- Kategori
- Anılar
Anılarda kalan mektuplar ve Şair Halil Soyuer
Türk edebiyatımızda eserleriyle, şiirleriyle ve öyküleriyle kendini topuma sevdiren, saydıran şairlerimiz ve yazarlarımız vardır. Bunları unutmak asla mümkün değildir. Şair Halil SOYUER’de bu hatırladığımız isimlerden biridir. Ünlü halk ozanımız Âşık VEYSEL’İN şu manidar dizeleri bu görüşümüzü destekler görüşündeyim:
“Her kim ki olursa bu sırra mazhar
Dünyaya bırakır bir ölmez eser “
…
Halil SOYUER’ de Türk edebiyatımıza birçok eserler bırakan mutlu kişilerden biridir. Sadece 200 yakın şiiri ünlü bestekârlarımız tarafından bestelenmiş ve TRT repertuarına girmeye hak kazanmıştır. Sadece şiirlerini besteleyenlerden birkaçını yazıyorum:
Celal ABACI, Halil AKSOY, Avni ANIL, Amir ATEŞ, Osman BABUŞÇU, Erdinç ÇELİKKOL, Metin EVERES, Mustafa DEMİRAY, Nihat DEMİRKOL, Yıldırım GÜRSES, Prof. Dr. Selahattin İÇLİ, Murat GÖK Dursun KARACA, Suat SAYIN, Ali ŞENOZAN, Cinuçen TANRIKORUR, Ziya TAŞKENT, İsmail DEMİRKIRAN, Ekrem GÜYER, Ali KOCATEPE, Mine ÖZEN, Erol SAYAN, Ferit SIDAL ve Macide TANRIKORUR gibi bestekârlarımız vardır.
Şair ve aynı zamanda gazeteci bir yazar olan Halil SOYUER, 04 Ocak 1921 yılında Balıkesir’in Havran ilçesinde doğmuş ve 17 Ocak 2004 yılında aramızdan ayrılmıştır. Rahmetli Halil SOYUER’in şiirlerini ve edebiyatla ilgili yazılarını 1962’lerden beri izliyor ve okuyorum. 1966 - 1969’ lerde Ankara’da çıkardığı ÇABA Aylık Sanat ve Edebiyat Dergisi’yle ( 36 sayı ) daha yakından tanımlaya başladım. Haberleşmemiz, görüşmemiz sıkça devam etti. Ne zaman yolum Ankara’ya düşse Rüzgârlı sokakta ki Ulus Gazetesi’nin yazıhanesine gidip onu ziyaret ederdim.
Halil SOYUER, cana yakın sevecen bir insandı. Aynı zamanda çayı, kahvesi içilen bir gönül adamı idi. 1970. Hiç bir zaman ben " büyük şairim, büyük yazarım" havasına kapılmazdı. insana tepeden bakmaz, hoşgörülü ve alçak gönüllü bir insandı. 1970 yılında yayınladığım ve benim ilk göz ağrım olan DİCLE KÖPRÜSÜ / şiirler kitabımı Ankara’da Çaba yayınları arasında köyde ilkokul öğretmeni iken, onun yardımlarıyla gün ışığına çıkarmıştım. Bu kitabın ilk önsözünü sevgili Halil SOYUER yazmıştı.
Aslında Halil SOUYER sevgi dolu bir şairdi. Anadolu geleneğine bağlıydı. Zira şiir kitaplarının birkaçı sevgiyle taçlandırmıştı. Örneğin Sevgi Çiçekleri ( 1996 ), Sevgi Burcu ( 1998), Yürektir Sevginin Yeri ( 1998 ), Sevgi Benden Hiç İzine Çıkmadı ( 1999 ), Sevgi Seli ( 2000) ve Sevgi Bağları ( 2001) gibi. Bu kitaplarda ağırlıklı olarak insan sevgisi üzerinde durulmuştur. Halen kitaplığımda ean az 18 kitabı imzalıolarak bulunmaktadır, 29 10, 199 5 tarihinde bana Ankara'dan gönderdiği " Zaman Akıp Gidiyor " şiir kitabında " Değerli şair, yazar kardeşim Abdülkadir Güler'e sevgilerle " diyerek İmzalamışlardır.
Bu değerli kitaplarını zaman zaman severek okuyor ve rahmetle ve onu saygıyla ve rahmetle anıyorum. Halil SOYUER’le zamanla Ankara’da görüştüğümüz gibi bir de birbirimize gönderdiğimiz mektuplar vardır. Mektup deyip geçmeyelim. Gerçi teknolojinin hızla ilerlediği, baş döndürücü bu günlerinde mektupların pek değeri kalkmasa da, yine mektuplar solmayan çiçeklerdir, tarihi belgelerdir. Sanatçılar arasında yazılan mektuplar kolay kolay kaybolmazlar. Bu mektuplar gelecek kuşaklara, sanatımız ve kültürümüz adına, zamanla geleceğe ayna tutarlar. Örneğin Cahit Sıtkı’nın Ziya Osman Saba’ya gönderdiği mektupları bir tarafa atamayız. Edebiyatımızda mektupların ayrı bir yeri vardır.
