Amazon yerlileri ilk kez görüntülendi

Güney Amerika’daki Büyük Okyanus kıyısında yer alan Peru Devleti’nin Kuzeyinde Ekvador ve Kolombiya, Doğusunda Brezilya, Güneyinde Bolivya ve Şili yer alıyor. And Dağları üzerinde, Amazon Nehri kolları arasında ve Güneydoğusu’ndaki Manu Ulusal Parkı'nda ilkel ve vahşi şekilde avlanarak yaşayan Mashco-Piro kabilesine, ilk kez bu kadar çok yaklaşıldı.

Ulusal Park’ta yaşadığı bilinen, ancak şimdiye kadar yaklaşılıp da görüntülenemeyen 100 kabileden biri olan Mashco-Piro kabilesi, dış dünyaya kapalı bir şekilde hayat sürüyor. Son yıllarda kaçak kereste, doğalgaz ve petrol arama faaliyetleri nedeniyle Amazon Ormanları’nın derinliklerinde hareket halindeki kabilelerin doğal yaşamı da yavaş yavaş yok ediliyor.

Bundan dolayı da kabileler kendilerini savunmak için ilkel, ama çok çeşitli savunma mekanizmaları geliştiriyorlar. Kabileler, bölgeye gelenlere ok, mızrak ve sivri taşlar atarak uzaklaştırmaya çalışıyorlar.

Oraya giden bazı insanların onlara bıraktıkları tişört, şapka ve süs eşyalarını alıp kaçıyor, ormanın devasa derinliklerinde kayboluyorlar…

Geleneksel bir hayat süren kabilenin, 200 kadar üyeden oluştuğu tahmin ediliyor. Antropologlar, Amazon bölgesinde henüz ilişkiye geçilmemiş birçok kabile olduğunu tahmin ediyorlar.

Düşünüyorum da, bu kavanoz dipli dünyada hiçbir şeyi ‘BAKİR ve DOĞAL’ halinde bırakmayacak mıyız biz!? Ne gözü, karnı ve cebi doymaz, sözüm ona ne “Medenî İnsanlarız (!)” bizler yahu!? Koca dünyada hiç olmazsa orası bakir kalsa, bu insanlara bile yeni dünyanın kötülüklerini, arsızlıklarını, yolsuzluklarını, yüzsüzlüklerini öğretmeyip, mikrobik ve çağın hastalıklarını o saf ve güzel insanlara bulaştırmasak olmaz mı!?

Bir süre sonra olacakları ben size söyleyeyim:

Önce onlara ‘PARA’ denen el kirini öğreteceğiz… Sonra üretime katkılarını sağlayıp, kardeşçe paylaşımcılıktan imtina etmelerini öğütleyip, birbirlerine düşüreceğiz… Biraz alıştırdıktan sonra, kendi yasalarımıza uymalarını, yoksa çok fena yapacağımızı söyleyeceğiz!.. Uyum sağlayamayanlara cezalar vereceğiz… Bir süre sonra adab-ı muaşeret kurallarını öğrenmeye zorlayacağız. Kimlik verip, vatandaş yapınca da; seçme ve seçilmeyi kafalarına kazıyacağız!..

Bu aşamada, önce yalan söylemeye başlayıp, ardından da birbirlerini kandırmaya başlayacaklar, içki, cigara ve uyuşturucu gibi kötü alışkanlıklar edinecek, araba kullanmayı öğrenip küfür etmeye başlayacak, eski ilkel ve dostane paylaşımcılıkları tarihe karışacak! İşte o zaman, tıpkı bize benzeyecekler; toplu yaşamak yerine, ayrı evlerde bireysel yaşamaya özen gösterip, orman içinde yalnız ağaç olacak, işte  papazı da böyle bulacak ve eski ilkel yaşamlarını mumla arayacaklardır, mumla; göreceksiniz!..

Belki oy verip de seçtikleri büyükleri, onları dindar nesil olarak yetiştirip, kendilerine biat etmeye zorlayacak, karşı çıkanları da Silivri’ye… - pardon, çok afedersiniz, elimden kaçtı - … Belki karşı çıkanları hapislere gönderip, orada çürüteceklerdir, kim bilir? Her ülke Türkiye değil ki be kardeşim!..

Tüm dünya ülkeleri Birleşmiş Milletler önderliğinde hemen buluşup, bu işe bir çözüm bulmalı, hiç olmazsa oranın bakir kalması için her önlemi almalıdırlar! Yoksa, yarın çok geç olabilir…

24 Şubat 2012/ Sakin KOŞAR…