Ankara bu kez kan kırmızı...

Sonunda olanlar oldu. Türk halkının mitinglerle beraber, kararlı bir şekilde sergilediği ulusal birlik duruşundan korkan şer odakları; Türkiye'nin kalbi Ankara'yı, Ulus Meydanı'nı kana buladı.

Oysa çok değil, daha bir ay önce on binler; lâik ve aydınlık Türkiye'ye bağlılıklarını dile getirebilmek için, yurdun neredeyse en ücra köşesindeki şehirlerinden kalkıp, Türkiye'nin başkentine gelmişlerdi. Bir ay öncesine kadar Ankara'nın caddelerinde, ulusal bir coşku ve sevgi seli vardı Cumhuriyet'e.

Dün ise korku ve dehşete kapıldı; bir ay öncesinde coşkuyla çarpan yürekler. Ankara'nın en işlek semtinde, Ulus'ta Anafartalar Çarşısı'nın önünde patlayan âdi bir bomba, onlarca masum vatandaşımızın zarar görmesine neden oldu.

100 tane yaralımız var bu patlamada. 6 da canımızı yitirdik. Peki, asıl hedef kimdi? Suçu neydi bu insanların?

Cumhurbaşkanlık tartışmaları ve erken seçim derken, kötü niyetli bir takım mihraklar; yararlanmak istediler Türkiye'deki bu karışıklık ve belirsizlik ortamından.

Terörle mücadele konusunda, düne kadar Türkiye'nin yanında yer almayan Avrupa ülkeleri ve Amerika; ancak 11 Eylül 2001 Dünya Ticaret Merkezi saldırısı, İngiltere Konsolosluğu'na yapılan saldırılar ve yakın geçmişte İspanya'nın başkenti Madrid'de patlayan bombalardan sonra anlayabildi Türkiye'nin 23 senedir yüreğini dağlayan terör acısını.

Şimdi çok daha haklı bir durumda Türkiye.

Türkiye, eş zamanlı iki ayrı seçime odaklanırken; birliği de elinden bırakmamalı. Sandıkta olduğu gibi toplumda da...