Eski Aydın Milletvekilimiz Sayın M.Kemal Yılmaz , bir sözünde : "Mektup olsun da çamurdan olsun” diyor. Ben onun için bana gelen sanat , kültür içerikli, edebiyatla ilgili tanınmış şair ve yazarların mektuplarını ayrı bir dosyada topluyorum. Bunları gelecekte bir kitapta toplamayı da düşünüyorum. İşte şimdi de sevgili şair ve yazar Halil SOYUER'in bana Ankara'dan gönderdiği birkaç mektuplarından birini sizlerle burada paylaşmak istiyorum.
Ankara: 22. 7.1993
Aziz şairim,
Şafak’taki yazınızla birlikte gelen kısa mektubuna teşekkür ediyorum. Daha önce Yunus Emre’yle ilgili Antolojini ( Yerli ve Yabancı Gözü ile Yunus Emre - Araştırma ve inceleme- İzmir 1993 ), adını taşıyan kitabınızı almış ve size bir teşekkür yazısı da yazmıştım. Demek ki elinize ulaşmamış. Bizim posta haneler böyle. Mektubu yerine ulaştırmadan önce ücretini peşin alır ve daha ötesine karışmaz. Bundan dolayı sizden ben özür diliyor ve ayrıca teşekkür ediyorum.
Sen git gide mükemmelin de üstünde bir araştırmacı kişiliği kazanıyorsun. Ben buna çok sevindim. Demek ki senin için yıllar önce Dicle Köprüsü / şiirler ( 1970 ) kitabında ÖNSÖZ’ de yazdıklarım boşa gitmemiştir.
Sami Ateş’in elim bir trafik kazası sonucu anamızdan ayrılması bizim cephede açılan bir gedik olmuştur ve bunun kapatılması kolay olmaya aktır. Kızım Emniyet Müdürü olduğu için onlar 1–15 Ağustos tarihleri arasında Didim’de Emniyet tesislerinde olacaklar.
Benim henüz katılmam kesinleşmedi. Gelirsem ziyaretinize gelirim.
Söke’deki sanat olaylarını, kültür çalışmalarını sizlerden öğreniyor ve seviniyorum. Selim Sabit Pülten, ’den epey zamandır haber alamıyorum. İşleri nasıl beni haberdar ederse sevinirim. En içten sevgilerle gözlerinden öpüyorum. Dostlara gönül dolusu selam.
Halil SOYUER
( İmza )
Not: Şimdi ki M.E. Bakanınız Nahit Menteşe Bey çok yakın dostumdur, bilginize.
Bu mektuptan sonra yine birkaç kez görüşmemiz oldu. Mektubunda adı geçen Sami Ateş ve Selim Sabit Pülten de şu anda yok aramızda, onları da rahmetle yâd ediyorum. Sevgili şair dostum ve üstadım olarak bildiğim Halil Soyuer’in vefatının yedinci yılında saygıyla ve rahmetle anıyor sözlerimi değerli şair ve eski Konya Senatörü ve Çağrı Dergisi’nin sahibi Sayın Feyzi Halıcı ‘ya armağan ettiği bir şiiriyle noktalamak istiyorum:
SEVGİ
Şair kardeşim Feyzi Halıcı’ya,
Dağ yarılsa, yerden sevgi fışkırsa
Kinin bentlerini yıksa içinden
Yaprak yaprak sevgi açsa ağaçlar
Nehirlerin sevgi aksa içinden
***
Sevgiyle arası olsa küs’lerin
Feryadı sevgiyle dinse seslerin
Geçen trenlerin otobüslerin
Hep gülen insanlar baksa içinden
***
Sevgi başı olsa tüm saat kaç’lar
Kimseye şan vermez sevgisiz taçlar
Omuza sevgiyle dökülen saçlar
Gül misali sevgi koksa içinden
***
Sevgiyledir bal yapması arı’nın
Sevgi can damarı gelen yarının
Kapatılan kahve fincanlarının
Fal yerine sevgi çıksa içinden
***
Bizden selam olsun tüm sevgilere
Dert gelmez sevginin geldiği yere
Bulut bulut dolsa sevgi göklere
Çaksa şimşek gibi çaksa içinden.
Halil SOYUER
08.11.1993.
( Sorma Hiç / Şiirler Ankara 1994.s.69 )