- Kategori
- Psikoloji
Anne martı ..

Usulca giden geminin ardından bakakalmak..Dalgaların çıkarttığı köpükleri izlemek....Önümde ki çay soğumaya çalışıyor..
Yavru martı çığlık çığlığa ..! Annesine sesleniyor besbelli. Uçmaya çalışıyor başaramıyor. Karşıdan gelen vapuru fark ediyorum irkiliyorum.. Ama elimden bir şey gelmiyor ki ! Elimi uzatıp alabilmem mümkün değil ki ..Yitip gidecek belki de. Çığlıkları kulaklarımı tırmalıyor..Çaresizce bekliyorum. Neyi beklediğimi bilmeyerek..
Anne martı fark ediyor ! Çok uzaklardan .. Hızla geliyor yavrusunun yanına. Usta bir pike yapıp alıp kaçıveriyor oradan.
Uzaklara çok uzaklara ! Mutlu oluyorum..Alkışlıyorum çılgınca anne martıyı..
İncecik yüzü ile yılardır hep aynı yerde yaşadığını bilmek. Yaşadığı yer orasıydı hep.
Yani sokak ! Islak kaldırımlar, kuytu köşeler..Üzerinde incecik yağmurluğuyla. Çok eskilerden kalan. Ve dilinde hep aynı şarkı.."Bekledim de gelmedin " Kim di bu beklenen acaba ..
Akşam esnafların verdikleri ile karnını doyurmak. Sonra kıvrılıp bir banka yatmak. Soğuğa aldırmadan. Ya da aldıramadan. Gecenin karanlık yüzüyle bir başına kalmak. Kadın olmak da cabası..
Sabahın ilk ışıklarıyla uyanıp yaşamak. Ya da yaşamaya çalışmak. Yüzünde ki derin çizgilerle gülümseyerek ya da gülümsemeye çalışarak günü selamlamak.. Anne martı neredesin ?
Hastane bahçesinde ki orta yaşlı adamın çaresiz bakan gözleri. Bir çift gözden çok ok gibi saplanırken yüreklerimize..Kalınlaşmış sesinin verdiği yürek titreten melodi..Hep aynı şarkı dilinde.."Hastane önünde incir ağacı" ..
Peki anne martı buraya da gelecek mi ?
Giden , yitirilen her olgu..Hep anne martıyı beklemekle mi geçecek acaba ! Sıcak çayın verdiği haz kadar kısa hayatımızın bekleyişleri. Hep umut ederek yaşamak mı acaba ?
Anne martı ! Sen hep bizimle ol tamam mı ! Adını "umut" mu koysak acaba yoksa !!!