Aranızda "Ressam" var!

Fırçamdan çıkan, renk ve şekillere sözlerimi de katarak, duygularımı paylaşmak üzere aranızdayım. Ve bu bana büyük keyif veriyor. Neden vermesin? Ben de binleri bulan blog yazarı gibi, birilerinin maşası olmaksızın olaylar karşısındaki insanî tavrımı sergiliyorum. Bu özelliğimizle toplumsal yaşama değerler kattığımıza inanıyorum.

Ben sizlerden ayrı olarak, resim ve sanat tarihi ile ilgileniyor ve profesyonel ressam olarak çalışıyorum. Biyografimi okumayan arkadaşlarıma saygı ile duyuruyorum. Çünkü, halen Bursa'da devam eden sergim var. Nilüfer- Konak Kültürevinde 36 adet yağlıboya tablolarım sergilenmektedirler . Bunun dışında özel resim dersleri ve konferanslar veriyorum.

Genelde sanat çalışmaları, özelde ise resim ne işe yarıyor? Zaman ayırıp, bu mekânlara gelecekler biraz da menfaatlerini düşüneceklerdir. Saygı duyarım. Hattâ " sanat denen şey, karın doyuruyor mu?" diye soranlar da olabilir. Sanatsal uğraşıların, bir eğlence gibi algılandığı günlerdeyiz. Evet sanat eğlendirir ama orada kalmaz. İyi bir eser aynı zamanda "düşündürür" de. İşte sanatın gizemi düşündürdüğü şeylerde saklıdır ve bir eser nekadar farklı düşündürürse okadar değerlidir. İşte bu anlayıştan yola çıkarak uygar ülkeler daha da ilerilere gidebilmek için, ayrıcalıklı özelliklere sahip sanatçılarından yararlanmaya devam ediyorlar. Bizim gibi geri bırakılmak istenilen ülkelere ise mâlum yemler sunularak akıllar bel kemerlerinin aşağılarında tutuluyor. Ve onlar nitelikli bir yaşam sürerlerken, biz ise yaşadığımızı sanıyoruz sadece...

Kısaca özetlersek: Eğlence gibi görünen sanatsal atkinliklerden, yaşamsal mesajlar alarak nitelikli bireyler olmakta yararlandığımız tartışılmaz bir gerçektir. Uzun süre sanat olaylarını izleyen bir insanın kişiliği gelişir, özgüveni artar, güdülmekten kurtulur, yalanlara kanmaz, başkaları tarafından kullanılmaz, Sayısal değerlerle oluşan demokrasiler için, her bireyin nekadar önemli olduğunu izaha gerek yoktur sanırım.

Günümüzünh insanı mutluluğu yakalayabilmek için, sanatı sadece eğlence vasıtası olarak gösteren zihniyetten kurtulmalı; Onu daha düzeyli bir yaşam için rehber edinebilmelidir.

Büyük devlet adamı Atatürk: "Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir" diyebilmek için, 19. yy estetik bilmini araştırma zahmetine katlanmıştır. ! Ülke yönetenlerin, fizyolojik ihtiyaçlar dışında kalan ve hayatî önem taşıyan "sanat "gibi olguları da gözetmeleri gereğine inanıyorum.