Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Haziran '10

 
Kategori
Siyaset
 

Anayasa Mahkemesi kararını uygulamamak

Anayasa Mahkemesi kararını uygulamamak
 

Hukuki düşüncelerini siyasi düşüncelerine tutsak etmiş bir kişi Osman Can. İsminin önünde "hukukçu" yazıyor olması daha da acı verici öte yandan. Dışarıdaki halkın düşüncelerini yansıtır gibi "dan dan" söylemiş söyleyeceğini, öyle ki AKP'nin anayasasını hazırlayan Ergun Özbudun bile isyan etmiş "olmaz böyle şey" diye.

Osman Can'ın gazetelere konu olmuş, "Anayasa Mahkemesi olur da bu değişiklikleri iptal ederse meclis kararı yok saysın..." demecini okumuşsunuzdur.

Öncelikle bir konuda hemfikiriz: 12 Eylül anayasası değişmelidir, çünkü bu anayasa özgürlükleri kısıtlayan ve birçok antidemokratik düzenlemeler içeren bir anayasadır. Öte yandan 12 Eylül ürünü darbe anayasasının ikamesi bir sivil darbe anayasası olmamalıdır. Dolayısıyla referandumdaki oyumu açık etmekten çekinmiyorum: HAYIR diyeceğim.

Sonuç ne olur şimdiden bilmek pek mümkün değil, araştırmalar kah evet, kah hayır sonucunu çıkarıyor. Ayrıca Anayasa Mahkemesi'nin kararı da beklenemeli. Bu noktada bu yazı Osman Can'ın sözlerini konu edinecek. Anayasal bağlamda Osman Can'ın söylediklerini tartışalım.

Anayasa'nın 148. maddesini inceleyelim ilk olarak:

"Anayasa Mahkemesi, kanunların, kanun hükmünde kararnamelerin ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü'nün Anayasaya şekil ve esas bakımlarından uygunluğunu denetler, Anayasa değişikliklerini ise sadece şekil bakımından inceler ve denetler. (...)"

Madde 153:

"Anayasa Mahkemesinin kararları kesindir."

Madde 2:

"Türkiye Cumhuriyeti (...) bir hukuk devletidir."

Madde 4:

"Anayasanın (...) 2'nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri (...) hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez."

AKP'nin hazırladığı anayasa değişiklik paketinin söz konusu düzenlemeleri açıkça yargı bağımsızlığını tehdit eder boyuttadır. Anayasa Mahkemesi eğer iptal etmek isterse değişiklikleri "esas" bakımından inceleyemeyeceği için iptal gerekçesini bu şekil şartına dayayıp, "2. madde nitelikleri değiştirilmeye çalışılıyor, teklif edilemezler teklif edilmiş ve bu da şekil şartlarına aykırı olduğundan iptali gerektirir" diyecektir. Bu sadece benim tahminim, fakat Anayasa Mahkemesi yorum düzeyini aşıp esasa girmeye de karar verirse ve yetki düzeyini yorumla yükseltirse verdiği karar yine de kesin olacaktır. Burada Anayasa Mahkemesi'nin verdiği kararın doğruluğu ya da yanlışlığı ayrıca tartışılabilir ve elbette tartışılacaktır, fakat asıl olan o kararın kesinliğidir ve Osman Can'ın bahsettiği durum hukuksuzluğa çağrıdır ve gerçekleşirse her türlü hukuksuzluğun yolunu açar, devamı gelir. Bundan sonra her iktidar her aleyhlerine kararı uygulamamaya kalkar ve devlet iyice çığrından çıkar.

Daha önce de Anayasa Mahkemesi kararları için meclise veto yetkisi verilsin denmişti. Meclisin yaptığı yasaları, kanun hükmünde kararnameleri ve anayasa değişikliklerini denetleyen bir kurumun kararları için meclise veto hakkı verilmesi de nasıl bir çarpıklık gayet açık görülüyor.

Osman Can'ın bahsettiği durum kesinlikle dikkate alınmamalıdır. Hukukun üstünlüğü gereği Türkiye'nin en üst yargı organı Anayasa Mahkemesi'nin kararları doğruluğu yanlışlığı bir yana aynen uygulanmak zorundadır. Osman Can'ın bahsettiği -teşbihte hata olmaz, sadece bir atasözü- eşeğin aklına karpuz kabuğu düşürmektir.

 
Toplam blog
: 142
: 1092
Kayıt tarihi
: 27.09.09
 
 

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakülteliyim. Seyahat benim için bir tutku, her fırsatta bir yerlere ka..