Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

kevser şekercioğlu akın

http://blog.milliyet.com.tr/kevser

26 Haziran '07

 
Kategori
İlişkiler
 

Arkana bakma sakın!

Arkana bakma sakın!
 

Bahar günlerini kıskandıracak kadar güzel bir gün. Öyle pırıl pırıl öyle tertemiz ki insanın içine mutluluk doluyor sanki ama soğuk. Akşam iş çıkışı sana uğramayı düşünüyorum diye konuşuyorum telefonda seninle, seviniyorsun. Hep az konuşmaya söz veriyorum kendime ama senin karşında yapamıyorum bunu. Sana olan sevgimden kaynaklanıyor bu kadar çok konuşmam. İstiyorum ki dinsin içindeki acabaların ve keşkelerin ve biliyorum ki insan sadece kendi kendine bitirebilir bütün duygularını. Yaşayarak, acı çekerek, sancılanarak doğurur ertesi günlerini. Çalışırken karşımda sen varmışsın gibi konuştuğumu fark edip gülüyorum.

Benim konuşmalarım yanan ateşe bardakla su dökmek gibi yetersiz biliyorum yaşadıkların karşısında ama sanki senin bile bilmediğin değerini sana hatırlatma çabasındayım. Hepimiz yalnız ve aciziz hayat karşısında da benim ki yalnızlığını unutturmak için muhabbet olsun kıvamından biraz fazla. Tekrar üzülmeni ve aynı sebeplerden ve aynı kişi yüzünden acı çekmeni istemiyorum. Peki itiraf ediyorum, benim yaptığım hataları senin yapmanı istemiyorum. Hani bir söz vardır “Ayrıldığın işine, boşandığın eşine dönersen kepaze olursun” diye. Benim ki böyle bir korku.

Pişmanlıklar içinde yaşamak çok ağır bir bedel. Keşkeler tüketir insanı, neden yaptımlar, neden geri döndümler başımıza gelen her şeyi hak ettiğimizin en güzel kanıtıdır da, yaşamadan anlayamıyorsun çoğu zaman. Sana bakıyorum içim acıyor. Hani kadınlar hep sorarlar ya “Nerde öyle erkekler bu zamanda kaldılar mı?” diye. İşte burada bir tane var diye bağırmak istiyorum bazen. Öyle özenlisin ki yaşama dair ne varsa, ben bile neden diye soruyorum senin adına. Sokakta kaza geçiren insanları tanımadığı halde kucaklayıp hastaneye götüren, ailesine, arkadaşlarına, çocuklara, ağaçlara özen gösteren kaç insan kaldı ki günümüzde. Hayvanlar sende var olan sevgi karşısında nasılda peşindeler. Sera (Doberman) seni görünce nasıl davranıyor bir düşün, sevginin karşılığı böyle bir şey. Anlatabildim mi? Uzun boylu, yakışıklı, tertemiz, beyaz dişli, güzel gülüşlü…. Hayır sana olan sevgim yüzünden abarttığımı düşünmüyorum. Ben sevgilerimle beğenilerimi, yüreğimin istedikleriyle gözlerimin gördüklerini ayırt edebilme özelliğine sahibim.

En çok da senin için özel olan kadına titredin. Evine gösterdiğin özen, harcadığın emek, eşinden esirgemediğin şevkat, bunlar bugün değerini bulamamış olabilir ama mutlaka bir yerlerde karşına çıkacak eminim bundan. Güzel bir dünya yaratmaya çalıştın ikiniz adına ama tek taraflı çaba bu kadar oluyor görüyorsun. Seninde söylediğin gibi bunca şeye rağmen yinede aynı davranırdım, ben sevmeyi seviyorum diyorsun ya, bazen karşılığı olmuyor işte. Özenmeden, yıkıp dökerek yaşayıp, sonra pişmanlıklarını dile getirip yalvaran insanlara dikkat ediyorum yıllardır, hep aynılar biliyor musun? Cinsiyet farkları yok, sürekli yanılarak yaşamalarına rağmen hep yanılgılar içinde ve ne olduğunu anlamadan ve hep üzgünler ve hep pişmanlar nedense.

