- Kategori
- Tiyatro
Amadeus

Bu sezon ilk izlediğim oyunlardan biri Amadeus. Yıllar önce filmini görmüstüm. Bu yıl, Mozart'ın 250. doğum yılı kutlamaları nedeniyle Devlet Tiyatrosu bu oyunu sergiliyor. Hem de Büyük Salon' da. Ben tiyatroyu büyük sahnede izlemeyi seviyorum. Devlet Tiyatrosunun Büyük Sahne'de sergilenen hiçbir oyununu kaçırmıyorum.
Eskiden bir ay öncesinden biletler alınır, sonra oyuna gidilirdi. İnsanın İstanbul gibi büyük bir kentte bir ay sonrasını planlaması çok zor. Dolayısiyle benim gibi Anadolu Yakası'nda oturan biri için tiyatroya gitmek bayağı bir meseleydi. Şimdi bu işler çok kolaylaştı. Biletinizi internetten alabiliyorsunuz. Bu yıl işi biraz daha geliştirmişler: Aldığınız bileti başka bir oyuna devredebiliyorsunuz. İşte böyle ... Fazla düşünüp taşınmaya gerek yok. Biletinizi alıyorsunuz. Gidemeyecek gibiyseniz, biletinizi başka bir oyuna devrediyorsunuz.
Şimdi gelelim Amadeus'a . Daha önce Amadeus filmini izlemiştim, hem de bir kaç kez. Filminde, sinemanın tüm olanakları kullanıldığından müthiş bir görsellik var. Kısacası görsel ve işitsel bir sinema şöleni Amadeus filmi. Bu görkemlilik içinde öykü çoğu kez arka planlara düşüyor. Tiyatro oyununda ise sapsade bir dekor içinde 'bir insanın içindeki ışık nasıl söndürülür' teması müthiş dramatik bir biçimde gözler önüne seriliyor.
Amadeus'u Zafer Algöz oynuyor. Filmi birkaç kez izledikten sonra Zafer Algöz'ü Amadeus rolünde kısa bir süre yadırgadım. Algöz , hayalimdeki kalıplaşmış Mozart'la kısa bir süre çatıştı; sonra oyunculuğu kısa bir sürede sarıp sarmaladı beni. Zafer Algöz, son zamanların en iyi oyuncularından. Onu "Salkım Hanım'ın Taneleri"inden anımsayacaksınız. O filmde de müthiş iyi bir oyunculuk sergilemişti. Ayrıca Viyana sarayının müzik yöneticisi besteci Salieri rolündeki Celal Kadri Kınoğlu'nun oyunu da çok çok iyiydi. Sırf bu iki oyuncunun oyununu ve 'Mozart'ın içindeki ışığın nasıl söndürüldüğünü' izlemek için bir bilet de siz alın.
Oyunu herkese tavsiye ederim.