, erkek gibi aldatır...!
Tekrar çağırır kırılan günün, geceler azar…
Kendi izinde, yine derde düşersin çığlık çığlığa...!
Ayaza kesen göl kadar durgun gözlerin!...
Kanına tutunamaz strese kapılan ruhun...!
Savrulur kuyuya düşen çığlığın!..
İki zaman arası boşluk… Ölüme denk düşer uzayan çöl...!
Ecel elinde, iksire..., bağımlı olduğun aşkına
Yalınayak, ölümü özlemiş gibi altın vuruşa koşarsın...!?
Gel çarem, yol göster usyürek... süpürmesinler beni!...
Ali Akdemir
17.12.04
Kayseri