Seviyorum derken yalan söylemediklerini biliyorum ama sevme biçimleri farklı. Sevdiğini kıskandığı için öldüren insanlarla dolu gazetelerin üçüncü sayfaları. Üstelik öyle çok seviyorlar ki bir bıçak darbesi yetmiyor çoğu zaman parçalıyorlar sevdikleri insanların bedenlerini. Sezen Aksu’nun “Aşk için ölmeli aşk o zaman aşk” cümlesindeki derinliğin anlamını asla anlayamayacak insanlar tarafından yapılıyor bütün bunlar. En belirgin özellikleri balık hafızalı olmaları ama özellikle kendi yaptıkları hatalara karşı. Senin aşkını alet ederek yeniden başlayalım diye yalvarandan korkmayı çok önce öğretti hayat bana. Sakın kanma asla değişmezler.

Önce hırpalayıp sonra yıpratıp, eskitip, tüketen, anlık kurtuluşların peşinde olan insanlardan uzak durmakta her zaman fayda vardır. Aslında senin kiminle olduğun, yaşı, medeni hali, güzelliği çirkinliği, alt-üst kimliği beni zerrece ilgilendirmiyor, benim için önemli olan bakışlarında mutluluk pırıltıları görmek ve sen mutlu olmayı fazlasıyla hak ediyorsun. Dilerim bir gün sevmeyi sevdiğin kadar sevilmeyi de tadarsın. Kendine, hayatına özen gösteren bir kadınla birlikte olmanı içten diliyorum. Hayat, al gülüm ver gülümdür kesinlikle. Koşulsuz sevgi bir süreliğine geçerlidir. Sadece alan insan, sırtta kambur, yürekte cılk yaradır bitanem hem acıtır hem kokutur.

Sevgiyi yüreğine istediğin zaman sokup istediğin zaman çıkaramayacağını biliyorum ama orda dur ve bunun adına “acıma” deme lütfen. İlla birine acımak istiyorsan otur da kendine acı. O evi kurabilmek için harcadığın enerji ve emeğe, gösterdiğin özene, içinde yeşerttiğin, yaşamayı umduğun bütün güzel şeylere, umut etmekten vazgeçtiğiniz bir anda, üç yıl tedavi sonucu oluşmuş bebeğinin canlandıktan sonra yok edilme sebebine ve bütün bunlar karşısında yaşadığın şoklara acı.

Adı güzel, kendi güzel adam, değerinin değerini gösterecek biri mutlaka bir yerlerde seni bekliyor bunu ben biliyorum. Eğer sen varsan senin diğer parçanı oluşturacak biri daha var. Ben en kısa sürede karşına çıkması için dua ediyorum. Rica ediyorum, acımayla sevgini birbirine karıştırma. İnsanların derdi kendini acındırmaksa bu onların sorunu, kendini bu işe alet etme. En çok canımı ne yaktı biliyor musun? Sevgimin ölçüsü kullanılarak hiç bitmeyecek sanılmasıydı. Sevmek bir anlamda kıyamamak demek bana göre. Zaman zaman alıp başımı kaçmak istedim nereye gideceğimi bilemeden. Yapamadım. Gittiğim yerlerde barınamamaktan korktuğum için değil, arkamda kalanlara kıyamadığım için.

Severken, ölümü bile düşünemez insan bilirsin. Gözlerine baktığı zaman içi titremeli insanın sevgiden. Süreyi kimse belirleyemez ama korkmamalı geleceklerden, kendine, yaşamına sahip, ne istediğini bilen biri olursa güzel olur yaşam. Gördüğün, yaşadığın anları onunla paylaşırsan anlamı var yoksa anlamsızlaşır hissettiklerin. Hep söylerim, ya vardır ya da yok, ya hep ya da hiç. Bu sana çok sert bir ifade gibi gelmesin tabi ki hayat bu kadar keskin çizgilerle ayrılmıyor ama umursamayan ve önemsemeyen insanların her yaptığı hareket çok keskin yaralar açıyor insanın yüreğinde. Arkana bakma, bu sevgi yoğunluğu senin içinde kime sunacağın da sana kalmış söylediğim gibi beni senin mutlu olman ilgilendiriyor. Bana düşen bir şey varsa elimden geleni seve seve yapacağımı bilmeni istedim sadece.

 
Toplam blog
: 374
: 869
Kayıt tarihi
: 15.01.07
 
 

1965 Akçakoca doğumluyum. Evli ve dört kız annesiyim, küçük bir kızın  anneannesiyim. A.Ü. Halkla..