- Kategori
- Dilbilim
Amca yeğen doya doya konuştular
Katip Alamanya'da ki Amca Oglu Semih'i aradi. Telefona biri cevap verdi.
"Yah?"
Katip sordu:
"Semih?"
Telefonun obur ucunda ki cevap:
"Nayn, nayn!"
Katibin katipligi biteli yillar olmus. Katip elli yaslarinda simdi. Bildi ki, karsisinda "Nayn, Nayn" diyen, yegenidir!
Ih bin Kemal, dedi. Ih bin Kemal. Amerika. Ankil. Unkle... Unkle...
Telefonun öbür tarafında çok sıcak, içten bir hırıltı yükseldi.
"Yah, Yah.." "Unkle!"
Katip yegeninin, yegen katibin dilini bilmedi. Ama birbirini anladılar. Belli ki Katip baba Semih'i soruyor. Semih yok. Yegen telefonu kapatmak istemiyor. Dogdugundan beri gormedigi Amcalarindan biri telefonun obur yakasinda. Kikirdiyor. Seviniyor. Konusamiyor. Ama amcasini anliyor.
Katip:
"Do yu sipik inglish?" -Ingilizce biliyor musun?-
Lidil, -biraz-diyor, yegen. Baska bir sey diyemiyor.
Lidil. Onun inglish lidil, oburunun doc lidil. Karsilikli gurul gurul sohbet ediyorlar. Telefonu kapatmadan. Gulumseyerek. Konusmadan. Kikirdasarak.
Telefonu kapattiginda 'Katip'in yuregi bir tuhaf oluyor. Yillar oncesi Mubasir cocuklarinin ellerinden tutar koye gotururdu. Katip ve kardaslari amca ogullarinin dilini bilmez, karsilikli gulusurlerdi.
Aradan kirk kusur yil gecmis, bu sefer de yegenleri katibin dilini bilmezler.
Ama; amcalarini anlarlar...