Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Nisan '10

 
Kategori
Blog
 

Antalya'dan Ata Kemâl Şahin geçti...

Antalya'dan Ata Kemâl Şahin geçti...
 

Her şey bir bloğun altına yazılmış hoş bir yorumu okumamla başladı. Benim, her zaman ' Temiz Türkçe ' diye adlandırdığım bir tarzda yazılmıştı yorum. Merakla üye bilgilerine ve bloglarına baktım. ' Nasıl da keşfetmemişim bugüne kadar ' diye hayıflandım bloglarını okuyunca. Dupduru, içtenlikli, kimi zaman hüzünlü, çoğu zaman da neşeli yazılardı. En çok da görmediğimiz yerleri bize, sanki yazıyla bir tablo çizermişçesine anlatışını sevdim ilk başlarda. Sonrasında da yazılarını dört gözle beklediğim yazarlar listesine girdi. Kimden söz ettiğimi biliyorsunuz; Ata Kemâl Şahin'den elbette...

Karşılıklı yorumlaşmalarla ve kısa mesajlarla başlayan dostluğumuz zaman içinde pekişti. ' Bir gün Antalya'ya gelirsem...' diye başlayan cümleler kurdu Ata bey. Güzel bir dilek, diye düşünmüştüm en başta. Çünkü Ata bey bana göre ' Modern çağın Evliya Çelebisi ' idi. Onca işinin arasında nasıl fırsat bulacaktı şehrimize gelmeye? Ata beyi yeterince tanımadığımı ' Geliyorum ' diye yazdığı gün anladım. ' İstemek, yapabilmekti ' Ata beye göre, gelmeyi ve bizlerle tanışmayı istemişti ve geldi...

Baharın kokularının, güneş ışıklarıyla, denizin mavi ışıltısıyla harman olduğu güzel bir 14 Nisan gününde, falezlerin üstünde, Akdeniz'i kucaklayan bir masanın etrafında buluştuk 5 blog arkadaşı; Ata bey, Gül Alkan, Fatma İyibilgin, gelinim mea culpa, ben ve elbette şeker parçası torunum:) lMasamızdaki tek erkek Ata bey olmadı böylece. Torunum da Ata amcasına eşlik etmiş oldu:)

Ata bey bir eliyle bize imzaladığı kitaplarını, diğer eliyle ise dostluğunun sıcaklığını taşımıştı. Tabii minik kankasına getirdiği itfaiye arabası ve şirin T-Shirtleri saymazsak:)

Bu buluşmanın adına ' Blog yazarları Antalya toplantısı ' demeyeceğim. Bir dost toplantısıydı çünkü bu. Sevgili Fatma'yı zaten uzun zamandır tanıyordum. Gül ile de ne kadar yakın evlerde oturduğumuzu öğrendik bu tanışma sayesinde. Ata bey de zaten blogdaki en şeffaf yazarlardandı:) ' Görünür blogger olmak ' yazısında herkesi aynı şeffaflığa davet ediyordu. Ben de bu davete ilk uyanlardandım:)

Güzel bir sohbet yakalanmışsa ne olur? Zaman asla yetmez insana. 14 Nisan günü bize de yetmedi zaman. Çok güzel bir ortamda, masanın üstünde sevgili arkadaşım Fatma'nın güllerinin, Akdeniz'in ışıltılı mavisinin, hoş bir müziğin eşliğinde; sanki birbirini uzun yıllar sonra görebilmiş 5 eski dost gibiydik.

Bu sohbet ortamı Ata bey sayesinde gerçekleşti. Neredeyse ayağı yere basmadan uçan, bir ülkeden diğer ülkeye koşan bir dostun, bizler için zaman ayırabilmesi çok duygulandırdı bizi. Ve belki de en önemlisi, konuğumuz kendisi olmasına karşın, Ata beyin bize ev sahipliği yapmasıydı. Ne incelikti...Hâlâ içimizde taşıyoruz o mahçubiyeti...

O gün o masadaki güzel sohbete, ben de oracıkta Ata bey için yazdığım kısa bir yazıyla eşlik ettim. Yazmak için kağıt ararken Ata bey masadaki peçeteyi tutuşturuverdi elime. ' Buna yazın, ben çerçeveletip saklayacağım nasıl olsa ' diyerek:)

Şu cümleler akıverdi kalemimden;

Çok uzaklardan, tıpkı bir martı gibi, güneşin ışıklarına bATA çıka gelen değerli dostum ATA;
Gözlerinizi kapATArak hissedin Akdeniz'in şATAfatlı huzur mavisini.
İsterseniz sahilden rengârenk bir çakıltaşı ATArak duyurun denize, yanımıza geldiğinizi.
Ya da çakılların üstündeki, siestaya kışkırtıcı turkuaz renkli bir şezlongda yATArak hissedin şehrimizin iklimini.
Ve bu güzel iklimde kaş çATArak kovalayın kötü düşüncelerini insanların.
pATAgonya'yı, pATAra'yı, diğer gerçek ve hayâl şehirleri kaleminizden okumak öyle güzel ki...
Umarım günün birinde Best Seller ( çok sATAn ) kitaplar listesinde görürüz adınızı.
Anılarınızın arasına bu güzel 14 Nisan gününü de kATArak ayrılın buradan...
Sevgilerimle

Ata bey tıpkı yazıları gibi; dupduru, içten, maskesiz, dost canlısı ve son derece donanımlı bir insan, gerçek bir dost. Tabii Sevgili Gül, Fatma ve gelinim mea culpa için de aynı güzel şeyleri yazmak isterim. Ama bizler zaten aynı şehirdeyiz, Tanrı'nın sürekli başını okşadığı bu güzel şehirde:) Diğer arkadaşlarıma bu sözleri söyleyebilmek için tekrar bir araya gelmemiz çok kolay. Ata beyin şehrimize yolu bir daha ne zaman düşer, bilemem. Sürpriz dolu biri olduğu için en yakın zamanda tekrar geleceğinden eminim ama:)

Bu güzel tanışma günü ve o içtenlikli dostluğu için kendisine teşekkür ediyor ve tüm blogger dostlarıma aynı güzelliği yaşamalarını diliyorum. İyi ki sizi tanımışız Ata bey...

Not; Zaman fukaralığım yüzünden günler sonra yazabildiğim için dostlarımdan özür diliyorum.

 
Toplam blog
: 261
: 2212
Kayıt tarihi
: 23.07.07
 
 

1954 Antalya doğumlu ve Antalyalı'yım. Ülkemin ve özellikle bu şehrin sevdalısıyım. Sanatın pek çok ..