- Kategori
- Seçim
Antalya'da neler oldu

yaparsa hoca yapar!
29 Mart 2009 yerel seçim sürecine yeni girdiğimiz günlerde Türk basınının Amiral gemisi olarak adlandırdığımız gazetenin Akdeniz ekinde deneyimli bi köşe yazarı abimiz aşağı yukarı şu anlama gelen bi yazı yazmıştı.
‘Başkanımız Menderes Türel’in bu yerel seçimlerde İzmir’den aday gösterileceğine dair kuvvetli duyumlar alıyorum.’
Sonra bu duruma çok üzüldüğünü, başkandan ayrılmanın zor olacağını ama yapacak bi şey olmadığını bu kadar başarılı bir başkanın siyasette önünün açılmasının kaçınılmaz olduğunu falan yazıp son bombasını patlatıyordu.
‘Bu sayede İzmirliler de başkanımız sayesinde mutlu bir yerel yönetim dönemi geçireceklerdir’
...
Yerel yayınlarda bu örneklere rastlamak çok zor değildir ama bu yazının aklımda kalmasının sebebi biraz da yayınlandığı gazete elbette.
O zamanlar hemen hemen suyun başındaki herkesin düşüncesi böyleydi.
Başkan, genel sekreterler, daire sorumluları ve bilumum bürokratlar her yerde aynı nutku atıyorlardı.
‘Antalyalı hizmeti gördü’
‘Antalyalı makus kaderini yendi’
‘dubai olduk’
‘Tek rakibimiz Milano’
‘Merhaba Barcelona’
Bu çok klasik propagandalarla, muhalifleri ‘yahu işimiz zor’ psikolojisine düşürmek için ellerinden geleni yaptılar.
...
2) Biraz menekşe saksısı, aptal pop şarkıları eşliğinde dans eden Ortadoğu havuzu, karayollarının yaptığı köprülü kavşaklar, altı ayda bi yenilenen aptal çingene pembesi kaldırımlarla ‘işi bitirdiklerini’ sandılar.
(sahi ‘başkanımız bir dönem daha mı hizmet etmeli, yoksa kabineye Kültür bakanı mı olmalı’ diye maraza çıkarıp yazılarında kavga eden abilerimiz bile vardı)
Peki biz uzayda mı yaşıyorduk?
Berbere gidiyordum ‘sıhhatler olsun’ dediğim minibüs şoförü şöyle diyordu ‘abi hiçbir dolmuşçudan, hiçbir dolmuşçunun yedi sülalesinden artık bunlara oy çıkmaz’
Bir belediyeci abim havadan sudan konuşurken etrafını şöyle bir süzüp sessizce şöyle demişti ‘başkana ve partiye çok tepki var, belediyeci olduğum anlaşılmasın diye elimdeki telsizi esnafın önünden geçerken saklıyorum’
Bunları bilmek, duymak için siyasetçi ya da sosyolog olmaya falan gerek yoktu tabii. Esnaf, başkanın isminden türettiği bi lakap takmıştı kendisine doğrusu çok da hoş değildi ama en azından 29 Mart’ın işaretini veriyordu bu tavır.
Daha bu örneklerin onlarcasını yazabilirim.
Demek istediğim biz öyle aman aman şaşırmadık bu sonuca. Şaşıranlar da haklıdır 22 Temmuz’un o tuhaf akşamını yaşayan herkes bu ülkedeki seçimlere, seçimlere yönelik tahminlere daha mesafeli yaklaşıyor artık.
...
3) Akaydın hoca ve ekibinin işi gerçekten zor olacak.
Pazar akşamı başbakanın yüzünü gördünüz ‘yahu ben de İzmir’i gavur sanırdım, Antalya daha gavurmuş’ demediği kaldı.
Basının bu sonuçtan sonra Akaydın Hoca’ya ilgisinin daha yüksek olacağını düşünüyorum ama hoca tam tersine bunu avantaja dönüştürecektir.
Antalya’da inşa edilecek gerçek bir sosyal demokrat belediyecilik anlayışı Ankara ve İstanbul’a da model olacaktır.
...
Antalya’da ‘Antalyalı’ çok azdır.
Kente yeni gelenler Karaoğlan parkını gezerken ağızlarına –aslında portakal sandıkları koca bir turunç dilimini atmadan onlara gerçeği söylemeyiz. Bu son seçim sonuçları da gösteriyor ki Antalyalı olsun olmasın artık bu kentte yaşayan herkes neyin turunç, neyin portakal olduğunu anlamış görünüyor.
Darısı güzel ülkemizin başına...