Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

13 Mart '11

 
Kategori
Güncel
 

Anlamakta zorlanıyorum

Anlamakta zorlanıyorum
 

Okuduğunu doğru anlayan ve yorumlayanların varlığı nasıl ki içimizi aydınlatırsa, aksine “bilgi” sahibi olmadan “fikir” sahibi olmaya soyunanların ve okuduğunu yorumlamakta zorluk çekenlerin de olduğunu görmek aydın bir insanın içini sızlatır. 

Önemli olan toplum yaşamını zora sokan cehalet sendromlarına dur diyebilmektir. Cehalete hak ettiği cevabı yeterince verebilmektir. 

Eskiden insanlar okuyup öğrenmek isterlerdi. 

O nedenle ister istemez doğruyu öğrenmek, bilgilenmek için çaba gösterirlerdi. 

Şimdi ise teknolojinin bunca hızlılığına ve imkânlarına inat “düşünmeden” ve “bilgi sahibi” olmadan “fikir sahibi” olduklarını sanıp düşüncelerini beyan edenlere sıkça rastlanıyor… 

Yakında milletvekili seçimleri yapılacak. Herkesin malumu. 

Aday adayları “aday” olacakları partilere başvurularını yapmaya başladılar. 

Kamuda görev yapan kimi bürokratlar ve görevliler bulundukları görevlerden en son 10 Mart tarihi itibari ile istifa ettiler. 

İstifa edip milletvekili adayı olacak bürokratların çoğunluğu AKP’yi tercih ediyor. Kimisi de CHP ve MHP’yi. 

AKP’yi tercih eden bürokratlardan birisi henüz seçilmeden “Dünya lideri kadim dostum muhterem Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın emrinde bir nefer olarak hizmet edebilmek amacıyla görevimden istifa ediyorum” diyor… 

Milletvekili görevini “bir nefer gibi” yapacağını daha seçilmeden beyan ediyor… 

AKP’yi tercih eden bir başkası “ yeni dönemde eğer seçilirsem, biraz da emekli gibi yaşayıp, torunlarıma vakit ayırmak istiyorum” diye beyanat veriyor… 

Bunlar şimdilik basına yansıyanlar… 

Geçenlerde Karadeniz’in bir ilçesinde AKP görevlisi birinin Facebook sayfasında “Örtüsüz kadın perdesiz eve benzer. Perdesiz ev ya satılıktır ya da kiralıktır” diye yazdığı gazetelerde yer aldı… 

Bu şekilde düşünen bir insan çevresindeki başı açık komşularından utanır mı acaba… 

Cumhuriyetin ilanı sonrasında 1925’lerden itibaren Türk kadını çağdaş kılık ve kıyafeti benimsedi… 

Kadınlarımız onlarca yıldır başı açık bir şekilde toplum yaşamında yer almaktalar.. 

Kamuda görevli on binlerce çalışan kadın başı açık bir şekilde çalışmaktadır… 

Bu kadınların yaşamı yukarıdaki anlayışa göre nasıl değerlendirilebilir… 

Doğruluğu şüphe götürür bir “taciz” iddiası nedeni ile CHP’ye yönelik “balık baştan kokmuştur, tuz kokmuştur tuz” söylemi sözkonusudur… 

Yargıya taşınmış bir konuda yargının kararını beklemek gerektiği kanaatindeyim.. 

Ne var ki “tuzun nasıl koktuğu” yukarıdaki “Örtüsüz kadın perdesiz eve benzer. Perdesiz ev ya satılıktır ya da kiralıktır” söyleminde açıkça belli değil midir? 

Her konuda fikir beyan etmeyi ya da yorum yazmayı seven kimi kalemşorlara bakıyorum, bunlar hakkında tek satır yok. 

Ancak kimi CHP adayları hakkında ise yorum yazmayı kendilerine iş edinmişler. Köşelerinde yazıp çiziyorlar. Yazdıkları doğru mu yanlış mı umurlarında değil. 

Kırklareli valisi adaylık için istifa edenler arasında. CHP’den aday olacağını belirtmiş. Bunu duyan bir yorumcu bakın ne diyor: “İslam’ın şartı beştir. Altıncısı ise haddini bilmektir. Bekleyelim görelim. Mevlam neylerse güzel eyler”… 

İyi de biri çıkıp başı açık kadınlara ve ailelerine yönelik tasvip edilmeyecek laf ediyor. Sesin çıkmıyor… 

Bir başka aday çıkıp “emekli” gibi yaşayacağım diyor sesin çıkmıyor… 

Bir diğeri “nefer” gibi çalışacağım diyor sesin çıkmıyor… 

CHP’den aday olacak birine ise “haddini bilmeli” lafını ediyorsun. 

Peki niçin? 

“Bilgi” sahibi olmadan “fikir” sahibi olmayı bir kenara bırakmayı, bir vatandaş veya eli kalem tutan biri olarak doğruları araştırarak yazmayı veya eleştirmeyi denesek daha doğru olmaz mı? 

Daha dün TV kanallarının haberlerinde ve gazeteler ile internet sitelerinde çarşaf çarşaf “Ergenekon savcısı Zekeriya Öz’ün CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Antalya milletvekili Deniz Baykal ve CHP Parti Meclisi üyesi Gürsel Tekin’in eski Oda TV muhabiri ‘İklim Bayraktar’ın taciz iddiaları nedeni ile ifadesinin alınmasını istediği yazıldı, çizildi”. Yorumlar yapıldı… 

Sayın savcının bugünkü gazetelerde yer alan açıklamasında anlıyoruz ki böyle bir ifadeye çağırma söz konusu değil… 

Durup sormak lazım yalan haber yapmak “tuzun koktuğunu” gösteren bir durum değildir de ya nedir… 

 
Toplam blog
: 40
: 792
Kayıt tarihi
: 16.02.09
 
 

1958 Gürün doğumluyum. Emekli öğretmenim. Ülkemin ve dünyanın gündemini oluşturan konularda yazılar ..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara